Zeybek: Memura işçiye emekliye yüzde 50 zam vereceğiz

Güncelleme Tarihi:

Zeybek: Memura işçiye emekliye yüzde 50 zam vereceğiz
Oluşturulma Tarihi: Mart 13, 2011 21:54

DP Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek, Eskişehir’de Roff Garden Otel’de basın toplantısı düzenledi. Gazetecilerin çeşitli sorularını yanıtlayan Zeybek, seçimlerde ittifak yapmak için Saadet Partisi ve Türkiye Partisi ile görüşmelerin devam ettiğini söyledi. Zeybek şöyle konuştu:

Haberin Devamı

"Son kongrede Demokrat Parti’nin ortak iradesi bir karar verdi. Bu karar, 50 yıllık bir hazırlık dönemi geçiren Namık Kemal Zeybek’in 3-4 gün içerisinde genel başkan olmasını sağladı. Ama 50 yıl artı 3 gün olarak söylüyorum. Yani sadece 3 gün değil. Öyle aydan mı geldi, gezegenden mi geldi? Gibi sözlerin bir tek karşılığı vardır. Evet gezegenler ötesinden geldim. O öteye Levh-i mahfuz diyorlar. Bu bir kader meselesidir, onu söylemeye çalışıyorum. Herkes oradan gelmiştir, hangi gezegendi diye kimse düşünmesin. Bizim gelişimizle birlikte Demokrat Parti’nin ortak iradesi birinci harekete geçti ve Demokrat Parti teşkilatı kendini buldu, hızla kitleleşmeye başladı. Ama önümüzde çok fazla süre yok. Bir yıl süremiz olsaydı yine ittifak talepleriyle meşgul olurduk, talepleri değerlendirirdik ama o zaman tek başına iktidar hedefini koyabilirdik. Şimdi onu koymuyorum. Biz hükümeti kuracağız, gelecek seçimde tek başımıza iktidara geleceğiz. Daha büyük oranlarla, daha büyük etkilerle iktidarı oluşturmak için bize yapılan tekliflerden, bize ve icraatımıza yakın bulduğumuz siyasi partilerle görüşme talebini kabul ettik.

Haberin Devamı

Bu anlamda Saadet Partisi ve Türkiye Partisi ile görüşmelerimiz devam ediyor. Ancak diğer siyasi partideki arkadaşlarıma yaptığım çağrıda şunu söyledim; Biz niye ittifak kuruyoruz? Önce temel noktalarda anlaşalım. Nasıl bir Türkiye, nasıl bir dış ve iç siyaset, nasıl bir ekonomik siyaset uygulayacağız bunları konuşalım. Bunlar konuşuluyor. Sonra duvarlara geçelim dedim. Duvarlar dediğimiz yapıdır. Yani kim nereden aday gösterecek önce bunu yaparız en son çatıya geliriz. Çatıda DP varken niye başka çatı arıyorsunuz ki? Diyoruz. Ama Saadet Partisi de böyle söylüyor. Dolayısıyla daha orada uzlaşıp uzlaşmayacağımız, anlaşıp anlaşmayacağımız belli değil. Şimdilik bu halde ama çatı konuşmalarını yapmıyoruz çünkü şu anda yaptığımız temel ve duvarlarla ilgili. Binalar öyle yapılmaz mı? Önce temel atılır, duvarlar yapılır sonra çatı çatılır. Çatıyı çatarsınız eğer diğer konularda anlaşamazsanız o zaman yaptığınız işlerin bir anlamı olmaz. İşin gerçeği bu. Yalın, şeffaf bir biçimde gerçeği anlattım."

GENÇ KIZLARA ASKERLİK EĞİTİMİ

Askerliğin elektronik çağında teknik bir iş olduğunun söyleyen Zeybek, Türkiye’nin profesyonel orduya geçmesi gerektiğini söyledi. Yedek subaylığın kaldırılmasını doğru bulduğunu belirten Zeybek, kızlara 2 aylık askerlik eğitimi verilmesini isteyerek şunları kaydetti:

"Türkiye profesyonel orduya geçmelidir. Yani gerçekten savaşmayı bilen insanlar, gerçekten savaş eğitimi yapan insanların meydana getirdiği ve teknik savaşın bütün gereklerini bilen, profesyonel askerlerden meydana gelen bir ordu kurmalıyız, gecikmemeliyiz. Tarihimizde de böyleydi. Bizim tarihimizde başarılara imza atan ordularımız hep profesyonel ordulardı. Dolayısıyla ordu profesyonel olmalıdır. 20’sinden 40’ına kadar askerlik yapar, 40’ından sonra da güzel bir emekli maaşıyla emekli olur başka işler yapar. 40’ına kadar terfi etmişse zaten ilerler gider. Böyle bir sistem doğrudur. Ama yurttaşlarımızın da mutlaka bir eğitimden geçmesi, kısa dönem askerlik denilen o askerliğin bütün gençlerimizin hatta genç kızlarımızın da o eğitimden geçmesini doğru buluyoruz. Sadece genç erkeklerimizin değil, genç kızlarımızda, bu eğitimdir, 2 ay da bir eğitim yapılır.

