YÜZSÜZ YÜZDEN UTANIR

Dünya kamuoyunun büyük bölümünü karşısına alan ABD ve İngiltere, Irak işgalinde düşük yoğunluklu başarıya dahî imza atamayacağını anlayınca, çıkış yolu arıyor, ama çok geç.

Tabii ki bir çıkış yolu bulunacak bu savaşa. Ancak başarısızlık imajı var ya, işte böyle façası bozuk, performansını kaybetmiş, süngüsü düşmüş durumda kalmamak için, ABD ve majestelerinin ülkesi İngiltere yeni arayışlara girdi.

Başarıya giden yolda Türkiye gerçeğini ıskalayan ABD, AKP iktidarından çok Türk halkı ve onun bağrından çıkan Türk Ordusu’nu “Nasılsa kümeste!” gibi gördü. Savaş öncesi temaslarda ikinci hatta üçüncü sıradaki akil adamlarını muhatap kıldı bizlere. Dahası çoğunlukla büyükelçi düzeyine indirdi görüşmeleri.

Şimdi savaş öncesi “yalan makinası” haline getirdiği ve silah denetçilerinin tespitlerinin aksine, elinde somut belgeleri varmış gibi açıklamalar yaptırdığı Dışişleri Bakanı Powell’ın Türkiye’ye gönderilmesi gerektiğini farketti.

Birinci Körfez savaşında elde ettiği başarının tam aksine, bu kez dışişleri koltuğunda eski imajı çizilen Powell’ın geciken Türkiye ziyareti, savaş öncesi psikolojisinin unutulduğunun göstergesi olarak sırıtıyor, ama deneyecekler bire bir temasları.

Bizde bir atasözü var ki bu son gelişmelere cuk oturuyor:

YÜZSÜZ, YÜZDEN UTANIR…

Açıklaması: İnsanlar yüzyüze geldikleri zaman birbirlerinden olan isteklerini genellikle geri çeviremezler. Bu bakımdan, bir kimseden herhangi bir şey isteyecek kişi, onu - haber göndererek değil de - doğrudan doğruya kendisi istemelidir. (Açıklamalı Atasözleri Sözlüğü, Sevim-Yaşar Yörik)

Powell’ın yüzyüze görüşmelerinde yüzü ne kadar kızarır, yüzü var mıdır bilemeyiz ama bu saatten sonra işi zor.

Çok zor.

Sevgiler,

Sezai