Güncelleme Tarihi:
KAPILARIMIZ DA KALBİMİZ DE AÇIK
“Coğrafyamız insanlık vicdanının merkezi olmuştur. İspanya’dan Kafkasya’ya, Doğu Avrupa’dan Afrika’ya kadar her yerden bu topraklara gelen tüm mağdurlar, tüm mazlumlar için kapılarımız da kalbimiz de sonuna kadar açık olmuştur. Son olarak Suriye ve Irak’tan gelen ve içlerinde Arap, Kürt, Türkmen ve Müslüman kardeşlerimizin yanında, Süryanilerin, Yezidilerin ve diğer inanç gruplarına mensup insanların da bulunduğu 4 milyona yakın insanı, şu anda biz ülkemizde misafir ediyoruz. Terör örgütleri, Irak ve Suriye’de bu insanlara her türlü zulmü yapar, canlarına ve mallarına zarar verirken, biz hiçbir ayırım yapmadan herkese yüreğimizi açtık.
Tarihin her döneminde olduğu gibi bugün de kapımıza gelen insanların ne inançlarını ne kökenlerini ne kültürlerini sorgulamak aklımızdan dahi geçmemiştir. Çünkü bizim için buraya gelen herkes önce insandır. Sadece ve sadece bu sıfatıyla da bizim gözümüzde her türlü desteğe, her türlü hizmete layıktır.
SÜRYANİLER HERKES KADAR HAK SAHİBİ
Kendi vatandaşlarımıza verdiğimiz hizmette de herhangi bir ayrımcılığa tevessül etmedik. Coğrafyamızın en kadim halklarından olan Süryaniler bu hizmetlere ulaşım konusunda herkes kadar hak sahibidir. Birlikte yaşama irademizde en küçük bir sarsılmaya izin vermedik. Türkiye’ye sevgisi, sadakati, katkısı olan herkes bizim nazarımızda ülkemizin birinci sınıf vatandaşlarıdır. Ne siyasette, ne ticarette ne de diğer alanlarda hiç kimse için gizli ya da açık bariyerler söz konusu değildir.
Demokrasimizi güçlendirerek, ülkemizdeki herkesle birlikte farklı dinlere mensup cemaatlerin özgürlük alanlarını genişleten, haklarını garanti eden çalışmalar yürüttük. Bugün geldiğimiz noktada demokrasinin geliştirilmesinin ve bu yönde atılan adımların, ülkemize zarar vereceğini iddia edenlerin ne kadar yanıldıklarına hep birlikte şahit oluyoruz. Bize göre bugün Türkiye, geçmişe göre çok daha güçlü bir toplumsal yapıya sahiptir. Türkiye Cumhurbaşkanı olarak, önümüzdeki dönemde de aynı yaklaşımla çalışmalarımızı sürdüreceğiz.
SALDIRILARIN HEDEFİ ORTAK VATANIMIZ
Yaşadığımız coğrafya, sahip olduğumuz doğal ve beşeri zenginlik sayesinde binlerce yıldır insanlığın en büyük medeniyet ve kültür inşa hareketlerine sahne olmuştur. Böylesine cazibe merkezi bir coğrafya, ister istemez sürekli saldırılara ve bunların yol açtığı acılara da maruz kalmıştır. Ülkemiz bugün de tarihi kaderi yaşıyor. Bölgemizde cereyan eden hadiselerin önemli bir bölümünün arka planında bu toprakların zenginliklerine sahip olma emeli vardır. Farklı söylemlerle ortaya çıkmış olsalar da tüm terör örgütlerinin ve onları maşa olarak kullanan güçlerin esas hedefi ortak vatanımızdır. Bu saldırıları boşa çıkarmanın yolu, farklılıklarımızı en önemli zenginliğimiz görerek, 82 milyon olarak tek yürek, tek bilek halinde hareket etmemizden geçiyor.
BU ÜLKE VE DEVLET HEPİMİZİN
Unutmayınız, bu ülke hepimizin ülkesidir. Bu devlet hepimizin devletidir. Türkiye güçlendikçe ortaya çıkan imkânlardan herkes bilaistisna yararlanmıştır, yararlanacaktır. Ülkemizde hak ve özgürlükler geliştikçe bundan da istisnasız tüm vatandaşlarımız faydalanacaktır.
