Güncelleme Tarihi:
Yuva köyü Çaydurt Mahallesi'nde, temmuz ayının başında, Kurban Bayramı ile başlayan süreçte çoğu çocuklarda olmak üzere karın ağrısı, mide bulantısı ve kanlı ishal görüldü. Hastaneye aralıklarla götürülen çocuk ile yetişkinlerin ilk belirlemelere göre, sudan zehirlendiği tespit edildi. Tetkikler sonucu çocuklarda bağırsak enfeksiyonu görüldü, bazı hastalarda ishal nedeniyle böbrek yetmezliği başladı. Bazı hastalara diyaliz tedavisi uygulandı. Durumu ağırlaşan hastalar, başka şehirlerdeki hastanelere götürüldü. Toplam 148 kişinin zehirlendiği olayda, 1 kişi yaşamını yitirdi. Tedavileri tamamlanan 146 kişi taburcu oldu, 1 çocuk hastanın ise tedavisi sürüyor. Bu hastanın da sağlık durumunun iyi olduğu kaydedildi. Olay ile ilgili adli ve idari soruşturmanın da sürdüğü bildirildi. Hastaneden taburcu olan köylüler, zorlu süreci anlattı.
'DAHA ÖNCEDEN YOKTU, KALP HASTASI OLDUM'
Hastalığa yakalandıktan sonra erken doğum yaptığını söyleyen Tuğba Karadağ, taburcu olduktan sonra farklı hastalıklarının başladığını belirtti. Karadağ, "2 ay boyunca yoğun bakımda kaldım. 15 gün boyunca da normal serviste kaldım. Yemek yiyemedim, kusuyordum. Çok zor zamanlar geçirdim. Şu anda tedavim devam ediyor. Kontrollerime gidiyorum. Bebeğimde şu anda gözle görülür bir sorun yok. Fakat o da şu an ilaç kullanıyor. Ona da ilaç veriyorum. Ben de 5-6 tane ilaç kullanıyorum, emziremiyorum. Baş dönmesi, göz kararmaları var. Şu anda kalp yetmezliği var; kalp hastası oldum. Daha önceden yoktu. Gözlerim sıkıntılı, etrafımı karanlık görüyorum. Nöbet geçirdiğimde gözlerime pıhtı atmış" dedi.
Olayın aydınlatılmasını isteyen Karadağ, "Herkes sessiz, kimse bir şey yapmıyor. Bu olayın artık açığa çıkması lazım. Hatası olanların yanına kalmasın. Bu kasıtlı yapılan bir şeyse; suçluların yanına kalmasın. Bunun nedeni artık açıklansın" diye konuştu.
'SUÇLULAR BELİRLENİP, ADALET KARŞISINA ÇIKARILMALI'
Yoğun bakımda tedavi gördükten sonra taburcu edilen Huri Beyzanur Gülen ise "Çok kötü bir hastalık süreci geçirdim. Böbreklerim iflas etme durumuna geldi. Sürekli diyalize girdik. Psikolojik olarak çok zor bir süreçti. Bir can kaybı oldu. O yüzden çok ciddiye alınması gereken bir konu. Fakat hala bize bir açıklama yapılmıyor. Şu anda nefes almayla alakalı sıkıntım var. Eskisi gibi değilim. Zor bir hastalıktan geçtik. Nefes darlığım oluyor. Herkes su olduğunu söylüyor. Ama herhangi bir açıklama yapılmadı. Bir an önce, net bir açıklama istiyoruz. İhtimal yürütüyorlar, ihtimalleri biz de yürütebiliyoruz. O yüzden kesin bir açıklama yapılması gerekiyor. Suçlular belirlenip, adalet karşısına çıkarılmalı. Bizim hastanedeki testlerimiz bizden gizleniyor. Bize temiz su sağlamakla görevli olan insanların ihmali nedeniyle, bu olaylar başımıza geldi. Temiz su sağlamaktan bile acizseniz; bu işi neden yapıyorsunuz?" dedi.
'3 AY OLDU HALA BİR AÇIKLAMA YOK'
Hastanede tedavisi devam eden tek hasta çocuğun babası Salih Kaplan da olayın bir an önce aydınlatılmasını istedi. Kaplan, "Ben ve eşim rahatsızlandık. Küçük kızım da çok ağır şekilde geçirdi. Hala hastanede tedavisi devam ediyor. 3 aydır Ankara'da tedavi halinde. Hastaneden hala taburcu olmadı. Fakat taburcu olup, sıkıntı yaşayanlar da var. Bu yapılan yanlışın, oluşturulan mağduriyete kimin sebep olduğu ile ilgili bir gelişme yok. Bu konuda bir açıklama yapılmıyor. Ölen Eyüp Ertem için bir açıklama yapılmadı. Adli tıp bir rapor yayınlamadı. 3 ay oldu, hala bir açıklama yok" diye konuştu.