Güncelleme Tarihi:
Genelde Türk-Yunan ilişkileri, turizmi ve kumarhaneleriyle gündeme gelen Kıbrıs'ta son yıllarda bir başka değişim de hızlı bir şekilde yaşanıyor.
Adadaki üniversitelerle birlikte sayıları giderek artan ‘‘yabancı’’ öğrenci grubu ve onların kendine özgü tavırları, Kıbrıs'a yeni bir yaşam tarzı getirdi. Böylece Kıbrıslıların bir takım alışkanlıkları değişmek durumunda kaldı ya da bu ‘‘yeni’’ davranışlara bir türlü alışamadılar. Kimi, öğrencileri nedenli ya da nedensiz çok sevdi, kimi durumdan hiç hoşnut kalmadı. Bugün öğrencilerle halk birbiriyle ya sıkı fıkı ya da kanlı bıçaklı yaşayıp gidiyor. Kanlı bıçaklı sözün gelişi tabii, orada ne bıçak var ne de kan... Sakin bir ada Kıbrıs. Büyük şehirlerden giden bütün çocukları sıkacak kadar sakin ve kendi halinde...
ZZ bir plaka türü. Resmi anlamı ‘‘Zorunlu Ziyaretçi’’, yani adada öğrencilik, askerlik gibi ‘‘zorunlu’’ nedenlerle bulunanların kullandığı gümrüksüz araçlara verilen bir plaka. Ama Kıbrıs'ta bir plaka olmaktan çok şey ifade ediyor. Öğrencilerin asker sayısını çoktan katladığı adada bugün ZZ denildiğinde, halk arasında ‘‘zengin zibidi’’ ya da ‘‘zengin züppe’’ gibi anlaşılıyor. Gelen öğrencilerin çoğunluğu gerçekten zengin ailelerin çocukları, fakat maddi durumu iyi olmayan, zorlanarak okuyan öğrenciler de yok değil.
KİMİ OKUMAYA, KİMİ GEZMEYE
Öğrenciler neden böyle anılıyor? Bu sorunun cevabı, Kıbrıs üniversitelerini tercih eden öğrencilerin ekonomik ve kültürel yapılarından kaynaklanıyor. Çoğunlukla Türkiye'de bir yer kazanamayıp gelen, ailesinin maddi durumu iyi olan öğrenciler, burada özgür bir hayat yaşıyorlar. Büyük bir çoğunluğun altında lüks bir araba var. Birçoğu yurtta değil kiralanan ya da satın alınan bir evde yaşıyor. Kıbrıs'ta yaşayan öğrencilerin başındaki en büyük dert ise trafik kazaları. Adada yaklaşık 13 bin öğrenci var ve öğrenciye kayıtlı araba sayısı altı binin üzerinde. Gençlik, hız tutkusu ve zaman zaman da alkolün birleşmesi kötü sonuçlar doğuruyor. Polis tarafından sıkı kontrol yapılmasına rağmen hemen hemen her hafta bir ZZ kazasına rastlanıyor.
Uyuşturucu, kumar, fuhuş ve kazalar öğrenciler için dört büyük tehlikeyi oluşturuyor. Bunu orada okuyanlar da kabul ediyor. Bu durumun Kıbrıs'ta Türkiye'den daha fazla yaşandığını söylemek çok da doğru değil. Ama Kıbrıs küçük bir yer olduğu için herkesin ne yaptığı biliniyor. Bu noktada sorumluluk ailelere düşüyor. Eğer aile gereken ilgiyi göstermezse kötü sonuçlar çıkıyor ortaya: Kimi okul parasını kumarda kaybediyor, kimi de trafik kazasına kurban gidiyor.
Gerek öğrencilerle gerekse esnafla yaptığımız sohbetler sırasında sık sık şu cümleyle karşılaşıyoruz: ‘‘Buraya gerçekten okumak için gelenler...’’ Kimi öğrenci almak istediği eğitimi alıp gidiyor, kimi de ‘‘baba parası’’ yiyip gezip eğleniyor. Halkın çoğunluğu onların otomobil kullanış tarzından şikayetçi. Öğrenciler ise iyi araba kullandıklarından gayet emin. Onlara göre ‘‘Kıbrıslılar araba kullanmayı bilmiyor, sorun buradan çıkıyor.’’
