Güncelleme Tarihi:
FOTOĞRAFLARLA ZEKİ ÖKTEN
ZEKİ ÖKTEN FİLMLERİ - FOTOGALERİ
Ökten, Amerikan Hastanesi’nde geçen hafta geçirdiği kalp ameliyatı sonrası yoğun bakıma alınmıştı. Ünlü yönetmen için şu anda, Beyoğlu Sineması'nda tören gerçekleştiriliyor. Saat 10.30'da başlayan törene, Ökten'in cenazesi getirilmedi. Ökten, öğle vakti Teşvikiye Camisi'nde kılınacak cenaze namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı'nda defnedilecek.
Türk sinemasında yoksulluk olgusunun üzerinde en fazla duran yönetmen olarak tanınan Ökten, filmlerde anlattığı gibi bir ailenin oğlu olarak İstanbul’da doğdu. 1961 yılında Nişan Hançer’in yönetmenliğini yaptığı ‘Acı Zeytin’ adlı filmle sinema dünyasına adım attı. Yeşilçam’ın ünlü yönetmenlerinin yanında asistan olarak çalıştı. 1963’te ilk filmi ‘Ölüm Pazarı’nı çekti. Osman Seden, Ömer Lütfü Akad, Metin Erksan, Memduh Ün, Halit Refiğ ve Atıf Yılmaz’dan sonra gelen ikinci yeni kuşak sinemacılar arasında yerini aldı. Yılmaz Güney’in senaryosunu yazdığı ‘Sürü’ filmi ile “yeni sinema”nın öncülerinden oldu. Filmleri arasında ‘Hanzo’ (1975), ‘Kapıcılar Kralı’ (1976), ‘Çöpçüler Kralı’ (1977), ‘Sürü’(1978), ‘Düşman’(1979), ‘Ses’(1986), ‘Güle Güle’ (1999), ve ‘Çinliler Geliyor’ (2006) sayılabilir. Ökten, ulusal ve uluslararası yarışmalarda da birçok ödül aldı.
‘Saygıyla hatırlanacaktır’
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Ökten’in vefatı nedeniyle derin üzüntü duyduğunu belirterek, “Türk sinemasının gelişmesine değerli katkılarda bulunan Zeki Ökten her zaman sevgi ve saygıyla hatırlanacaktır” dedi.
"Sinemanın unutulmazları arasında"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yönetmen Zeki Ökten'in vefatı nedeniyle mesaj yayımladı. Başbakanlık Basın Merkezinden yapılan açıklamaya göre, Erdoğan, değerli yönetmen Zeki Ökten'in vefatını teessürle öğrendiğini belirtti. Ökten'in yönetmenlikteki ustalığı ve güçlü sanatçı kişiliğini ortaya koyan filmleriyle olduğu kadar yetiştirdiği genç sinemacılarla da Türk sinemasına önemli katkılarda bulunduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
“Sürü, Düşman, Faize Hücum, Kapıcılar Kralı, Düttürü Dünya, Güle Güle gibi filmleriyle sinema tarihinin unutulmazları arasına giren büyük usta, değerli yönetmen Zeki Ökten'i her zaman saygıyla, takdirle hatırlayacağız. Merhuma Cenab-ı Allah'tan rahmet, ailesine, yakınlarına, sinema camiasına ve milletimize başsağlığı diliyorum.” Başbakan Erdoğan, ayrıca Zeki Ökten'in eşi Güler Ökten'e bir taziye telgrafı göndererek, üzüntülerini iletti ve başsağlığı diledi.
Kültür Bakanı Günay'dan taziye
Zeki Ökten'in vefatı nedeniyle başsağlığı mesajı yayınlayan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, “Toplumsal sorunları tüm açıklığıyla beyazperdeye yansıtan Zeki Ökten'in filmleri bugün dahi gerçekçiliğini korumaktadır. Bu durum onun ne derece zamanı aşan ve bu toprakların insanına hitap eden bir sinema anlayışına sahip olduğunun kanıtıdır.
'Düşman', 'Kapıcılar Kralı', 'Çöpçüler Kralı', 'Pehlivan' gibi önemli birçok filme hayat veren ve 'Sürü' filmiyle uluslararası yarışmalardan pek çok ödülle dönen Ökten'in kaybıyla Türk sineması büyük bir değerini yitirmiştir. Türk sinemasına uzun yıllar emek veren ve unutulmaz filmlere imza atan yönetmen Zeki Ökten'in vefatı ülkemiz için büyük bir kayıptır.
