Güncelleme Tarihi:
Diyanet İşleri Başkanlığının internet sitesinde yer verdiği zekat ile ilgili temel bilgilere göre, belirli bir malın bir kısmının Allah rızası için muayyen kişilere verilmesi anlamına gelen zekat, Müslümanlar için farz ibadetler arasında yer alıyor.
“Müslüman, hür, akıllı, buluğ çağında, borcundan ve asli ihtiyaçlarından fazla kazanç sağlayıcı nitelikte, asgari zenginlik ölçüsü (nisap miktarı) oranında mala sahip olanların” yükümlü olduğu ibadette, kişinin zekat verebilmesi için 80.18 gram altın veya bunun tutarında para veya ticaret malı ile 40 koyun/keçi, 30 sığır ve 5 deveye sahip olması ve bu malların üzerinden bir yıl geçmesi gerekiyor. Zekat sahibinin, 80.18 gram altını ya da diğer mallarının 40'ta birini zekat olarak vermesi gerekiyor.
Kişi, nafaka, oturulan ev, ev eşyası, ihtiyaç duyulan elbise, borç karşılığı mal, sanat ve mesleğe ait alet ve makineler, binek taşıtları, ilim için edinilen kitaplar gibi temel eşyaları dışındaki mal varlıkları için zekat verebiliyor.
Oruç ve hac için olduğu gibi zekatta da kameri ay hesabı uygulanıyor. Zekatın farz olması için nisap miktarı malın üzerinden bir kameri yılın geçmesi gerekiyor. Ancak, mal sahibi isterse vaktinden önce de zekatını verebiliyor. Gıda ve giyim eşyaları gibi ayni olarak ödenebileceği gibi, para, döviz, altın gibi nakdi olarak da verilebilen zekat için kişi, vadesinde ödeneceğini kesin olarak bildiği senedi de zekat olarak kullanabiliyor.
Bir defada ödenebileceği gibi taksitle de ödenebilen zekat için belli bir ayın ya da ramazan ayının beklenmesi gerekmiyor. Zekat vermekle yükümlü olanların bunu en kısa zamanda yapması daha uygun olarak görülüyor.
Ticaret mallarının zekatı, malın değeri üzerinden hesaplanıp parayla ya da malın kendi cinsinden de zekat verilebiliyor.
İleride elde edilmesi muhtemel kardan değil, mevcut sermayeden ödenmesi gereken mali bir ibadet olan zekatta, ticaret malının zekatı verilirken, karsız olarak zekatın verildiği tarihteki değerinin esas alınması gerekiyor.
Geri ödeneceği kesin olan alacakların, her yıl alacaklı tarafından zekatlarının ödenmesi gerekiyor. Alacak tahsil edilmeden önce zekatı verilmemişse, tahsil edildikten sonra, geçmiş yıllara ait zekatların da ödenmesi de bu ibadet için belirlenen şartlar arasında yer alıyor.
İnkar edilen veya geri alınma ihtimali olmayan alacakların her yıl zekatının verilmesi gerekmiyor. Şayet böyle bir alacak daha sonra ödenirse, alacaklı bu tarihten itibaren zekat mükellefi oluyor, ancak geçmiş yıllar için zekat ödemesi gerekmiyor.
MAHSULDEN ZEKAT VERİLMESİ
İslam dininde, odun, şeker kamışı hariç kamış ve ottan başka topraktan elde edilen her türlü ürünün, yaklaşık 650 kilograma ulaşması halinde ürünün zekatının verilmesi şartı getiriliyor.
Mahsulün zekatının verilmesinde toprağın işlenmesi ve su kullanımı esas alınıyor. Buna göre, toprak emek sarf edilmeden yağmur, nehir, dere, ırmak ve bunların kanallarıyla sulanıyorsa, çıkan mahsulün 10'da biri, emekle veya suyun ücretle alınması, motorla sulama gibi masraf gerektiren bir yolla sulanıyorsa 20'de bir oranında zekat verilmesi gerekiyor.
