Yüzüklerin Efendisi’nin galası rüya gibi geçti

Güncelleme Tarihi:

Yüzüklerin Efendisi’nin galası rüya gibi geçti
Oluşturulma Tarihi: Aralık 13, 2002 00:00

Cumartesi'den bu yana Yüzüklerin Efendisi İki Kule'nin ilk gösterim etkinliklerini izlemek için Paris'teyim.Edindiğim izlenim ilk filmle büyük bir gişe başarısı elde eden Yüzüklerin Efendisi'nin (310 milyon dolar harcamaya karşı 860 milyon dolar gelir etmiş, üstelik isim hakları telifleri hariç. Öğrendiğime göre gelecek ay Almanya'da Harley Davidson Yüzüklerin Efendisi serisi çıkaracak, tanesi de 120 bin dolardan satılacakmış!), ikinci filmiyle de büyük bir rekora hazırlandığı yolunda. Yönetmen Peter Jackson 'ilk filmde kumar oynadık' diyor ama bence ikinci filmde oynanan kumarda kimin kazanacağı şimdiden belli.Cumartesi diğer gazetecilerle birlikte Elysees Biarritz basın özel gösterimini izledim. Pazar günü de, Paris'in ünlü oteli George V'de, filmin, Yeni Zelandalı yönetmeni, bütün oyuncular tarafından 'çılgın' diye adlandırılan Peter Jackson'la ve oyuncularla yuvarlak masa röportajlarına katıldım. Salı gecesi de Reks sinemasındaki 'ilk gösterim' törenlerini izledim, daha sonra filmin yapımcısı New Line International Eyfel Kulesi'nin hemen yanında bulunan Chailllot Sarayı'nda ya da diğer ismiyle Varşova Sarayı'nda görkemli bir davet verdi. Bu davete de gittim. Tabii ki sizin için. Kendim için bir şey istiyorsam namerdim!NE YAZIK Kİ MÜZİK BAYATTIChallot Sarayı'nda davet için yapılan hazırlıklar muhteşemdi. Sarayın duvarına dışarıdan iki kule ve savaş görüntüleri yansıtılmış, Saray'ın önündeki havuz rengarenk ışıklandırılmış ve girişteki yürüme yoluna neredeyse iki yüz metre turuncu halı serilmişti. Saray'ın girişine doğru bu halı üzerinde yürürken, her iki yanda değişik ateş oyunları ile eşlik eden akrobatlar görülmeye değerdi. Girişte merdivenlerde ise gaydaya benzer estrümanlarla bir grup müzik yapıyordu. Daha sonra ana salona geçtiğinizde ise karşınıza kocaman bir Yüzüklerin Efendisi Sharon'un heykeli çıkıyordu. Duvarlara yansıtılan ikinci filmin görüntüleri belleklerde unutulmaz izler bırakıyordu. Yiyecek ve içecek açısından oldukça zengin olan davette fakir olan tek şey konuklara eşlik eden müziğin bayatlığı idi. Gece boyunca filmin yıldızları konuklarla sohbet ettiler, imza dağıttılar. 01.30 sırasında yazılarımı yazmak üzere ayrıldığımda davet hálá ediyordu.BİR ÇİMDİK ATAYIM, DEDİMElijah Wood (Frodo), Liv Tyler (Arwen) Andy Serkis (Gallum) Sean Astin (Sam), Miranda Otto (Eowyn), Karl Urban (Eomer), John Rhys-Davies (Gimli, aynı zamanda Ağaçsakal'ı seslendiriyor ), Christopher Lee (Saruman), Bernard Hill (Theoden), Brad Dourif (Solucandil), Billy Boyd (Pippin) ve Dominic Monaghan (Merry) teker teker önümde resmi geçit yapınca bir an 'Bir tanesine çimdik atıp gerçek mi değil mi kontrol edeyim duygusuna' kapıldım. Bir gece önce boya küpüne batmış bir şekilde rol kesen oyuncuları karşında günlük elbiseleri ve tavırları ile görmek hoş bir duygu. ŞANSLI OYUNCULAROyuncuların tamamı filmde rol buldukları için şanslı olduklarını ve bu filmin kariyerlerinde bir dönüm noktası olduğunu söylemeye çalıştılar. Yeni Zelanda'da çalışmak hepsi için hem güdüleyici hem de ilginç olmuş. Çoğunu da ikna etmek için oradan bir ev vermişler. Başlarda da bu filmin bu kadar başarıya ulaşacağını tahmin etmemişler. Yönetmen Jackson net gelirden yüzde 10 alıyormuş ama diğer oyuncuların ne aldıklarını öğrenemedim. Özellikle Eowyn'i oynayan Miranda Otto'nun tiyatro oyunculuğuna sıkı sıkıya bağlı olduğunu açık açık söylemesi, sinemanın yarattığı kurgu aleminden hoşlanmadığını belirtmesi çok hoşuma gitti.