Güncelleme Tarihi:
Emirgan Sahil Yolu'ndaki Ziraat Bankası Personel Vakfı'na ait arsa üzerinde yapılan inşaatın sahte belgeyle araziye ait parsele dahil edildiği iddiası bir soru önergesiyle TBMM'ye de yansıtıldı.
Boğaziçi'nde Emirgan Sahil Yolu'nda Ziraat Bankası Personel Vakfı'na ait bir arsa üzerinde yapılan inşaat ile ilgili olarak sahte belge düzenlendiği iddia edildi. Ziraat Bankası'nın, sahte belge düzenleyerek restitüsyon adı altında, yok olmuş eski bir tarihi yapıyı, sahte ebatlarla kendi arazisinin parseline oturttuğu iddiaları, bir soru önergesi ile TBMM'ne de bildirildi.
Emirgan Sahil Yolu'nda Şerif Ali Paşa Yalısı'nın yaklaşık 100 metre ilerisinde gece gündüz devam eden inşaat, komşu yalılar tarafından yargıya şikayet edildi. İnşaatın yakınındaki evlerde oturanlar, 1998 yılında üç ayrı kararla söz konusu inşaata izin veren İstanbul 3 No'lu Kültür ve Tabiat Varlıkları'nı Koruma Kurulu Müdürlüğü'nü dava etti.
Ziraat Bankası için öne sürülen iddialar üç başlık altında toplanıyor.
1) Eskiden var olduğu kitaplardan anlaşılan, eski eser olduğuna ilişkin tescil kaydı bulunmayan bir yalının yeri ve ebatlarını sahte belgelerle değiştirerek, kendi parseline oturtmak ve bu sayede Kurul'dan restitüsyon izni almak.
2) Eski yalının restitüsyon inşaatini, aynı arazi üzerinde yer alan eski eser olduğu tescilli bir tarihi fırının duvarlarına kadar dayandırarak fırının yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmasına neden olmak.
3) İmar yönetmeliği hükümlerine aykırı olarak, inşaatı komşu parsel hududuna bitişik şekilde, mevcut evlerin cephe hizasından 10 metre ileriye taşımak ve yüksekliğini 16 buçuk metreye kadar çıkarmak.
Muhalefet şerhi var
İddia makamı, bu yapının aslında orada olmadığını, büyük bir kısmının şimdi sahil yolu olan yere kaydığını, Ziraat Bankası'na ait araziye, yapının sadece üçte birlik bir bölümünün denk geldiğini savunuyor.
3 No'lu Kurul'un verdiği kararın ‘‘Yok olan tescilli yapılara ilişkin işlemler’’ ve ‘‘Taşınmaz kültür varlıklarını koruma, bakım ve onarımlarına’’ ilişkin ilke kararlarına aykırı olduğunu iddia ediyor. İddia makamı, inşaat için verilen restitüsyon projesinin uygulanmasına ilişkin kararın iptalini ve yürütmenin durdurulmasını talep ediyor.
Beş kişilik izni veren Koruma Kurulu arasında, karara muhalefet şerhi koyan bir üye de, inşaati dava eden taraf gibi düşünüyor.
Kurul Başkanı Mimar Sinan Üniversitesi Öğretim Üyesi Haluk Sezgin, Başkan Yardımcısı İsmet Okyay, diğer üyeler Afife Batur, Teoman Hotin ve Oktay Ekinci'den oluşan kurulun aldığı kararın altında, Başkan Yardımcısı Okyay'ın muhalefet şerhi var. Okyay, kararın altına koyduğu şerhte aynen şöyle diyor:
‘‘Tarihi yapının, yarısının kesilerek restitüsyon uygulaması olarak inşa edilmesi ve bir bütünmüş gibi düşünülerek kurulca karar verilmesi, koruma felsefesine ve ilkelerine temelden aykırıdır.’’
