Güncelleme Tarihi:
AA'nın haberine göre kendisine yöneltilen 7 suçlamayı da kabul ederek tanıklık yapmayı kabul eden Zarrab'ın savcılıkla yaptığı işbirliği anlaşmasının detayları mahkeme kayıtlarına geçti. Zarrab'ın suçlarının ve bu suçlar için istenen hapis cezalarının tek tek sıralandığı anlaşmada, Sarraf'ın işlediği yedi suçun toplamda 130 yıl hapis cezası olduğu belirtildi.
Anlaşmasıya bağlı kaldığı takdirde ifadesindeki hiçbir bilgininin Zarrab'a karşı kullanılmayacak Mahkeme tarafından belirlenecek zararı yine mahkemenin belirleyeceği plana göre ödeyeceği ifade edilen anlaşmada, Zarrab'ın işlediği suçlardan elde ettiği tüm gelir ve mal varlıkları üzerindeki hakkını kaybedeceği belirtildi.
Zarrab'ın kendi ve başkalarının eylemlerinin tamamını dürüst bir şekilde anlatacağı, savcılık, FBI ve diğer bütün kurumlarla işbirliği yapacağı ve katılması istenen toplantılarda hazır bulunacağı ifade edilen anlaşmada, talep edilen belge, kayıt ve delilleri savcılıkla paylaşacağı kaydedildi.
Anlaşmada Zarrab'ın jüri üyeleri karşısında doğru ifade vereceği ve bundan sonra hiçbir şekilde suç işlemeyeceği belirtilerek, işbirliği anlaşmasına bağlı kaldığı takdirde ifadesindeki hiçbir bilgininin ona karşı kullanılmayacağına işaret edildi.
TANIK KORUMA PROGRAMINA ALINABİLİR
Anlaşmada "Zarrab'ın savcılıkla yaptığı dürüst işbirliği nedeniyle kendisi, ailesi ve sevdiklerine şiddet, güç ve tehdit uygulanabilir. İşbirliği sebebiyle fiziksel bir zarar söz konusu olduğunda savcılık, Zarrab'ın yazılı talebi üzerine kendisinin, ailesinin ve sevdiklerinin güvenliğini sağlamak için makul ve gerekli adımları atacak. Bu adımlar Tanık Koruma Programını içerebilir...Onaylandığı takdirde Zarrab'ın ailesi ve sevdiklerine yeni kimlik verilebilir ve başka bir yere yerleştirilebilirler." denildi.
Savcılığın Zarrab'a ne kadar ceza alacağına dair herhangi bir söz vermediği ve cezasının mahkeme tarafından belirleneceği kaydedilen anlaşmada, işbirliği anlaşmasının yükümlülüklerini yerine getirirse savcılığın ceza indirimi için mahkemeye "5K1.1" denilen bir mektup sunacağı ifade edildi.
Zarrab'ın yanlış ya da eksik ifade vermesi ya da anlaşma şartlarını ihlal etmesi durumunda tekrar yargılanacağı ifade edilen anlaşmada, ABD vatandaşı olmadığı için sınır dışı edilme ihtimalinin de olduğuna dikkat çekildi.
Mehmet Hakan Atilla'nın savunma ekibi: Cathy Fleming (solda) ve Victor Rocco (sağda)
Zarrab'ın çapraz sorgusu, şu ana kadar Atilla'nın avukatlarından Cathy Fleming tarafından yapıldı. BBCTürkçe'nin haberine göre Fleming, ortağı olduğu hukuk bürosunun internet sitesinde yer alan bilgiye göre, genellikle "beyaz yakalıların" dahil olduğu suç davaları ile ticari davalarda yer alıyor. Fleming'in bugüne kadar çoğunluğu federal mahkemede görülen 50'den fazla davada yer aldığı belirtiliyor.
Fleming'in soruları, "Zarrab'ın ABD yetkilileri ile işbirliği süreci", "Hakan Atilla ile Zarrab arasındaki ilişki" ve "Zarrab'ın dağıttığını açıkladığı rüşvetler" başlıkları altında şekillendi.
ABD'de çapraz sorguda savunma ekipleri genellikle iki amaca ulaşmayı hedefliyor. Bunlardan ilki, iddia makamının tanığından, temsil ettikleri sanığın savunmasına yardımcı olacak bilgiler vermesini sağlamak; diğeri de tanığı jürinin gözünde "itibarsızlaştırarak" söylediklerinin inandırıcılığını azaltmak.
Fleming de çapraz sorgu sırasında Zarrab'a hem Atilla ile ilişkilerine yönelik hem de geçmişte ve ABD'de cezaevinde olduğu sırada yaptıklarıyla ilgili sorular yöneltti. Zarrab, Atilla ile aralarında "hiçbir zaman bir rüşvet ilişkisi olmadığını" ve hatta telefonunda numarasının kayıtlı bile olmadığını söyledi.
Zarrab, Atilla ile birbirlerinden hoşlanmadıklarını, dahası Atilla'yı "tekere çomak soktuğu gerekçesiyle" Halkbank'ın o dönemki genel müdürü Süleyman Aslan'a şikayet ettiğini de sözlerine ekledi.
Fleming, Zarrab'a geçmişteki bazı davranışları ve rüşvet verdiği iddialarıyla ilgili sorular da yöneltti. Bu soruların, Zarrab'ı itibarsızlaştırarak, jüri üyelerinin gözünde söylediği sözlerin ve verdiği ifadenin inandırıcılığını azaltmayı hedeflediği belirtiliyor.