İZLEMESİ ZEVKLİ SAVAŞSavaş sahnesi Tolkien'de bu kadar uzun yer almıyor. Peter Jackson'a, kitaba sadık kalmadığı için eleştirildiği ve bu konuda ne düşündüğü sorulunca şöyle dedi:' Kitaptan kaynaklanıp birebir kitaba benzeyen film bulamazsınız. Tolkien severler için kitabın özüne bağlı kaldık. Diğer izleyiciler için ise başka şeyler kattık. Eğer iyi film yaparsak Tolkienseverlerin de bizi affedeceğini umuyoruz'. Bence de kitaba sadık kalmadığı iyi olmuş. İzlemesi çok keyifli savaş sahneleri çıkarmış Peter Jackson. BEĞENDİM Mİ?Beğendim. Bu bir destan ve Jackson da bu destanı izlenir kılmak için teknolojinin elverdiği ölçüde hayalgücünün bütün olanaklarından yararlanmış. Gollum'un çift kişiliğini gösterdiği ve Hobbitlerin Ağaçsakal ile konuştuğu sahneler biraz uzun olmuş, hafiften cansıkıcı. Bunun dışında daha hareketli bir film var karşımızda. Özellikle iyilerle kötülerin kitle halinde savaştığı sahneleri görmek lazım. Frodo'nun yoldaşı Sam filmde şöyle bir şeyler diyor: 'Dünya kötülerle savaşmak için varını yoğunu koymaya değer bir yer'. Eğer filmi Tolkien'in böyle bir 'değer'e sahip çıktığını düşünerek izlerseniz daha keyifli oluyor. Örneğin filmin sonunda birden ortaya çıkıp 10.000 kötünün üstüne giden atlıları bir dakika karanlık eyleminde yakıp söndürülen ev ışıklarına pekala benzetebilirsiniz. TOLKIEN FANATİKLERİ BANA NE DEDİ?Paris'te Tolkien fanatiklerinden biri bana şöyle dedi: 'Sorulması gereken soru 'Kaç kere görelim?' olmalı.' Doğru olabilir, Tolkien fanatiklerinin birden fazla görmek isteyebilecekleri bir film olabilir karşımızdaki. Ben ikinci kere biraz düşünürüm. Yanıtı sonra size söylerim. EFEKTLERİ KURCALAMAYIN, ÖYKÜNÜN TADI KAÇIYORHoward Shore'un müzikleri mükemmel. Savaş sahnelerinde yüreğim yerinden fırlayacak sandım. Bana film müziklerinin yer aldığı CD'yi hediye ettiler. Ne yapın yapın bir tane edinin. Fazla özel efektlere dalıp filmi izlerken 'Bunu nasıl yapmışlar ya?' diye sorgulamayın. Anlatılan öykünün tadı kaçıyor. Öykü daha güzel.İki Kule ne anlatıyor?İlk bölümün sonunda iyi büyücü Gandalf, Khazad-dum'daki çukura düşmüş, Bro mir'in ölümünden sonra da Yüzük Kardeşliği dağılmış, grup üçe ayrılmıştı. İki Kule aynen kaldığı yerden devam ediyor. Filmin başında Gandalf'ın ölmediğini daha güçlenerek geri döndüğünü anlıyoruz. Daha sonra da film üç ayrı öykü olarak yoluna devam ediyor. Hobbitler, Frodo ve Sam, yüzüğün 500 yıllık kölesi Gollum'un kendilerini takip ettiğini anlıyorlar ve onu yakalıyorlar. Gollum'un çift kişiliği, kaypaklığı bu filmde daha fazla görünüyor. Gollum daha sonra Hobbitleri Mordor'un Kara kapıları'na götürmeye söz veriyor. Sam ise Gollum'a güvenmiyor. Frodo 'Yüzüğün Esiri'olmak ne demek iyi bildiğinden Gollum'a daha hoşgörülü yakalıyor. Orta Dünya'nın başka bir köşesinde ise Aragorn, okçu Elf Legolas ve Cüce Gimli kuşatma altındaki Rohan Krallığı ile karşılaşıyor. Rohan Kralı Theoden'i önce , Saruman'ın casusu Solucandil'in yönlendirmeleri sonucu kötü adam olarak görüyoruz. Bu arada savaşçı Argorn da Kralın yeğeni Eowyn'un gözünden kaçmıyor. Yakışıklı Aragorn'a kim dayanabilir. İlk filmde de Aragorn, Elf Arwen'in gözünden kaçmamıştı biliyorsunuz. Aragorn da Eowyn'in cazibesine kapılır ama Arwen'e verdiği sözü ve diğer şeyleri (!) unutmaz. Burada kitapta olmayan aşk sahnelerine dikiz.Hobbitler, Merry ve Pippin filmin başlarında Uruk-hai'lerin elinden kaçmayı başarıyorlar ve bir ormana sığınıyorlar. Burada da kendilerine yaşayan ve yürüyen bir arkadaş ediniyorlar: Ağaçsakal. Hobbitler film boyunca Ağaçsakal'ı kötülere karşı savaşmaya ikna etmeye çalışırlar. Ağaçsakal da sonunda kötülerle savaşta herkesin rol alması gerektiğine inarak diğer ağaçları Saruman'a saldırmaya ikna ediyor.İki Kule'de birbirine paralel üç yolculuğu izlerken, iyilerin kötüyü yok etmek için birleştiklerini ve Saruman'ın 10.000 kişilik kana susamış ordusuna karşı ölüm kalım savaşı verdiklerini görürüz. Bu arada da yüzük Frodo'nun ruhunu ele geçirmek için her türlü yolu deniyor.. Daha fazlası için doğru sinemaya...
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!