Güncelleme Tarihi:
Zatürre, belirtileri doğru tedavi edilmezse büyük sıkıntılara neden olabilmektedir.
Zatürrenin tıbbi adı pnömonidir. Akciğerin iltihabıdır. Bakteri, virüs, mantar gibi çeşitli mikroplarla oluşabilir. En sık görülen, hekime başvurmaya neden olan, en fazla ölüme yol açabilen hastalıklar arasındadır. Akciğerde meydana gelen bu enfeksiyon, alveol adı verilen havayla dolu küçük akciğer keseciklerine iltihap hücrelerinin birikmesine ve yine bu alana kan damarlarından gelen serumun dolması şeklinde ortaya çıkan, bazen ölümle sonuçlanabilen ateşli bir hastalıktır. İçleri serum sıvısı ve iltihap hücreleri ile dolan, yani hava içeriğini kaybeden alveoller solunum işlevlerini yerine getiremezler.
Özellikle çocuklarda, 65 yaş üstü yaşlılarda, kronik bir hastalığa sahip olanlarda (böbrek, şeker, kalp veya akciğer hastalığı gibi), sigara kullananlarda, bağışıklık sistemini baskılayan bir hastalık veya ilaç kullanımı varlığında daha sık görülür.
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre dünyada her sene 100 kişiden 1-2’si zatürre olmaktadır. Türkiye’de Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre her yıl yaklaşık 90 bin zatürre vakası görülmektedir. Bu hastalardan 2-3 bini hayatını kaybetmektedir. Zatürre mikrobunun antibiyotiklere karşı direnç kazanması da bu hastalığın ciddiyetini arttırmaktadır.
Şikayetleri: Ateş, öksürük, balgam çıkarma, göğüs ağrısı en sık rastlanan belirtilerdir. Nefes darlığı, bilinç kaybı, bulantı-kusma, sık nefes alıp verme, kas-eklem ağrıları, halsizlik, baş ağrısı gibi belirtiler de görülebilir. Ağır zatürre durumlarında bir hastada deri ve mukozanın mavi renk alması, ciddi nefes darlığı, tansiyon düşüklüğü ve bilinç bulanıklığı olabilir.
Bulguları :
Solunum hareketleri ve öksürüğe bağlı olarak şiddetlenen göğüs ağrısı
Dudaklarda oluşan uçuklar
Aşırı susama, Hızlı solunum
Yüzde şişme, Kuru ve beyaz dil
Dudaklarda mavileşme
Miktarı azalmış ve bekletildiğinde açık renk tortu bırakan idrar
Koma, bilinç bulanıklığı
Tanısı İçin Neler Yapılmalıdır?
Zatürre belirtileriyle gelen hastalar muayene edildikten sonra çoğunlukla akciğer grafileri çekilerek tanı konur. Akciğer grafisinde her iki akciğerde ya da tek akciğerde olmaması gereken infiltrasyonlar, dansite artımı izlenir. Ağır zatürre durumlarında ve hastaneye yatması gereken hastalarda kan testleri, bilgisayarlı tomografi ve balgam testleri, bronkoskobi (akciğerin , bronşların içinin gözle görünür bir aletle incelenmesi) gibi ileri incelemeler gerekebilir. Zatürreye neden olan mikrobun belirlenmesi için balgam örneğinin incelenmesi gerekir. Ancak çoğu zaman değişik nedenlerle mikrobu belirlemek mümkün olmayabilir. Mikrop belirlenmese de hemen tedaviye başlanmalıdır.
Tedavisi İçin Neler Yapılmalıdır?
Antibiyotikler, tedavinin temelini oluşturur. Ayrıca bol sıvı alımı, istirahat, ağrı kesiciler ve ateş düşürücüler gibi tedaviler genellikle kullanılır. Hastaneye yatması gereken hastalarda daha farklı tedaviler gerekebilir. Çok ağır zatürre durumlarında yoğun bakımda yatış, solunum desteği uygulanma zorunluluğu doğabilir.
Zatürreye neden olan mikrobun belirlenmesi çoğu kez mümkün olmayabilir. Ancak zatürre tanısı konduktan sonra en kısa zamanda antibiyotik tedavinin başlanması gereklidir. Bu nedenle hastanın yaşı, kronik hastalıkları, zatürrenin şiddeti gibi durumlar dikkate alınarak antibiyotik tedavi başlanır. Balgamda herhangi bir mikrobun izlerinin saptanması ve bu mikrobun hangi antibiyotikle tedavi edilebileceğine dair veriler 72 saat içinde sonuçlanır. Sonuçlara göre antibiyotik tedavi yeniden düzenlenebilir. Ya antibiyotik değiştirilir ya da mevcut antibiyotiğe devam edilir. Hastanın yaşı, ek hastalıkları (şeker, kronik böbrek yetmezliği, kanser varlığı..), zatürrenin şiddeti gibi durumlara göre ayaktan mı, yoksa hastaneye yatarak mı tedavi edileceğine karar verilir.
