Güncelleme Tarihi:
Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan, Doğan Holding Yönetim Kurulu Üyeleri Vuslat Doğan Sabancı ve Arzuhan Doğan Yalçındağ, Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fikret Bila ve Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Hande Fırat da resepsiyona katıldı.
CUMHURBAŞKANI Tayyip Erdoğan, Suriye ve Irak’ta terör örgütlerine karşı operasyon sinyali vererek, “Müttefiklerimizle yaşadığımız sorunlara rağmen planlarımızda, operasyonlarımızda herhangi bir gerileme yoktur. Bölgedeki gelişmelerle ilgili tüm seçenekler her an önümüzdedir. Her türlü tedbirimizi aldık, hazır durumdayız. Şunu bilecekler ki Fırat Kalkanı’nda ne yaptıysak bundan sonraki süreçte de aynı şekilde bizler bu görevi ifa etmenin hazırlığı içindeyiz” dedi.
30 Ağustos Zafer Bayramı nedeniyle Beştepe’de resepsiyon veren Erdoğan, burada yaptığı konuşmada şu mesajları verdi:
“Türk milleti istiklali ve istikbali söz konusu olduğunda sadece askerleriyle değil erkeğiyle, kadınıyla, genciyle, yaşlısıyla tüm fertleriyle birer cesaret ve kahramanlık abidesidir. Tarihimiz bunun sayısız örnekleriyle doludur. Bunun için ne terör örgütleri ne de bunları üzerimize salan güçler hain emellerine asla ulaşamacaklardır. Çünkü Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün veciz ifadesiyle ‘bağımsızlık bizim milletimizin karakteridir.’ Ülkemizi işgale kalkışanlar için söylenmiş ‘ya istiklal ya ölüm’ parolası aslında özgürce yaşama irademizin beyanıdır. Bugün de aynı anlayışla sınırlarımız içinde ve dışında yoğun bir mücadele veriyoruz. Karşımızdaki karanlık güçlerin kural ve ahlak tanımaz saldırıları karşısında biz tarihimizden ve medeniyetimizden tevarüs ettiğimiz değerlerimizden taviz vermeden yolumuza devam ediyoruz. Biz onlar gibi olamayız. Biz vicdanımızı, adalet duygumuzu, hiz hakkaniyet ölçülerimizi bir kenara bırakarak sadece kendi menfaatlerimiz için önümüze çıkan herşeyi ezip geçerek hareket edemeyiz. Bunun için Suriye’deki Irak’taki kardeşlerimize yüreğimizi açtığımız gibi Arakan’da zulüm gören mazlumları da yalnız bırakamayız. Rabbim bizleri başımızı öne eğdirecek hatalardan muhafaza buyursun. Bizleri tıpkı işte bugün kutlaması vesilesiyle biraraya geldiğimiz Dumlupınar Zaferi gibi başarılarla yüceltsin, yükseltsin. Gerektiğinde yüreğimiz bileğimizde, gerektiğinde gönlümüz ve sözümüzle mücedele etmesini çok iyi biliriz. Bölgemizde ve tüm dünyada zulmü tamamen sona erdirene huzuru ve refahı tesis edene kadar mücadelemiz sürecektir.
SEÇENEKLER HER AN ÖNÜMÜZDE
Türkiye’nin tamamen kendi kararıyla başlattığı Kıbrıs çıkarması sırasında yaşadığı hadiseler kendi savunma sanayini kurmadan bağımsızlığını korumasının mümkün olmadığını tüm açıklığıyla ortaya koymuştur. Buna rağmen savunma sanayinde ancak rahmetli Özal döneminde kayda değer adımlar atılmaya başlanmış onlar da koalisyon hükümetleri sebebiyle hedeflerin çok gerisinde kalmıştır. Bugün Türkiye hem terörle mücadele hem sınır ötesi operasyonlarını eğer başarıyla yürütüyorsa bunda savunma sanayinde son 15 yılda attığımız adımların çok büyük payı vardır. Maruz kaldığımız örtülü ambargolara, ülkemize ve ordumuza FETÖ eliyle vurulan darbeye, müttefiklerimizle yaşadığımız sorunlara rağmen planlarımızda, projelerimizde, operasyonlarımızda herhangi bir gerileme yoktur. Özellikle Suriye ve Irak’ta milletimizin ve kardeşlerimizin geleceğini ilgilendiren hiçbir konuda geri adım atmayacağız. Bölgedeki gelişmelerle ilgili tüm seçenekler her an önümüzdedir. Terör örgütleri kullanılarak bölgede oynanan oyunların asıl yüzünü görüyoruz ve dayatmaları kabul etmiyoruz.
HER TEDBİRİ ALDIK, HAZIRIZ
Türkiye’yi terör örgütleri üzerinden köşeye sıkıştırmak isteyenler bir süre sonra ellerindeki bu pimi çekilmiş bombalarla baş başa kalacaklardır. DEAŞ işte buyrun şu anda ne hazık ki müttefikimizin silahları DEAŞ’ın elinden çıkıyor. Bu nasıl ittifak, bu nasıl NATO’da beraber olmak? Bumerang gibi bunlar dönüp zamanı gelecek onları da vuracak. Bilginin, paranın, teknolojinin, mal ve hizmetlerin küreselleştiği dünyada terörü Ortadoğu coğrafyasına hapsedebileceklerini sananlar yanıldıklarkını göreceklerdir. Bu sözlerimiz bir temenni veya tehdit değil, objektif bir durum tespitidir. Zira bu bölgede biz yaşıyoruz onlar değil. 911 kilometre Suriye sınırı, 394 kilometre Irak sınırında biz yaşıyoruz onlar değil. Dolayısıyla her an bir tehdit olacaksa bize olacaktır, onlara değil. Dolayısıyla bizde buna göre her türlü tedbirimizi aldık, hazır durumdayız ve şunu bilecekler ki Fırat Kalkanı’nda ne yaptıysak bundan sonraki süreçte de aynı şekilde bizler bu görevi ifa etmenin hazırlığı içindeyiz.
DOSTLUK ELİMİZİ UZATIYORUZ
Herkes emine olsun ki biz bu badireden de çıkarız çünkü biz Türkiye’yiz. Ama uzun zamandır varlıklarını, kendi topraklarını suni bir refah ve güven çemberi içinde tutmaya borçlu olanlar aynı başarıyı gösterebilir mi bilmiyoruz. Sadece savunma sanayi alanında değil ekonomi konusunda da içine sıkıştırılmaya çalıştığımız cendereyi parçalayıp çıkıyoruz. Artık Türkiye bir güvenli limandır. Bütün bunlara rağmen hala bizimle siyasi ve ekonomik olarak uğraşan kimi ülkeler olduğunu görüyoruz. Türiye dostlarına sadece faydası dokunmuş, kendisine husumet besleyenleri ise hep hayal kırıklığına uğratmış bir ülkedir. Bizim amacımız dostlarımızın sayısını arttırmaktır. Tüm samimiyetimizle dostluk elimizi uzatıyoruz. Bu eli tutan hiç kimse bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da pişman olmayacaktır.”