Geride bıraktığı filmleriyle yeni nesil sinemacılarımıza yol gösterici olmaya devam edecek olan Zeki Ökten'e Allah'tan rahmet, ailesine, sinema çevrelerine ve milletimize başsağlığı dilerim.”
‘Biz Zeki'siz ve kimsesiz kaldık’
Rutkay Aziz, Beyoğlu Sineması'nda gerçekleştirilen anma töreninde şu şekilde konuştu;
"Ben yitip gitseydim, Zeki burada olsaydı büyük bir ihtimalle konuşmama, susma hakkını kullanırdı. Ama ben az da olsa konuşma hakkımı kullanacağım.
Ne acıdır ki şu anda İstanbul'un bir başka köşesinde Ali Taygun da anılıyor. Yine ne kadar acıdır ki farkındaysanız İstanbul iki gündür sırılsıklam.
Bir ustaya sormuşlar; 'Senin için tatil nedir?' diye. O da demiş ki; 'Bizler zaten yaşamda tatile çıkmış izinli ölüleriz.' Zeki ve Ali bu izni kısa tuttular. Bu izin içinde barıştan emekten demokrasiden yana tutumlarını vurguladılar.
Biz Zeki'siz ve kimsesiz kaldık."
"Ben bu ülkenin çocuklarına işkence edenlere selam vermem"
Zeki Demirkubuz
Ben Zeki ağabeye 10 yıl asistanlık yaptım. On yıl sonra yönetmenliğe başladım ama kendimi hep onun asistanı gibi hissettim. Onun başka bir iki yanına değinecek bir şey anlatmak istiyorum. 25 sene önce karşılaşmıştık 80’lerin ortasında bir olağan şüpheli gibi karşısına çıkmıştım. Ben birini ararken tanışmıştık ve onun Zeki Ökten olduğunu bilmiyordum. Bana “Sen içerden mi çıktın?” dedi. “Neden öyle düşündünüz?” dedim. “Sen içerden çıkan çocuklar gibi bakıyorsun” dedi. O gün yalnızlık içinde mahalle arkadaşlarımın benden kaçtığı bir dönemde onun bunu bana sormasıyla asistanlık değil de ağabey kardeşlik gibi ilişkimizbaşlamıştı.
“Ses” filmini çekmeye karar vermişti ve kimsenin sesini çıkartamadığı bir dönemdi. Gümüşlük’te filmi çekiyorduk. Bir gün kahvede otururken MGK'dan birisi gelip bize selam verdi ve Zeki ağabey başını çevirdi. O zamanlar insanlar bir onbaşının karşısında bile hazır ola geçiyordu. Biz endişelendik film için, Zeki ağabeye söyledik. “Ben bu ülkenin çocuklarına işkence edenlere selam vermem” dedi. Film sonra yarıda kesildi zaten. Zar zor izin alınabildi daha sonra. Sosyalistti. İyi insan olunmadan iyi Beşiktaşlı olunmaz sözünün tam karşılığı bir adamdı. Hayatta tanıdığım en sağlam, son iki günde gördüğüm dirayetiyle hiç aklımdan çıkmayan Güler ablaya güç diliyorum.
‘Zeki ağabey hüzünlü bir coşku gibiydi’
Aytaç Arman
Zeki ağabey hakkında fazla bir şey söylemek gerekmiyor diye düşünüyorum. Duruşuyla, yaptıklarıyla kendisini zaten anlattı. Gerek insan olarak gerek sanatçı olarak.
Üç sette birlikte olduk. Çok şeyler öğrendiğimi düşünüyorum. Kendimi de şanslı addediyorum. Zeki ağabey hüzünlü bir coşku gibiydi. Coşkuylahüznü harmanlayıp sanat yapan ve kendi yolculuğunu da bu harmanlanmış hüzün ve coşkuyla sürdürmüş tüm tanıyanların anlattığı bir Zeki Ökten söz konusuydu.
Ve yani kendimden bir parça kaybetmiş gibi hissediyorum. Hepimizin başı sağolsun.