Çapraz sorgu sırasında Zarrab, cezaevindeyken sentetik marihuana kullandığını ve kendisine alkol getirmesi ile cep telefonunu kullandırtması karşılığında bir ceza infaz memuruna 45 bin dolar ödeme yaptığını kabul etti. Fleming, savcılığın isteğiyle soruşturma ile ilgisi olabilecek kişilere tuzak kurup kurmadığı sorusunu yöneltti. Zarrab ise bunu reddetti ancak yaptığı anlaşma çerçevesinde "böyle bir talep gelirse yerine getirmek zorunda olduğunu" söyledi.
Fleming ayrıca, Zarrab'ın mahkemedeki ifadesi ile Federal Soruşturma Bürosu'na (FBI) verdiği ifadenin birbirinden farklı olduğunu da öne sürdü.
DURUŞMADA NELER YAŞANDI?
Razi CANİKLİGİL / New YORK
ABD’de görülen ‘İran ambargosunu delme’ davasında tanık olarak ifade veren Reza Zarrab, jürili yargılamanın altıncı gününde, sanık koltuğundaki eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla’nın savunma ekibince çapraz sorguya alındı.
Avukat Cathy Flemming’in sorularını yanıtlayan Zarrab’ın, ilki Ağustos 2016’da olmak üzere savcılık yetkilileriyle yaptığı 12 görüşme sonrası, “soruşturma ve kovuşturmaya yardımcı olmak, değerli bilgiler sunmak” kaydıyla başsavcılıkla ‘itiraf’ anlaşması imzaladığı ortaya çıktı.
‘KEFALETLE SERBEST KALABİLİRİM’
Zarrab çapraz sorgulamada Fleming’in sorularına kaçamak cevaplar verdi. Bunun üzerine Fleming, Zarrab’dan sorulara ‘evet’ ya da ‘hayır’ şeklinde yanıt vermesini istedi. Fleming, “İşbirliği anlaşmana göre; duruşmalar sona erip ceza duruşmandan önce kefaletle serbest kalabileceğin doğru mu” sorusuna Zarrab, “Bu seçeneğim her zaman var” karşılığını verdi. Zarrab, “26 Ekim’de işbirliği anlaşması yaptıktan sonra savcılarla en az 35 defa buluştuğunuz doğru mu“ sorusunu ise “Sayısını bilmiyorum, çok defa görüşmüşümdür” diye yanıtladı. İran’a yaşam tarzı nedeniyle gitmek istemediğini belirten Zarrab, idam cezasına çarptırılan Babek Zencani’nin ise diğer İranlılar gibi hesabına para gönderdiğini, ancak ortak olmadıklarını söyledi. Zencani’nin Gana’dan özel uçakla gelen 1.5 ton altını şirketine satmak üzere gönderdiğinin doğru olduğunu belirten Zarrab, İran’a yönelik endişesinin Zencani’yle alakalı olmadığını ileri sürdü. Zarrab, çapraz sorgulamada, “Atilla Bey’in benden hiçbir şekilde rüşvet istemediği doğrudur. Benden hiçbir şekilde bir para talebi olmamıştır” dedi. Ayrıca, “Atilla işimize taş koydu” yönündeki ifadesinin de doğru olduğunu kaydetti.
GARDİYANA 45 BİN DOLAR
Flemming, Zarrab’ın cezaevinde sentetik esrar içerken yakalandığını söylemesi üzerine Zarrab, “Bunun suç olup olmadığını bilmiyorum. Cezaevinde yasak olabilir” dedi. Zarrab ABD hapishanesinde tutulurken bir gardiyana 45 bin dolar rüşvet verdiğini, paranın Türk avukatları tarafından iletildiğini açıkladı. Zarrab, gardiyanın telefonu üzerinden kızıyla görüntülü konuşma yaptığını, avukatlarıyla iletişime geçtiğini söyledi. Ayrıca Zarrab’a alkol ve bir soğuk algınlığı ilacı da temin edildi. Zarrab, davaya konu olan suçlardan kazandığı paraya ilişkin soru üzerine “100 milyon dolar olabilir, belki de 150 milyon dolar” yanıtını verdi. İtiraf anlaşması kapsamında savcılığın, Zarrab’ın başkaları için hayat kadını temin etmesini görmezden geldiği de ortaya çıktı.
BERMAN: ‘KAYITLAR ADİL YARGILANMAYI ETKİLEMİYOR’
Reza Zarrab’ın önceki günkü duruşmasında yargıç Berman’a bir mektup veren Hakan Atilla’nın avukatları, Zarrab’ın Ahad isimli bir kişiye “Hapisten çıkmak için yalan söylemeye hazırım” dediğini aktarmıştı. Savunma avukatları tarafından yazılan mektupta, “Zarrab, daha az ceza almak için bir ifade uydurmak konusunda istekli olduğunu ifade ediyor” denilmişti. 15 Eylül 2016’da Zarrab ile Ahad isimli bir kişinin telefon görüşmesine yer verilen mektup için, “davanın seyrini değiştirebilir” yorumları yapılmıştı. Dünkü duruşmanın açılışında konuşan Yargıç Richard Berman, Zarrab’ın inanılırlığına zarar verici nitelikte görülen hapisteki ses kayıtlarının, davanın tutuklu tek sanığı olan eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’nın adil yargılanma hakkının ihlali sayılamayacağını söyledi. Aksine bu kayıtların Zarrab’ın güvenilirliğinin ölçülmesinde kullanılabileceğini belirtti.
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR