Doğanalp, zeytinde mevcut standartlara göre, kimyasal katkı maddelerinin kullanılabildiğini, Gıda Kodeksi'nde bu maddelerin miktarlarının açıkça belirtildiğini kaydederek, ''TSE 774 Sofralık Zeytin Standardı''nda ürünlerin, işlem görmüş ve görmemiş zeytin olmak üzere iki kısma ayrıldığını söyledi. Halk arasında ''kostik'' olarak adlandırılan sodyum hidroksit vasıtasıyla olgunlaştırılan, ardından hava sirkülasyonuyla rengi karartılan, bekleme havuzlarındaki demir bileşikli suya atılarak rengi sabitlenen ürünlerin ''işlem gören zeytinler'' olduklarını anlatan Doğanalp, burada kullanılan demir oranının 1 kilogramda en fazla 150 miligram olduğunu, bu oranın kesinlikle aşılamayacağını, ayrıca demirsülfür, paslı demir ve boyalar gibi zararlı hiçbir maddenin bu işlem için kullanılamayacağını vurguladı. Doğanalp, bilinçsiz üretim yapan imalathanelerin kostik gibi kimyasal bir işlemin ardından gereken nötralizeyi uygulamadıkları için, zeytinde kalan fazla miktardaki kostiğin insan sağlığını tehdit ettiğine dikkati çekerek, söz konusu imalathanelerde ambalajlama safhasında ise ürünlerin raf ömürlerini sağlayabilmek için gerekli olan yasal uygulamaların, uygun ambalaj çeşidinin ve ambalajlama yöntemlerinin uygulanmadığına işaret etti. Doğanalp, şöyle devam etti: ''Ucuz ve kalitesiz zeytinin, Gıda Kodeksi'ne ve mevzuata uygun olmayan demirsülfat ve tekstil boyaları gibi yasadışı yollarla siyah hale getirilerek olgunlaştırılması, sağlığa zararlı yöntemlerle karartılması piyasada hem fiyat hem de görünümü açısından haksız rekabete yol açıyor. Tamamı aynı renkte ve simsiyah olan zeytinleri gören bazı tüketiciler bilgi eksikliğinden dolayı bizi arayarak, 'Marmarabirlik'in zeytinlerinin hepsi neden aynı renkte değil?', 'Olmamış zeytinleri de mi ambalajlıyorsunuz?' diye soruyorlar. Oysa Marmarabirlik'te üretilen zeytinler sağlıklı ortamlarda ve yasal koşullar çerçevesinde tüketicilere sunuluyor.'' MARMARABİRLİK'TE NATÜREL ÜRETİM Doğanalp, ''TSE 774 Sofralık Zeytin Standardı'na göre, işlem görmemiş zeytin sınıfına giren ürünleri piyasaya sunan birlikte, tamamen ''natürel üretim'' yapıldığını bildirdi. Bilinçsiz üretimin, Türkiye'nin ihracat pazarını da etkilediğini vurgulayan Doğanalp, yılda 14-15 bin ton zeytin ihraç edilen Romanya pazarının, kalitesiz ve sağlıksız zeytin ihraç edildiğinin anlaşılması üzerine yıllık 3-4 bin ton seviyesine gerilediği kaydetti. Doğanalp, bu tür korsan üretimlerin Türk zeytinlerinin imajını bozduğunu ve küçük hesaplar yüzünden zeytin ihracatının daha da ilerlemesini engellediğini belirterek, ''Yeterli denetim olmamasından ve yaptırım oluşturacak cezaların olmamasından da cesaret alan merdiven altı firmalar, ucuz ve kalitesiz zeytinleri piyasaya sürerek insan sağlığını hiçe saydıkları gibi, haksız rekabete de yol açıyor. Sağlıksız fakat ucuz olan simsiyah renkteki zeytinler, hadisenin farkında olmayan milyonlarca insan tarafından tüketiliyor'' ifadesine yer verdi.","author": {"@type": "Thing", "name": "hurriyet.com.tr"},"publisher": {"@type": "Organization","name":"hurriyet.com.tr","logo": {"@type": "ImageObject","url": "https://image.hurimg.com/i/hurriyet/100/0x0/590c24950f25442978242248.jpg","width": 230,"height": 60}}}
Güncelleme Tarihi:
