OluÅŸturulma Tarihi: AÄŸustos 28, 2005 00:00
Bilim dünyası ‘yüzde yüz gol’ için topa vurmanın matematiksel hesaplarını yaptı ve psikolojik boyutlarını inceledi. Hesaplar, kalecinin çaresizliğini gösteriyor: Topu yakalaması çok zor. Top, kaleye sadece yarım saniye içinde ulaşırken, usta bir kalecinin tepki süresi ise en az çeyrek saniye sürmekte. Ve geriye kalan diğer çeyrek saniyede topu yakalamak, en iyi kaleci için bile mümkün değil.Oyun kalitesini, futbol mantalitesini ve saireyi bir kenara bırakalım. Futbolda taraftarların en büyük beklentisi, çok gol atmak ve karşı taraftan mümkün olduğunca az gol
yemek. Hal böyle olunca da, ‘yüzde yüz gol için topa vurma sanatı’ bilim dünyasının gündeminde kendine yer buluyor.Bir kalenin geniÅŸliÄŸi 7.32 m, yüksekliÄŸi 2.44 m; futbol topunun çapı 22 cm. Top penaltı atışında kalenin 11 m gerisinde duruyor ve atış sırasındaki ortalama hızı saniyede 20-25 m. Peki topa nasıl vurmalı ki yüzde yüz gol olsun? Hatta daha basiti, gole en yakın an sayılan penaltı vuruÅŸunda, en iyi teknik nedir?Alman Erlangen-Nürnberg Ãœniversitesi matematikçileri tarafından yapılan hesaplama, aslında kalecinin ne kadar çaresiz olduÄŸunu göstermekte. Çünkü zemine yerleÅŸtirildikten sonra atılan topu yakalaması, hesaplara göre çok zor. Top, kaleye sadece yarım saniye içinde ulaşırken, usta bir kalecinin tepki süresi ise en az çeyrek saniye sürmekte. Ve geriye kalan çeyrek saniyelik süre, topu yakalamak için en iyi kaleci için bile yeterli deÄŸil. Çünkü kalecinin topu yakalayabilmesi için saatte 35 km’lik bir hızla, yani penaltı atışını yapan oyuncudan daha hızlı zıplaması gerekiyor, üstelik de durduÄŸu yerden.Çalışmayı yürüten ekibin başındaki Karel Tschacher’e göre penaltıda asıl sorun, kalecinin, iyi bir atışta yeterince hızlı olabilme ÅŸansının bulunmaması.Ancak farklı düşünenler de var. Futbol hayranı üniversite öğrencisi Sandra Johanni, sınav konusu olarak penaltıyı seçmiÅŸti. Pedagojik hedef ÅŸuydu: Öğrenci, penaltı ile Pisagor Teoremi’ni anlamaya çalışacaktı. Johanni, Almanların milli kalecisi Oliver Kahn ile tüm olasılıkları denedi ve matematiksel olarak kanıtladı.TERS KÖŞE ÅžARTBurada püf nokta kalecinin uyguladığı strateji. Kaleciler bir köşede karar kılarsa, daha hızlı sıçrayabiliyorlar. Bu durumda reaksiyon süresi zararı ortadan kalkıyor, yalnızca kalecinin saatte 18 km’lik bir hız yapması gerekiyor. Usta kalecilerin bu hıza ulaÅŸmaları mümkün. Ãœstelik topa sadece parmak uçlarıyla dokundukları zaman bile golü kurtarabiliyorlar. Yani buna göre mükemmel penaltıyı atabilmenin ilk koÅŸulu, kalecinin yanlış köşeyi seçmesi.Gerek kalenin alt köşesine gerekse üst köşesine yapılan atışta, en usta kalecinin bile, oyuncunun topa vurmasından sonra hiçbir ÅŸansı kalmıyor. Bu nedenle kaleciler uzun bir süredir kalenin saÄŸ veya sol köşesinde duruyorlar ve oyuncu topa vurduÄŸu anda tahmini köşeye doÄŸru sıçrıyorlar. Top diÄŸer köşeye atılırsa golü engelleme ÅŸansı kalmamıştır. Ama eÄŸer top tahmin edilen köşeye atılırsa, topu yakalama ya da en azından dışarı atma