Altın ve gümüş dışındaki ziynet eşyaları zekata tabi tutulmuyor. Ayrıca ticari amaçlı olarak alıp sattıkları daireler için emlakçılar ve borsada alınıp satılan hisse senetlerine yatırım yapan kişilerin, sahip olduğu hisse senetlerinin, değeri nisap miktarına ulaşması ve üzerinden bir yıl geçmesi halinde 40'da bir oranında zekat vermesi gerekiyor.
DERNEKLERE ZEKAT VE FİTRE VERİLEBİLİR Mİ?
Zekat, “fakirler, düşkünler, esaretten kurtulacaklar, borçlu düşenler, Allah yolunda cihada koyulanlar, yolda kalmışlar, zekat toplamakla görevlendirilen memurlar ve kalpleri İslam'a ısındırılmak istenen yeni Müslüman olmuş kimselere” verilebiliyor. Ancak, zekat verecek kişi, anne babasına, büyükanne ve büyükbabasına, çocukları ve torunlarıyla eşine ve Müslüman olmayanlara zekat veremiyor.
Aldıkları zekat ve fitreleri bir fonda toplayıp bunu yalnızca zekat verilebilen yerlere sarf ettikleri bilinen ve kendilerine her bakımdan güvenilen kimseler eliyle yönetilen dernek, kurum ve yardımlaşma fonlarına zekat ve fitre verilmesinde dinen bir sakınca bulunmuyor. Ayrıca, belli bir geliri olduğu halde, bu geliriyle asgari temel ihtiyaçlarını karşılayamayan ve başka bir mal varlığı da bulunmayan kişilere zekat verilebiliyor.
Meşru olmayan yoldan elde edilen kazancın ise belliyse sahibine iade edilmesi, belli değilse, yoksullara veya hayır kurumlarına verilerek elden çıkarılması gerektiği için bu kazancın zekatının verilmesi gibi bir durum söz konusu olmuyor. Ayrıca devlete ödenen vergiler de zekat yerine geçmiyor.
Bizzat elden verilebileceği gibi vekalet veya havale yoluyla da verilebilen zekat, fakir olan damada düşüyor. Dinen, koca eşine bakmakla yükümlü olduğundan, kişinin gelinine zekat vermesi dolaylı olarak kendi oğluna zekat vermesi gibi kabul edildiği için geline zekat vermek, geçerli olmakla birlikte, uygun görülmüyor.
“İNSAN BEDENİNİN ZEKATI, FİTRE...”
Ramazan ayının sonuna yetişen ve asli ihtiyaçlarından başka nisap miktarı mala sahip bulunan her Müslüman'ın vermesi vacip, mali bir ibadet olan fitre, insan fıtratındaki yardımlaşma ve dayanışmanın bir gereği olarak “insan bedeninin zekatı” kabul ediliyor.
Yoksulların ihtiyaçlarının giderilmesinde, bayram gününün neşesinden ihtiyaç sahiplerinin de istifade etmelerinde önemli bir rol oynayan fitrede, zekattan farklı olarak malın artıcı olması ve üzerinden bir yıl geçmesi şartı aranmıyor.
Ramazan Bayramı'nın ilk gününde tan yerinin ağarmasıyla ödenebilen fitre, ramazan ayı içinde de verilebiliyor. Fitrenin, yoksulların bayram ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için bu tarihten önce verilmesi uygun görülüyor.
Günümüzde, bir kişinin bir günlük normal gıda ihtiyacını karşılayacak miktar, ayni gıda yardımı olarak verilebilen fitre, bunun değerinde nakit de ödenebiliyor.
Ülke ve bölgelere göre geçim standartları farklı olduğundan, fitre mükellefinin kendi bulunduğu yere göre bir kişinin bir günlük normal gıda ihtiyacını karşılayacak miktar üzerinden fitre vermesi gerekiyor. Ayrıca, fitre de zekat gibi “fakirler, düşkünler, esaretten kurtulacaklar, borçlu düşenler, Allah yolunda cihada koyulanlar, yolda kalmışlar, zekat toplamakla görevlendirilen memurlar ve kalpleri İslam'a ısındırılmak istenen yeni Müslüman olmuş kimselere” verilebiliyor.