Bazı gazetelerde çıkan ''sağlıksız üretilen zeytinlerin kanser ve Alzheimer hastalığına yol açtığı'' yönündeki haberler üzerine yazılı açıklama yapan Doğanalp, ''merdiven altı üretim'' olarak adlandırılabilecek, ucuz ve kalitesiz zeytinlerin, insan sağlığını hiçe sayıp kısa sürede tüketime sunulduğunu belirtti.�
Doğanalp, zeytinde mevcut standartlara göre, kimyasal katkı maddelerinin kullanılabildiğini, Gıda Kodeksi'nde bu maddelerin miktarlarının açıkça belirtildiğini kaydederek, ''TSE 774 Sofralık Zeytin Standardı''nda ürünlerin, işlem görmüş ve görmemiş zeytin olmak üzere iki kısma ayrıldığını söyledi.�
Halk arasında ''kostik'' olarak adlandırılan sodyum hidroksit vasıtasıyla olgunlaştırılan, ardından hava sirkülasyonuyla rengi karartılan, bekleme havuzlarındaki demir bileşikli suya atılarak rengi sabitlenen ürünlerin ''işlem gören zeytinler'' olduklarını anlatan�Doğanalp, burada kullanılan demir oranının 1 kilogramda en fazla 150 miligram olduğunu, bu oranın kesinlikle aşılamayacağını, ayrıca demirsülfür, paslı demir ve boyalar gibi zararlı hiçbir maddenin bu işlem için kullanılamayacağını vurguladı.�
Doğanalp, bilinçsiz üretim yapan imalathanelerin kostik gibi kimyasal bir işlemin ardından gereken nötralizeyi uygulamadıkları için, zeytinde kalan fazla miktardaki kostiğin insan sağlığını tehdit ettiğine dikkati çekerek, söz konusu imalathanelerde ambalajlama safhasında ise ürünlerin raf ömürlerini sağlayabilmek için gerekli olan yasal uygulamaların, uygun ambalaj çeşidinin ve ambalajlama yöntemlerinin uygulanmadığına işaret etti.�
Doğanalp, şöyle devam etti:�
''Ucuz ve kalitesiz zeytinin, Gıda Kodeksi'ne ve mevzuata uygun olmayan demirsülfat ve tekstil boyaları gibi yasadışı yollarla siyah hale getirilerek olgunlaştırılması, sağlığa zararlı yöntemlerle karartılması piyasada hem fiyat hem de görünümü açısından haksız rekabete yol açıyor. Tamamı aynı renkte ve simsiyah olan zeytinleri gören bazı tüketiciler bilgi eksikliğinden dolayı bizi arayarak, 'Marmarabirlik'in zeytinlerinin hepsi neden aynı renkte değil?', 'Olmamış zeytinleri de mi ambalajlıyorsunuz?' diye soruyorlar. Oysa Marmarabirlik'te üretilen zeytinler sağlıklı ortamlarda ve yasal koşullar çerçevesinde tüketicilere sunuluyor.''�
MARMARABİRLİK'TE NATÜREL ÜRETİM
�
Doğanalp, ''TSE 774 Sofralık Zeytin Standardı'na göre, işlem görmemiş zeytin sınıfına giren ürünleri piyasaya sunan birlikte, tamamen ''natürel üretim'' yapıldığını bildirdi.�
Bilinçsiz üretimin, Türkiye'nin ihracat pazarını da etkilediğini vurgulayan Doğanalp, yılda 14-15 bin ton zeytin ihraç edilen Romanya pazarının, kalitesiz ve sağlıksız zeytin ihraç edildiğinin anlaşılması üzerine yıllık 3-4 bin ton seviyesine gerilediği kaydetti.�
Doğanalp, bu tür korsan üretimlerin Türk zeytinlerinin imajını bozduğunu ve küçük hesaplar yüzünden zeytin ihracatının daha da ilerlemesini engellediğini belirterek, ''Yeterli denetim olmamasından ve yaptırım oluşturacak cezaların olmamasından da cesaret alan merdiven altı firmalar, ucuz ve kalitesiz zeytinleri piyasaya sürerek insan sağlığını hiçe saydıkları gibi, haksız rekabete de yol açıyor. Sağlıksız fakat ucuz olan simsiyah renkteki zeytinler, hadisenin farkında olmayan milyonlarca insan tarafından tüketiliyor'' ifadesine yer verdi.