Güncelleme Tarihi:
"Güneşi Özledik" sloganıyla hazırlanan afişte Atatürk'ün Florya Plajı'nda çekilmiş mayolu fotoğrafı bulunuyordu.
Zeki Triko'nu sahibi Zeki Başesgioğlu o günlerde büyük yankı yaratan bu kampanyasının sebebini şöyle anlatmıştı: "Bu çalışmadaki maksadım kesinlikle reklam değildi. Aklımıza hiçbir zaman reklam için Atatürk’ü kullanmak gelmez. Bunu yapanlara da karşıyım. Çünkü biz Atatürk’ü çok seviyoruz. Atatürk’ün yaptığı her şeye saygımız var. Onu kataloglarda kullanarak, saygısızlık yapmam" diyerek açıklamıştı.
"GüneÅŸi Özledik kampanyasında sadece mesaj vardı" diyen BaÅŸesgioÄŸlu Atatürk'ü reklam malzemesi olarak kullananları kınadığını söyleyerek "Ben bunların hepsini kınıyorum. Bu hiç de hoÅŸ deÄŸil... Niçin baÅŸka firmalar Atatürk’ü kullanıyor? Elbette ki para kazanmak için. O reklamları hiç onaylamıyorum. Bu kadar kötü bir ÅŸey olamaz. Atatürk’e ve Türk milletine böyle bir kötülük yapılamaz. Onların bir hedefi yok" diye konuÅŸmuÅŸtu.Â
Â
2004'TEKİ MAYOLU PANO KRİZİNİ YALÇIN DOĞAN DA YAZMIŞTI | ||
Hürriyet yazarı Yalçın Doğan 2004'te Adriana Karembau'nun poz verdiği bikinili reklam panosunun kaldırılıp yerine türbanlı bir reklam panosunun konulması hakkında şunları yazmıştı: "Adriana Karembeu'nun tartışma yaratan afişi. "Reklamın değişmesini idari makam emrediyor!.. Bikinili reklam gidiyor, yerine türbanlı reklam geliyor!..
|
Bu, açıkça bir dayatma!.. Bu, açıkça siyasal İslam propagandası!.. Bu, açıkça belli bir niyetin adım adım sergilenme girişimlerinden biri!.. İstanbul Atatürk Havalimanı dış hatlar terminalinde altı yıldır bir reklam var. Zeki Triko’nun kiraladığı panoda, bikini reklamı yer alıyor.
Reklamın cazibesi için, ünlü manken Adriana Karembau’un bikinili fotoğrafı. Altı yıldır!.. Mankenler zaman zaman değişiyor, ama reklam aynı. Altı yıldır!..
HACILARIN Ä°TÄ°RAZI
Her hac döneminde, bikinili reklam hacca gidenleri rahatsız ediyor ve şikayet konusu oluyor. Hatta, 2003’te hacca gidenlerin şikayeti üzerine, hac dönemi boyunca reklamın üstü örtülüyor. Ancak, 2004’te örtmek yetmiyor. Bu kez bikinili reklam gidiyor, yerine türbanlı reklam geliyor!..
Zeki Triko ile yapılan reklam sözleşmesi iptal ediliyor. Zeki Triko da, mahkemeye başvuruyor. Olayın hukuk yönüne gelince... Reklam için Zeki Triko ile İletişim Reklam ve Turizm Hizmetleri Ticaret A.Ş. arasında bir sözleşme var. İstanbul, Atatürk Havalimanı’nı TAV Grubu (Tepe-Akfen-Vie Yatırım Yapım ve İşletme A.Ş.) yapıyor ve işletiyor.
Terminaldeki reklam yerlerinin kiraya verilmesi için de, TAV, İletişim A.Ş.’yi yetkili kılıyor. Reklamının indirilmesi nedeniyle, Zeki Triko, TAV aleyhine 100 milyar liralık dava açıyor. TAV davaya itiraz ediyor. Reklam sözleşmesinin Zeki Triko ile anılan İletişim A.Ş. arasında olduğu gerekçesiyle. Bu, firmalar arasındaki hukuki anlaşmazlık. Şu anda mahkemede.
EMÄ°R VALÄ°LÄ°KTEN
O dava bir yana, bizleri ilgilendiren asıl boyut farklı. İşte, ilk belge. İletişim A.Ş. Kartal Noterliği yoluyla Zeki Triko’ya, kendilerine çekilen ihtarı kabul etmediklerini belirten bir ihtarname çekiyor. Ve bunun ilk cümlesi: ‘Sözleşmenin (...) maddesi gereğince, idari makam tarafından kaldırılması emredildiğinden dolayı, sözleşme kendiliğinden fesholmuştur.’ Bikinili reklamın kaldırılması emrini idari makam veriyor!.. Hangi idari makam?.. İstanbul Valiliği!.. Nerede o emir?..‘
KALDIRMAK UYGUNDUR’
İşte, ikinci belge. İstanbul Valiliği Atatürk Havalimanı Mülki İdare Amirliği 15 Aralık 2003 tarihinde TAV’a bir yazı yazıyor: ‘...Adriana Karembau’un resmini gösteren panodaki reklamın (...) bazı yolcular ve özellikle hac sezonunda hacca giden yolcular ile uğurlayıcılar tarafından olumsuz karşılandığı dolayısıyla, kaldırılması talep edilmiş bulunmaktadır. Söz konusu reklamın (...) kaldırılmasının uygun olacağı düşünülmektedir.’ Bu yazının altındaki imza, Vali adına Vali Yardımcısı Murat Yıldırım’a ait. Resmi yazı!.. Akan sular duruyor!.. Bikinili reklam, haydi hoooop, gümmmm!..
BAÅžKA YERE ATANDI
Zeki Triko’nun avukatı Füsun Kimiran bu yazıya hukuken itiraz ediyor. Bunun üzerine, aynı Vali Yardımcısı imzasıyla, Zeki Triko’ya 27 Ocak 2004’te yeni bir yazı geliyor: ‘...
Söz konusu reklamın kaldırılmasının uygun olacağı yazısı (...), dış hatlar terminalinde bir olumsuzluk yaşanmaması düşüncesiyle, tamamen tavsiye niteliğinde yazılmış, yazımızın dikkate alınmaması ve varsa anlaşmazlığın sözleşme hükümleri çerçevesinde çözülmesi...’
Önce reklamı kaldır diye yaz, sonra bunun tavsiye olduğunu bildir!.. Sen misin bunu yapan?.. Vali Yardımcısı Murat Yıldırım, kısa süre sonra İstanbul dışında bir başka yere atanıyor!.. Ama, reklam yine de kalkıyor!.. Bütün bu olayın can alıcı özeti, hacca gidenlerin şikayeti üzerine, altı yıldır orada duran reklamın, valilik emriyle kaldırılması!.. Reklam üzerinden siyasal İslam adımları!.. Dün türban, bugün reklam, yarın bilmem ne!..