Tedavi süresi hastalığın başlangıçtaki şiddetine, sorumlu mikroba, eşlik eden bir hastalığın olup olmamasına ve hastanın bireysel yanıtına göre değişebilir. Genellikle ateşin düşmesini takiben 5-7 gün daha antibiyotiğe devam edilmesi önerilmektedir. Ancak bazı mikrop türlerine bağlı zatürre durumlarında tedavi süresini 10-14 güne bazen 21 güne kadar uzatmak gerekebilir. Hatta cok ağır zatürrelerde (özellikle akciğerde sıvı toplanması ile seyreden ) tedavi süresi daha uzun olabilir.
Tedavisi Sonrası Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar Nelerdir?
Zatürre ani başlangıçlı ve genellikle tedaviyle hızla iyileşen bir hastalıktır. Tedavi başlangıcından sonra bir veya iki hafta sonra hekim, hastayı muayene eder ve gerekli testleri yapar. Bazen tedavi süresinin uzatılması veya ek incelemeler gerekebilir.
Eğer zatürre tanısı almış, tedaviniz başlamış ve tedavinizin başlanmasından sonra 72 saat geçmiş olmasına rağmen ateşiniz düşmediyse, hala öksürük, balgam çıkarmanızda azalma olmadıysa tekrar hekime görünmelisiniz. Hekim durumunuza göre ileri incelemeler yapabilir ya da antibiyotik değişikliğine gidebilir.
Bazen akciğer kanseri (bronkoalveoler karsinom) gibi hastalıklar zatürreyi taklit edebilir. Bazen zatürre mikroplara bağlı olmayabilir. Yine ülkemizde sık görülen tüberküloz (verem) hastalığı da bazen zatürre ile karıştırabiliyor. Bu durumların ayrımı için bir göğüs hastalıkları hekimine başvurunuz.
Korunmak için neler yapmalıyız?
Zatüre hastalığı ölüme yol açan tehlike bir hastalık olduğundan bu hastalığın tedavisi kadar zatürreden korunmak da çok önemlidir. Altta yatan kronik hastalıkların kontrol altına alınması, dengeli beslenme, hijyenik önlemler, sigara ve alkol alışkanlıklarının kontrolü, pnömokok ve yıllık influenza aşıları ile pnömonin sıklığı ve ölüm oranı azaltılabilir. Aktif veya pasif sigara içmek pnömonide bir risk faktörüdür ve pnömoni tanısı alan olgulara sigarayı bırakma konusunda tıbbi destek verilmelidir. Yapılan aşıyla hastalığa, neden olan mikroplara karşı bağışıklık kazanılır. Bu bağışıklı yıllar sürebilir. 5-6 yıl sonra aşının tekrarlanmasında fayda vardır. En sık zatürreye neden olan mikrop pnömokoklardır. Pnömokoklara karşı yapılan pnömokok aşısı (zatürre aşısı) aşağıdaki durumlarda önerilir.
Pnömokok aşısı yapılması öneriler kişiler:
65 yaş ve üzeri
Kronik hastalık (FEV1 %40 olan KOAH’lılar ile bronşektazi, pnömonektomi (Bir akciğerin cerarahi olarak yerinden tamamen çıkarılması), kalp ve damar, böbrek, karaciğer ve şeker hastalığı olanlar)
Kronik alkolizm
Dalak disfonksiyonu veya dalağı alınmış olanlar
Bağışıklık yetmezliği ve bağışıklık sistemini baskılayan tedavi kullanımı
AIDS hastaları ,HIV virüsünü taşıyanlar
Beyin omurilik sıvısı kaçağı olanlar
Pnömokok hastalığı veya komplikasyon riskinin artmış olduğu şartlarda yaşayanlar
Aşı, koldan kas içine yapılır. Oldukça güvenilirdir, ciddi yan etkilere pek rastlanmaz.
Grip (influenza) de zatürreye zemin hazırlaması açısından tehlikeli olabilir. Her yıl en fazla gribe neden olan mikropların belirlenmesi ile her yıl yeni grip aşısı hazırlanır ve grip aşısının her yıl tekrarlanması gereklidir. Aşı, Eylül, Ekim, Kasım aylarında yapılabilir. Aşı kas içine yapılır. Ağır yumurta alerjisi olanlara yapılması sakıncalı olabilir. Yapıldığı yerde ağrı, hassasiyet gibi basit yan etkiler olabilir.