POLİS HATIR SORUYOR
Kıbrıs'a öğrencilerin yerleşmesinin birçok değişikliğe neden olduğu açık. Örneğin artık ‘‘onlar’’ da daha hızlı araba kullanmaya başlamışlar! Öğrenci geliyor diye, sürekli yeni siteler yapılıyor. Ve tabii kaçınılmaz olarak da kiralar artıyor. Öğrenciler de en çok bundan şikayetçi. Kiraların artması sadece öğrenciyi değil, KKTC vatandaşlarını da etkiliyor. Hayat pahalılığı yavaş yavaş kendini gösteriyor.
Esnaf, yaz aylarında Kıbrıs'ta hayatın durduğunu söylüyor. İki bin öğrenci kalıyor olmasına rağmen şehir sessizleşiyor, esnaf mal alımlarını durduruyor. Bir öğrencinin yıllık toplam harcaması sekiz bin ila 10 bin dolar arasında değişiyor. Öğrencilerin Kıbrıs'ın ekonomisine katkısı kuşkusuz çok büyük. Sadece Doğu Akdeniz Üniversitesi öğrencileri Kıbrıs için yıllık 70 milyon dolar civarında kazanç demek. Bu Kıbrıs'ın bir yıllık ihracatına eşit.
Kıbrıs'ta polis ile öğrenci arasındaki ilişki Türkiye'de rastlanan manzaralardan çok uzak. Halkın çoğunluğu polis olan adada, hemen her öğrencinin polis bir tandığı var. Ya üst kattaki komşusu ya da evsahibi. Orada bir öğrencinin evinde kalırken sabah erken saatlerde kapı çalıyor. Kapıda gördüğüm iki polis beni tedirgin ediyor. Kıbrıs'ta henüz ikinci günüm ve ilişkileri bilmiyorum. Oysa orada polis bir öğrencinin evine gözaltına almaya değil, hal hatır sormaya gidiyor.
Polis ‘‘Bizim varlığımız öğrenciyi tahrik eder’’ düşüncesiyle üniversitede olmaktan yana değil. Adadaki en büyük üniversite olan Doğu Akdeniz Üniversitesi'nin kendi güvenlik birimi var ve onlar da gece yurtlarda veya bilgisayar laboratuvarlarında hırsızlık olmamasıyla ilgileniyor. Bir de DAÜ trafik polisleri var, okul içindeki trafiği düzenlemek için!
LİSE ÖNÜNDE PİYASA
Kıbrıs'ta da öğrenciler zaman zaman eylem yapıyor. Ama hiçbir zaman şiddet içeren sahneler yer almıyor bu eylemlerde. Siyasete fazla ilgi duymuyorlar. Doğu Akdeniz Üniversitesi'nde geçtiğimiz yıllarda harçlar için bir eylem yapılmış. Üstelik paralı bir üniversite olmasına rağmen. Sonuç gayet başarılı. Öğrenciler anlatıyor: ‘‘30 milyon gibi bir paradan 100 milyona çıkmıştı. O zaman öğrenci sayısı da azdı. Birleşildi ve derslere kimse girmedi. Fiyat 600-700 dolar kadar indirildi.’’ Eğitim ve okulla ilgili sorunlar öğrenciler tarafından kolayca dile getiriliyor. Öğrenciler ‘‘Türkiye'deki öğrenciden tek farkımız yönetimde söz sahibi olmamız’’ diyorlar. Bir öğrenci istediği zaman rektöre çıkıp derdini anlatabiliyor.
Türkiye'den giden erkek öğrencilere göre Kıbrıslı kızlar çok ‘‘çapkın’’. Hatta kızlar tanışmak için yanlarına geldiğinde ya da laf attığında bizimkilerin yüzleri bile kızarıyormuş! Ama yine de ZZ plaka arabalarıyla liselerin önüne ‘‘piyasa’’ yapmaya gitmekten vazgeçmiyorlar. DAÜ'de okuyan Yalçın anlatıyor: ‘‘Kıbrıslı kızların giyimleri değişti. Daha bakımlı oldular gibi geliyor bana. Onlar Türk erkekleriyle evlenmek istiyorlar. Liseli kızlarla üniversiteli erkekler arasında bir ilişki var. Ama Kıbrıslı erkeklerle Türk kızlar çıkamıyor...’’
