Güncelleme Tarihi:
28 Temmuz’da Manavgat’ta başlayan ve ardından Muğla’da Marmaris, Bodrum, Menteşe, Köyceğiz, Kavaklıdere ilçeleri ve çok sayıda mahalleye sıçrayan orman yangınları günler sonra büyük ölçüde kontrol altına alındı. Manavgat, Bodrum ve Marmaris’in yanı sıra Aydın, Isparta, Adana, Burdur, Hatay ve Karabük’te de orman yangınları meydana geldi.
Orman yangınlarının verdiği maddi manevi hasarın yanı sıra uzun vadeli etkileri de çok büyük. Bunlardan biri ise zemin sıcaklığı konusu.
MANAVGAT’TA ZEMİN SICAKLIĞI 95 DERECEYDİ
Orman yangınlarının başladığı Manavgat’ta etkilenen alanı belirlemek için Gebze Teknik Üniversitesi (GTÜ) Harita Mühendisliği Bölümü İleri Uzaktan Algılama Teknoloji Laboratuvarı'nda optik ve termal uydu görüntüleri kullanılarak bir harita çıkarıldı. 30 bin 632 hektarlık alanda yangının etkili olduğu tespit edildi.
31 Temmuz 2021 tarihli Landsat-8 uydu görüntüsü üzerinden yapılan analizlerde Manavgat ve Alanya ilçelerindeki aktif yangınların görüntülendiği alanlarda yüzey sıcaklığının 95 dereceye ulaştığı, deniz suyu sıcaklığının 27 derece civarında olduğu görüldü.
Öte yandan Avrupa Uzay Ajansı da oldukça dikkat çekici bir harita paylaştı. Ajansın paylaştığı harita 2 Ağustos 2021 tarihinde Türkiye ve Kıbrıs’ın yüzey sıcaklıklarını gösteriyordu. Haritaya göre Türkiye ve Kıbrıs'ta yüzey sıcaklıkları 50°C'nin üzerine çıktı. Ajans, yaşanan orman yangınlarını ise ‘ülkenin son on yıldaki en kötü orman yangınları’ olarak tanımladı.
“Zemin sıcaklıkları ve yangınlar birbirini doğrudan etkileyen iki faktördür” diyen Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölümü Öğr. Üyesi Doç. Dr. Canan Acar, konu hakkında hurriyet.com.tr'ye özel bilgiler verdi.
'ÇİFTÇİLER EKİM DÖNEMİNE ZEMİN SICAKLIĞI İLE KARAR VERİYOR'
Zemin sıcaklığı birçoğumuzun aşına olmadığı bir kavram. Canan Acar zemin sıcaklığını, “Zemin sıcaklığı zeminde ve yer altında çeşitli derinliklerde alınan sıcaklık ölçümleridir. Bu sıcaklıklar çok önemlidir çünkü örneğin çiftçiler bu sıcaklıklara göre ekim dönemlerine karar verir. Zemin ve toprak sıcaklığı, çimlenmeyi, çiçeklenmeyi ve diğer çeşitli biyolojik süreçleri doğrudan etkileyen bir faktördür” sözleriyle tanımlıyor.
ÇOK FAZLA ETKEN VAR
Zemin sıcaklığının bulunduğu bölgedeki belirli ortalamaların altına düşmesi veya üzerine çıkmasının o bölgedeki tüm bitki örtüsü ve diğer canlıların yaşamlarına bir tehdit unsuru olabileceğinin altını çizen Acar, bu sıcaklığın oluşma nedenlerini şöyle sıralıyor:
'ZEMİN SICAKLIĞI VE YANGINLAR BİRBİRİNİ ETKİLİYOR'
Doç. Dr. Canan Acar, “Zemin sıcaklıkları ve yangınlar birbirini doğrudan etkileyen iki faktördür” diyor ve nedenini şöyle açıklıyor:
“İlk olarak yangınlar tüm bölgedeki hava, su, zemin sıcaklığını artırır. Ayrıca yangınlar zemindeki bitki örtüsü ve diğer organik maddeleri yok ederek zeminin sıcaklığını düşüren iki etmeni de yok etmiş olur ve bu da ısınmayı daha da hızlandırır. Yangınlar sırasında ayrıca zemindeki nem de buharlaştığı için zemin daha kuru ve ileriki yangınlara karşı daha savunmasız hale gelebilir.”
