Güncelleme Tarihi:
Sanıkların katılmadığı Kartal 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada tanık olarak dinlenen Sezgin Uzunyayla, yanan bir şeyler görünce durumu ilgililere ihbar ettiğini, ancak kimseyi görmediğini söyledi.
Mahkeme heyeti, suçtan zarar görme ihtimali düşünülerek Çevre ve Orman Bakanlığını temsilen Hazine avukatı Onur Oğuz'un davaya katılma talebini kabul etti.
Duruşmada esas hakkındaki görüşünü açıklayan Cumhuriyet Savcısı Mustafa Aker, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) yürürlük maddelerine göre 181/1 madde ve fıkrasının yayın tarihinden itibaren 2 yıl sonra yürürlüğe gireceğinin belirtildiğini ifade ederek, bu madde ve fıkranın olay tarihi itibarıyla yürürlükte olmadığını bildirdi.
Bu durum karşısında Çevre Yasası da dahil olmak üzere özel yasalar ve diğer mevzuatın değerlendirilmesine göre 2 yıllık süreden önce gerçekleşen 181. maddenin 1. fıkrasına aykırı eylemin idari yaptırımla karşılaştığı görüşünün benimsendiğini kaydeden Savcı Aker, dava dosyasındaki veriler ile 181. maddenin 4. fıkrasında yer alan olguların gerçekleştiğine yönelik hukuksal bir değerlendirme yapmanın ve kesin bir şekilde bir tanı oluşturmanın da mümkün olmadığını söyledi.
Ayrıca, variller diye nitelendirilen atık ya da atıkların bulunduğu bölgeden elde edilen variller ve çuvalların niceliklerine ve olay yerini inceleme sonuçlarına göre bu bölgeye birden fazla kişi ya da kurum tarafından bu tip atıkların bırakıldığının görüldüğünü ifade eden Aker, bu durum karşısında kamu davası açılan faillerin fail sıfatı anlamında kesin ve net bir saptama yapma olanağı da bulunmadığını kaydetti.
Savcı Mustafa Aker, mütalaasında daha sonra şu değerlendirmede bulundu:
“Görüşümüze göre, 181. maddenin 4. fıkrası bazında sanıkların suçu işlediklerinin sabit olmayışı gerekçesi mevcuttur. Ancak ülkemizde çevre konusunda tüm toplum tarafından gösterilen hassasiyetin pratikte tam anlamı ile işlemlere yansımadığı anlaşılmış olup, kamu davasına konu olan eylem ile ilgili idari yaptırımların uygulanması gerektiği görüşüne varılmıştır. Ancak, bulunma tarihi dahil olmak üzere olay tarihi itibarıyla bu eylem ceza yaptırımına değil, idari yaptırıma bağlanmıştır. Bu durum karşısında yetkili idari mercilerce idari yaptırımların uygulanması gerekir.”
Savcı Aker, mütalaasının sonunda, idari yaptırım gereken idari mercilerce yapılması gereken soruşturmalar saklı kalmak üzere, birleşen her iki kamu davasındaki failler açısından suçu işlediklerinin sabit olmayışı görüşü ile haklarında beraat kararı verilmesini istedi.
Savcılığın görüşüne diyecekleri sorulan sanık avukatları, mütalaaya sonuç itibarıyla katıldıklarını, ancak gerekçelerine katılmadıklarını bildirdiler.
KARAR
Davayı karara bağlayan mahkeme heyeti, “çevreyi kasten kirletmek” suçundan yargılanan sanıklar Ali Ayvenli, Mehmet Suiçmez, Turan Yılmaz, Şerafettin Eyüpoğlu, Emine Özbek, Hüseyin Hilmi Özdal ve Mehmet Ferhat İlhan'ın eylemlerinin olay tarihinde suç olarak tanımlanmadığını ve dava konusunun suç tarihinde idari yaptırım gerektiren bir eylem olarak düzenlendiğini kaydetti.
Mahkeme heyeti, “fiilin suç tarihi itibarıyla suç olarak tanımlanmadığı” gerekçesiyle tüm sanıkların beraatlarına karar verdi.
Kararın bir örneğinin Tuzla Kaymakamlığına gönderilmesini kararlaştıran mahkeme heyeti, adli emanette bulunan numunelerin ise karar kesinleştikten sonra imha edilmesini hükme bağladı.
YAKLAŞIK 640 VARİL BULUNMUŞTU
Tuzla'nın Orhanlı Beldesi'nde geçen Nisan ayında ihbar üzerine İl Çevre ve Orman Müdürlüğünce yapılan çalışmalarda yaklaşık 640 varil ile atık poşetleri bulunmuştu.
Bu konuya ilişkin açılan davanın iddianamesinde, sanıkların, “çevreyi kasten kirletmek” suçunu düzenleyen TCK'nın 181/4. maddesi uyarınca 5'er yıldan az olmamak üzere hapis cezasına çarptırılmaları isteniyordu.