Haberin Devamı

Allah milletimize göstermesin ama olası bir savaşta top yekün savaş gerekebilir. Top yekun savaş gerektiği zaman da herkesin barış aletlerini kullanabilecek şekilde eğitilmiş olması gerekir ama çok kısa, 2 aylık bir dönemdir neticede. Hanım asker deyince hemen güldünüz ama dünyada dikkat edin gelişmelerden birisi de budur. Hanımlarda erkeklerden hiç eksik kalmayacak şekilde savaşıyorlar: Eskiden kılıç olunca pazıların güçlü olması önemliydi ama şimdi her şey elektronik olunca hanımlar elektronik başında daha başarılı olduklarından daha da iyi savaşçı olabilirler. Doğrusu profesyonel ordudur. Artık bu cesaretle telaffuz edilmelidir bu ülkede. Benim bir şehit yeğenim var Bursa’da. 15 günlük eğitimden sonra yedek subay olarak gönderdiler çocuğu Hakkari’ye ve orada şehit oldu. Babası feryat etti. 15 günlük eğitimle, hayatları dağlarda geçen insanlarla nasıl savaşacaktı bu çocuk? Gencecik, çok kabiliyetli bir mühendis şehit oldu gitti. Yedek subaylık kaldırılıyor, doğrudur yapılan şey. Savaş dediğiniz şey meslektir, öyle 15 günde falan olmaz, öğrenilmez. Biz profesyonel bir ordunun güçlü bir şekilde kurulmasını istiyoruz. Bütün yurttaşlarımız barış için savaş eğitimi almalı. Bedelli askerlik falan diyorlar. Vaktiyle bir türkü söylenirdi. Zenginimiz bedel öder, yoksulumuz asker şimdi diye. Böyle türküler söylenmemeli bu ülkede. Çözüm herkese adil bir şekilde yapılmalıdır. Zenginler bedel ödeyecek, yoksullar askere gidecek. Ne olur o ordunun psikolojisi? "

HAPİSHANEDEKİ İNSANLARIN ÜZERİNDEN SİYASET YAPMAK ONLARA ZARAR VERİYOR

DP Lideri Zeybek, Ergenekon davası ile ilgili muhalefetin ’avukatız’, başbakanın da ’savcısıyım’ demesinin yanlış olduğunu belirterek şöyle konuştu:

"Yasalara saygılıyız. Hakimleri etkileyecek şekilde sözlü ve yazılı beyanda bulunmayı yasalarımız yasaklamış. Görülmekte olan Ergenekon, Balyoz ya da benzeri davalarla ilgili olarak hakimleri etkileyecek şekilde, bunlar suçludur cezalandırılsın diye de olabilir, bunlar suçsuzdur bırakılsın gibi de olabilir. Biz bilmiyoruz. Bilsek bile müdahalemiz sadece müdahil avukat, savunma avukatı olarak olabilir bu hak var. Ama bunun dışında hariçten yarım yamalak bilgiyle bunlar suçludur demek de yanlış, bunlar masumdur demek de yanlış. Onun için görülmekte olan davalarla ilgili konuşmuyoruz. İçeride özgürlüklerinden yoksun bırakılmış insanların hallerinden anlamak lazım. Bunlar suçluysa cezalarını çekerler ama uzun süren tutukluluk herkesin vicdanını rahatsız ettiği gibi benim de vicdanımı rahatsız ediyor. Haberal gibi adamla neden bu kadar uğraşılır anlayamıyorum. Bilmiyorum ne yapmış. Yapmışsa bir şey zaten kaçacağı bir yer yok. Orada onun yönettiği, kurduğu hastane var. Gider ameliyatlarını yapar o arada da mahkemesine gider diye düşünüyorum. Mesela o davalardan birisinin baş sanığı Çetin Doğan benim şahsi ve ideolojik hasmım, karşıtım. Benim kurduğum Ahmet Yesevi Üniversitesi’nin başına sayın Sezer onu getirdi. Orgeneralliğe kadar gelmiş bir adam savaşçılıktan başka bir şey bilmediği için önce bizim üniversitedeki başı örtülü kızlarla savaştı sonra döndü benimle savaştı, sonra Ankara’nın başına bir Tuğgeneral, İstanbul’un başına bir Albay, Kazakistan’daki üniversitenin başına 4 albay getirdi. Kazaklar Türkiye bize savaş mı açacak dedi. Böyle bir aramızda çatışma doğdu ama ben onun dahi mahkemesi ile ilgili hiçbir şey söylemedim. Niye? Adam tutuklanmış artık bir adamcağız. Niye onunla ilgili konuşayım? Dolayısıyla bizim yaklaşımımız bu. Bizden başka da bu yaklaşım içerisinde olan yok. Herkes kaptırdı gidiyor. Gazeteler, televizyonlar kimisi savcı kimisi avukat. Kanun var burada arkadaş. Başbakanın ben bu işin savcısıyım demesi yanlıştır, suçtur, günahtır, ayıptır. Adamları içeri atıyorsun, başbakan olarak diyorsun ki ben bu işin savcısıyım. O zaman hakim etkilenmez mi? Ama muhalefet liderlerinin de biz de avukatıyız demeleri de suçtur, yanlıştır. Bırakın yakasını. Adamları kendi hallerine bırakın. Hapishanelerdeki insanların üzerinden siyaset yapmak onlara da zarar veriyor. Siyasete malzeme haline getirilmeseler belki daha önce tahliye edilecekler."

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!