Neden durdurulmuyor
İnşaat aleyhine yürütmeyi durdurma istemiyle açılan dava halen devam ediyor. Bu tür davalarda ihtilaf sonuçlandırılana kadar alınan yürütmeyi durdurma kararı şimdiye kadar mahkemeden çıkmadı. Ziraat Bankası Personel Vakfı'nın müteahhit firması Tanker İnşaat, gece gündüz çalışıyor. Adli tatile giren mahkeme, bir dahaki celseyi açtığında da muhtemelen Ziraat Bankası inşaatı tamamlamış olacak. Yani mahkeme kararını açıklarken bitmiş bir inşaat için karar verecek ki, bu da davalı tarafa bir avantaj sağlayacak.
Ziraat Bankası'nın komşularının açtığı davada yaşanan ilginç bir gelişme de her iki tarafın da davada aynı delili gerekçe göstermesi. Ziraat Bankası'nın restitüsyonunu yaptığı binanın eskiden nerede, hangi ebatlarda var olduğunu kanıtlamak için delil gösterdiği şey, Sedat Hakkı Eldem'in Boğaziçi Yalıları adlı kitabı.
Davacı tarafın, söz konusu yapının aslında o ebatlarda orada olmadığını ispatlamak için delil gösterdiği kitap yine Sedat Hakkı Eldem'in aynı kitabı.
Restitüsyon bahane
Türkiye'de, özellikle imar izni kolay verilmeyen bölgelerde, inşaat yapmak için paravan olarak kullanılmaya başlanan ‘‘Restitüsyon’’ uygulaması, eskiden var olduğu ispat edilen bir yapının, bugünün koşullarında tıpkı eskisi gibi tekrar inşa edilmesi anlamına geliyor. Restitüsyon inşaatlerinde, eski yapının projesi anlamına gelen rölöveler çıkarıldıktan sonra, eser eski yerinde, eski ebatlarında aynen inşa ediliyor. Özellikle, ‘‘Öngörünüm‘‘ olarak adlandırılan Boğaziçi sırtlarında ve Boğaz'ın kenarlarında imar izni almak isteyenler, kendilerine bir eski eser bulup, bölgeden sorumlu 3 No'lu Kurul'dan restitüsyon talebinde bulunuyorlar.
TURİNG Başkanı Çelik Gülersoy, restitüsyon uygulamaları ile ilgili şunları söyledi:
‘‘Restitüsyoncular, bizim İstanbul Kütüphanesi'ne kapanıp, uzun araştırmalardan sonra kendilerine bir yapı bulur. Sonra fotoğraflar çeker, belgeler toplar, Anıtlar'a gidip inşaat izni isterler. Son zamanlarda konu kaçak yapılaşma için suistimale çok açık bir hale geldi. Toplanan belgelerin çok iyi incelenip, izinlerin titizlikle verilmesi gerekiyor. Ziraat Bnkası inşaatında da bu yapılmalı. Ne delil göstermişler, iyi incelenmeli.’’
Çatır çatır yıkılır
Kültür ve Tabiat Varlıkları'nı Koruma Kurulları'nın bağlı olduğu Kültür Bakanı İstemihan Talay'a sunduğu bir soru önergesiyle, konuyu TBMM gündemine taşıyan İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı, usülsüzlüğün Kurul'dan kaynaklandığını savunuyor.
‘‘Türkiye'de 40 kişiyiz birbirimizi biliriz. Daha önce de bu Anıtlar Kurulu hakkında bir sürü şikayet geldi. Bu konuda bir usulsüzlük yapıldığına büyük oranda inanıyorum. İnşaatı bitirseler dee önemli olan yargının vereceği karardır.
İçişleri Bakanı Tantan, Valilere emir gönderdi. Kaçak yapıları yıkacaksınız diye. İşini ayarlayan etkin yetkinlerin yıkılmayacak ama fakirlerinki yıkılacak diye birşey olmaz. Tantan kimsenin gözünün yaşına bakmaz. Mahkeme iptal kararı verirse, o inşaat çatır çatır yıkılır. Bu gibi olayların örnek olması için aramızda Meclis'te imza da toplayacağız.’’