Tek istisnamız terör örgütleridir. Teröristlerdir. Ülkesine ve milletine karşı ihanet içine girenlerdir. Bunun dışında bizim ne zihnimizde ne de kalbimizde ayrımcılığa yer olmamıştır, olmayacaktır. Zira yaratılanı yaratandan ötürü sevme anlayışı bizim medeniyetimizin gereğidir.
Büyük ve güçlü Türkiye hedefine ne kadar yaklaşırsak, hepimiz de o derece kendimizi güvende ve huzurlu hissedeceğiz. Hepimiz de ortaya çıkan refahı paylaşacağız. Üzerinde Allah’ın izniyle daha binlerce yıl daha beraber yaşayacağımız, bu toprakların zenginliği ve bereketi hepimize yeter. Önemli olan birliğimize, beraberliğimize, dayanışmamıza, ortak hedefler etrafında kenetlenme azmimize sahip çıkmamızdır. Bunu başardığımızda üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir meselemiz yoktur.”
DEVLETİN GÖREVİ
CUMHURBAŞKANI Erdoğan, yaklaşık 10 yıl önce Mor Filüksinos Yusuf Çetin’in talebiyle kiliseyle ilgili sürecin başlatıldığını anımsattı. Erdoğan, eski İstanbul büyükşehir belediye başkanları Kadir Topbaş ve Mevlüt Uysal’ın süreç boyunca vakfa her türlü desteği sağladığını, Vatikan temsilcilerinin de gereken adımları atmasıyla Süryani vatandaşların kendilerine ait bir kiliseye kavuşma imkânı elde ettiğini dile getirdi. Erdoğan, “Coğrafyamızın kadim evlatları olan Süryani toplumunun diğer tüm meseleleri gibi ibadet ihtiyaçlarının karşılanmasını sağlamak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin görevidir. Süryani cemaatinin cömert katkılarıyla kısa sürede inşaatının tamamlanacağına inandığım bu kiliseyi İstanbulumuz için de yeni bir zenginlik olarak görüyorum” dedi.
PATRİK VEKİLİ: 2 BİN YILLIK TARİHİMİZDE İLK
SÜRYANİ Ortodoks Cemaati Ruhani Lideri ve Patrik Vekili Metropolit Filüksinos Yusuf Çetin, 2 bin yıllık tarihlerinde ilk kez bir devlet başkanının kiliselerinin temelini attığını belirterek şöyle konuştu: “İstanbul’da biz Süryanilere ait Osmanlı dönemindeki ilk ve tek kilisemiz 1844 yılında, Sultan Abdülmecid’in verdiği talimatlarla Tarlabaşı semtinde Meryemana adına inşa edildi. Tam 175 sene sonra bugün, zatıalinizin sayesinde İstanbul’da ikinci kilisemizle buluşmanın ilk adımını atmış olacağız. Bizlere karşı göstermiş olduğunuz bu kadir cenaplığı hiçbir zaman unutmayacağız. Her zaman minnet ve şükranla yad edeceğiz. Kilisemizin geçmişi 2 bin yıldır. Bu 2 bin yılda ilk kez biz Süryaniler, böyle bir jestle karşılaşıyoruz. Bir devlet başkanımız, kilisemizin temelini atmış oluyor. O nedenle sayın Cumhurbaşkanımızla her zaman gurur duyuyoruz.”
İKİ YIL İÇİNDE TAMAMLANACAK
İSTANBUL Yeşilköy’de 4 bin 432 metrekare inşaat alanına sahip Mor Efrem Süryani Kadim Ortodoks Kilisesi’nin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da hızlandırılması yönündeki talimatıyla 2 yıl içinde tamamlanması planlanıyor. Kilisenin ana salonunda toplam 408 kişi, balkonunda da 140 kişi oturarak ibadet yapabilecek. Kilise bünyesinde yapılacak kültür salonunda da toplam 350 kişilik oturma alanı yer alacak.