Güncelleme Tarihi:
Yargıtay'ın Erdoğan ile ilgili gerekçeli kararı dün açıklandı. Gerekçede, Erdoğan'ın, halkı ‘‘Kula kulluk edenlerle-Atatürkçü laik kesim’’, ‘‘Hakka kulluk edenler-İslamı şeriat ile bütünleştiren Müslümanlar’’ olarak ikiye böldüğü ve bu iki kesimi birbirine karşı ‘‘kışkırttığı’’ vurgulanarak, ‘‘Sanık, savaş çağrısı yapmaktadır’’ denildi.
Yargıtay 8. Ceza Dairesi, FP'li İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasi yaşamını noktalayarak büyük yankı uyandıran kararının gerekçesini dün açıkladı. On sayfalık gerekçede, Erdoğan'a hem ‘‘demokrasi’’ hem ‘‘din’’ dersi verildi. Gerekçede, her rejim gibi demokratik rejimin de kendini savunma hakkı bulunduğu belirtilerek, ‘‘Demokratik hak ve özgürlükler demokrasiyi yok etmek için kullanılamaz’’ denildi. Kararda, şöyle denildi: ‘‘Anayasamız laik cumhuriyeti demokrasinin olmazsa olmaz koşulu kabul etmiştir. Demokratik sistemin karşıtı olan her türlü totaliter rejimin kişi hak ve özgürlüklerini önemsemeyip bireyi dışlayarak, toplumu esas aldığı bir gerçektir. Bu nedenle laiklik esasına dayalı demokratik sistemin insan doğasına ve onuruna en uygun sistem olduğu ve hiç kimsenin bu sistemin kendisine tanıdığı hak ve özgürlükleri bireyi kul durumuna düşüren totaliter rejimin gelmesi uğrunda kullanma hakkı yoktur. Başka bir deyişle demokratik hak ve özgürlükler demokrasiyi yok etmek için kullanılamaz.’’
SAVAŞ ÇAĞRISI
Gerekçede, Erdoğan'ın, halkı ‘‘Kula kulluk edenlerle-Atatürkçü laik kesim’’, ‘‘Hakka kulluk edenler-İslamı şeriat ile bütünleştiren Müslümanlar’’ olarak ikiye böldüğü ve bu iki kesimi birbirine karşı ‘‘kışkırttığı’’ vurgulanarak, ‘‘Sanık, savaş çağrısı yapmaktadır’’ denildi. Erdoğan'ın ‘‘Sadece bir şiir okuyup mahkûm oldum’’ savunması yanıtlanırken ‘‘Bu şiir 1071 Malazgirt Savaşı yıldönümünde bir öğrenci tarafından okunsa, ancak tamamının okunması kaydıyla olağan kabul edilebilirdi’’ denildi.
DİNE POLİTİKA KARIŞTIRILAMAZ
Erdoğan'ın,‘‘İrticai faaliyetlerin odağı, kapatılan RP'nin lider kadrosundan ve önde gelen isimlerinden olduğu’’ vurgulanarak, yığınları etkileyebilme özelliğine sahip olduğu, hemşerilik beratı olan Siirt'te din duyguları çok güçlü bir topluluğa yaptığı konuşma ile ‘‘halkı kışkırttığı ve 312. maddedeki suçu işlediği’’ kaydedildi.
Anayasa'nın başlangıç 14. ve 24. maddelerine göre laiklik ilkesinin gereği ‘‘kutsal din duygularının devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılamayacağı’’, din ve vicdan hürriyetinin ise, ‘‘dil, din, ırk ve mezhep ayrımı yapmak için kullanılamayacağı, din ve dini duyguların istismar edilemeyeceği’’ belirtildi.
Biri gider, başkası gelir
Tayyip Erdoğan, dün Büyükşehir Belediyesi tarafından 100 milyar liraya restore ettirilen Maktül Mustafa Paşa Tekkesi ve Camii'nin açılış törenine katıldı. Erdoğan, FP Lideri Recai Kutan'ın, ‘‘İkinci Tayyip Erdoğan iki katı oy alır’’ sözlerini hatırlatan bir gazeteciye, ‘‘Biri giderse, bir başkası gelir’’ yanıtını verdi. Erdoğan, cami avlusunu gezerken de ‘‘Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri’’ diye konuştu. Cuma namazını da Edirnekapı'daki tarihi camide kılan Erdoğan, daha sonra bazı Fazilet Partililer’le görüşmeler yapmak üzere uçakla Ankara'ya gitti. Bu arada Erdoğan'ın siyasi hayatını bitiren karardan sonra Büyükşehir Belediye binası önünde başlayan protesto gösterileri sürüyor. Cuma namazından çıkan bir grup, belediye önünde yine basını hedef seçti. Sloganlar atan grup, olayı izleyen habercilere bozuk para ve taş yağdırdı. Gazetecilerin binanın içine girmesinden sonra dışarıda tekbir getiren grup, ‘‘Vur de vuralım, öl de ölelim’’, ‘‘Tayyip burada çeteler nerede’’, ‘Sabancı yetmez, Koç da gelsin'', ‘‘Çankaya şişmanı İslam düşmanı’’, ‘‘Hükümet istifa’’ sloganları attı. Erdoğan'a destek için oluşturulan 'İl Halk Komitesi' de Erdoğan'a destek amacıyla imza kampanyası başlattı.
Karşı oy Mıhçak’tan
MÜnver, Ü.Kızılkılıç, S. Çetinkol, Y.K Doğan'ın oylarıyla alınan onama kararına M. Mıhçak karşı oy verdi. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne göre, ‘‘Herkesin anlatım özgürlüğüne sahip olduğunu’’ vurgulayan Mıhçak, Erdoğan'ın konuşmasının, bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini ve sözleşme kapsamına göre de suç oluşturmadığını savundu, şöyle dedi: ‘‘Sanığın, hâlâ aşiret düzeninin varolduğu, çok azalmış da olsa şeyhlik ve müritlik ilişkilerinin mevcut bulunduğu bir bölgede, kula kul olunmamasını, herkesin insan olup birlik ve beraberlik içinde; fikrinde, düşüncesinde, inancında hür ve serbest olarak, sevgiye ve kardeşliğe dayalı bir bütün olarak Türkiye'nin kurulması gerektiğini ifade etmesinin, birleştirici özellik taşıdığı, bu bağlamda demokratik bir anlayışın savunuculuğunu dile getirdiği, bu nedenlerle sanığın beraatine...’’
Ayetli gerekçeli karar
Kuran'ın El Hücurat süresinin 8. ayetine de yer verilen kararda, bu surenin ‘‘Müminlerden iki taraf vuruşacak olsa aralarını bulup barıştırın’’ dediğini; Erdoğan'ın ise halkın bir kesimini diğer kesim aleyhine kapalı da olsa kışkırttığı vurgulandı. Kararda, ‘‘İslam dini, barış ve kardeşlik dinidir. Müslümanlar arasında ayrım yapmaz. Allah nezdinde kimin daha makbul Müslüman olduğu sanığın takdirinde değildir’’ denildi.
Kararda, TCK'nın 312. maddesiyle ilgili tartışmalar nedeniyle Meclis'e de örtülü eleştiri yöneltildi. ‘‘312. madde anti-demokratik boyutta görülebilir’’ denilen kararda, ‘‘Hâkimin iyi ya da kötü yasa ayrımı yapma yetkisi yoktur, yasayı uygular. Yasalar hakkında siyasi platformda tartışmalar varsa, çözümünü sağlamak yasama görevini üstlenen anayasal merciindir’’ ifadesine yer verildi.