Peki Kıbrıs'ta öğrenciler nasıl eğleniyor, nereye gidiyorlar? Bu konuda biraz sıkıntılılar çünkü pek fazla alternatif yok. Kimisi ‘‘Sıkıntıdan kendimizi arabalara verdik’’ diyor. En çok gittikleri yerler Magosa'da TMT, Tropix, Kokteyl ve Girne'de Cey Cey gibi disko barlar. Tabii pavyonlar, gece klüpleri de kimisinin tercihi.
Kıbrıs'ta öğrencilerin gecelerini dolduran bir mekan da kumarhaneler. Hemen her otelin kumarhanesi var. Kıbrıslı vatandaşlar ve orada okuyan öğrencilerin aslında kumarhanelere girmesi yasak. Tabii bu yasağa pek de uyulduğu söylenemez. Polis hemen her akşam ‘‘baskın’’ yapıyor. Ancak çözüm birçok kumarhane tarafından bulunmuş durumda. Casino'ya polis gelmeden zil çalıyor ve öğrencilerin hepsi tuvaletlere saklanıyor ya da arka kapıdan bahçeye kaçıyorlar. Casino'dan kaçarken ayağını kıran öğrencilerin de olduğu anlatılıyor. Anlayacağınız ‘‘yasak’’ engel teşkil etmiyor.
Kazayı ZZ mi yaptı?
Kıbrıs Gazetesi'nde yayınlanan bir haber 1997 yılında yapılan kazaların raporunu veriyor. 1997 yılı içerisinde meydana gelen 37 trafik kazasının 14'ünü ZZ ya da yabancı palakalı araçlar yapmış. Bu rakamlar trafik teröründe yüzde 38'lik bir pay demek. Kıbrıs'ta bir trafik kazasının ardından sorulan ilk soru, ‘‘Kazayı ZZ mi yaptı?’’
ZZ'ler neden Kıbrıs trafiği için ‘‘risk’’ oluşturuyor? Bunun nedeni yalnızca öğrencilerin hızlı, alkollü ya da dikkatsiz araba kullanması değil. KKTC'de trafiğin sağdan, araçlardaki direksiyonun da solda olması bu kazalarda büyük rol oynuyor. Ve öğrenciler otomobil alırken Türkiye'ye götürme fikriyle hareket ettiklerinden, soldan direksiyon tercih ediyorlar.
Öğrenciler lüks otomobilleri çok ucuz fiyatlara alabiliyorlar. Sıkı kontrol yapılmasına karşın trafikte uygulanan cezalar bugün biraz yetersiz kalıyor. İlk beş sıradaki cezalar şöyle:
Dikkatsiz araç kullanma: Dört milyon ve 20 ceza puanı. Mahkeme kararıyla bu 30 milyon ve 1 yıl hapis olabiliyor.
Sürat: Hız sınırını yüzde elli geçmenin cezası iki milyon ve 15 puan, yüzde elliden fazla ise dört milyon ve 20 puan. Mahkeme kararıyla bu ceza 25 milyon ya da altı ay hapis olabiliyor.
Tehlikeli araç kullanma: Dört milyon ve 20 puan. Mahkeme 50 milyon ve iki yıl hapse karar verebiliyor.
Alkol, uyuşturucu ve ilaç tesiri altında araç kullanma: Beş milyon ve 30 puan ve bir gece gözaltı. Mahkeme kararı bu cezayı 75 milyon ve bir yıl hapis cezasına dönüştürebiliyor.
Kavşakta beklememe: İki milyon ve beş puan. Kemersiz araç kullanma ise 1 milyon ve 10 ceza puanı.
ZZ'nin açılımı zorunlu ziyaretçi. Adada öğrencilik, askerlik gibi nedenlerle bulunanların kullandığı gümrüksüz araçlara verilen bir plaka. Ama Kıbrıslılar, ZZ'yi artık ‘‘zengin zibidi’’ ya da ‘‘zengin züppe’’ anlamında kullanıyor.Halkın çoğunluğu öğrencilerin otomobil kullanış tarzından şikayetçi. Öğrenciler ise iyi araba kullandıklarından gayet emin.
Onlara göre ‘‘Kıbrıslılar araba kullanmayı bilmiyor, sorun buradan çıkıyor.’’