“Ayrıca zemin sıcaklıklarının yükselmesiyle bu bölgelere düşen kar da daha çabuk, yani toprağa tamamen karışamadan, erimeye başlar. Bu da hem su kaynaklarımızı tehdit eder hem de bölgenin kuraklaşması yangın riskini artırır” diyen Acar, zemin sıcaklığı konusunu önemsememiz gerektiğinin altını çiziyor ve ekliyor:
“İklim değişikliği nedeniyle ülkemizde kar mevsiminin ne kadar kısaldığı ve düşen karın azaldığını gözlemlediğimiz bu durumda, toprağın düşen karı tamamen ememeden yüksek zemin sıcaklıkları nedeniyle bu kaynaktan faydalanamaması özellikle kritik bir sorun olarak karşımıza çıkar.”
'NORMAL DEĞİL AMA BEKLENEN SONUÇLAR'
“Zemin sıcaklığının normal aralığı tıpkı hava sıcaklığı gibi bölgeden bölgeye değişir. Bu nedenle normal zemin sıcaklığı her bölge için kabul edilen mevsim normalleri içindeki sıcaklıktır” diyen Doç. Dr. Canan Acar, ölçümlenen 95 derecelik sıcaklığın normal olmadığını ama beklenen sonuçlar olduğunu söylüyor.
Acar, halihazırda devam eden yangınların bölgedeki sıcaklıkları yükselttiğini, aynı zamanda iklim değişikliğinin de ortalama hava, su ve zemin sıcaklıklarını yükselttiğini ifade ediyor. Canan Acar, “İklim değişikliği sadece denizlerin, havanın, toprağın değil ayrıca nehirlerin ve göllerin ortalama su sıcaklığını artırıyor. Ve buzulların erimesine neden oluyor, kar yağışlarını azaltıyor, kar örtüsünü inceltiyor, mevsimleri kuraklaştırıyor. Bu değişiklikler, su kaynaklarımız, su kalitesi ve kara ve su ekosistemleri üzerinde önemli etkilere sahip” diyor.
'95 DEĞİL 250 DERECEYE BİLE YÜKSELEBİLİYOR'
“Yangın alanın olduğu yer ve çevresindeki zemin 95 dereceye kadar ulaşabilir mi?” diye sorduğumuz Acar, oldukça şaşırtıcı bir gerçekten bahsediyor. Doç. Dr. Acar’ın anlattığına göre yangınlar sırasında zemin sıcaklıklarının nasıl etkilenebileceğine dair çok önemli bir çalışma bundan tam 81 sene önce Sidney Üniversitesi Botanik Bölümü öğretim görevlisi N. C. W. Beadle tarafından yapılmış.
‘Orman Yangınları Sırasında Toprak Sıcaklıkları ve Bitki Örtülerinin Hayatta Kalmasına Etkisi’ isimli bu çalışmaya göre yangınlar sırasında nemli zeminin en üst 3 santimetrelik kısmının sıcaklığı 135 dereceye kadar çıkabiliyor.
Zeminin kuru olması durumunda ise yine 3 santimetrelik üst tabakada sıcaklıklar 250 dereceye kadar yükselebiliyor. Çalışmaya göre bir yangın sırasında zeminin 15 santimetre altında dahi sıcaklıklar 95 derecelere yükselebiliyor. Yangınlar sırasında aynı zamanda zemindeki su buharlaştığı için toprak da kuruyor ve bu üzerindeki bitki örtüsüne zarar verebiliyor.
ORMAN YANGINI SEZONU 3,5 AY UZADI
Tüm dünya genelinde ortalama sıcaklıkların yükselmesiyle yangın mevsimleri uzadı ve çok daha şiddetli hale geldi. “Günümüzde ortalama orman yangını sezonu birkaç on yıl öncesine göre üç buçuk ay daha uzun. Aynı zamanda küresel olarak büyük yangınların sayısı üç katına çıktı ve yine aynı döneme kıyasla iki kat daha fazla alan yanıyor” diyen Canan Acar önemli bir noktaya dikkat çekiyor:
“Şiddetli ısı dalgaları, yüksek sıcaklıklar ve kuraklık, orman yangınlarını körükler. Bunlar bilim insanlarının neredeyse tamamının iklim değişikliğiyle ilişkilendirdiği koşullar. Bu döngüyü kırmazsak, önümüzdeki yıllarda daha fazla ve daha kötü orman yangınları görmemiz kaçınılmaz.”