olasılığı yükselir. Çünkü bu durumda 0,25 saniyelik reaksiyon süresi geçerliliÄŸini yitiriyor; kalecinin kale direÄŸinin yanına gelen toplarda ve üst köşeye yapılan atışlarda gereken hıza ulaÅŸması, hesaplamalara göre mümkün. TÃœNEL BAKIÅžITabii iÅŸin bir de psikolojik boyutu söz konusu. Matematikçiler olasılık hesapları ile uÄŸraşırken psikologlar da araÅŸtırmalarını farklı boyutta yürütüyorlar. Münster Ãœniversitesi spor psikoloÄŸu Bernd Strauss’a göre aslında profesyonel oyuncular için yerde duran topu kaleye sokmak hiç sorun deÄŸil, oyuncu kendi kendini strese sokuyor. Ve gerçek ÅŸu ki oyuncu açısından kaleci ve penaltı korkusu, en az kalecinin korkusu kadar büyük.Çünkü atıştan önceki saniyelerde her ÅŸey bir araya geliyor. Beynin merkezinde tüm stres hormonları salgılanıyor, kan basıncı yükseliyor, beden tüm sistemleri alarm durumuna getiriyor. Ä°ÅŸte bu nedenle tek ÅŸans tünel bakışı. ‘Oyuncu, otomobil sürücüleri gibi bir otomatizm geliÅŸtirmeli’ diye açıklıyor bu durumu Strauss.Yani sadece koÅŸarak topu hedefe vurmaya odaklanmalı. Tezahürat yapan taraftarı, gergin bir halde saha kenarında bekleyen antrenörü ve tüm diÄŸer engellemeleri oyuncu duymazdan ve görmezden gelmeyi öğrenmeli.Alt köşeye yollanan plaseKalecinin sıçrayışı sonunda topa dokunan ağırlık noktası deÄŸil, beden ağırlığından yaklaşık 1.10 m uzaklıktaki eldir. Ä°yi bir kalecinin reaksiyon süresi yaklaşık 0,25 saniyedir, ki bu da topa ulaÅŸmak için sadece saniyenin dörtte biri kadar zamana sahip olduÄŸu ve büyük bir hızla topa zıplaması gerektiÄŸi anlamına gelir.Ãœst köşeye yapılan atışPenaltı noktasındaki topun merkezi ve kale üçgeni arasındaki mesafeyi Pisagor Teoremi ile hesaplamak mümkün. Yine bilimadamları, topun yolda harcadığı zamanı, katetmek zorunda kaldığı yolu ve kalecinin bu mesafeyi tamamlaması için gerekli hızını hesaplayabiliyorlar. Sonuç, bu hız, bir 100 metre koÅŸucusunun hızına eÅŸit, dolayısıyla eriÅŸilmesi söz konusu deÄŸil.PENALTI Ä°STATÄ°STÄ°KLERÄ°Penaltı atışlarının yüzde 75-80’i gole dönüşür.Bu oran, dünya ÅŸampiyonalarında yüzde 80’in üzerindedir.EÄŸer penaltıyı atan oyuncu faul kurbanı ise, atışların yüzde 90’dan fazlası kaleye isabet eder.Penaltı atışlarının yüzde 90’ı kalenin saÄŸ veya sol alt köşesine gider.Pele, Beckham veya Beckenbauer gibi ünlü futbol yıldızları, penaltı atışlarında diÄŸer oyuncular kadar baÅŸarılı deÄŸildir.114 YIL ÖNCE KEÅžFEDÄ°LDÄ°1891’de Ä°ngiltere’de keÅŸfedildi.1906’da kalecinin penaltı atışı sırasında kale çizgisini terk etmesi yasaklandı ve kural bugünkü ÅŸekline kavuÅŸtu.Ä°yice benimsenmesi Dünya ve Avrupa Åžampiyonaları gibi turnuva maçları sayesinde oldu. Beraberliklerin bozulması için eskiden yazı tura atılırken bu yöntem daha adildi. Yine de bazen yeterli olmayabiliyor. Ä°ngiltere’deki Storthes Hall ve Littletown amatör takımların 2001 yılındaki final karşılaÅŸmasında 34 penaltı atışından sonra bile beraberlik bozulmamıştı. Hakem hava kararınca , oyunu galibiyetsiz bitirdi.Penaltı hakkında geliÅŸtirilen en büyük eleÅŸtiri kalitesiz karşılaÅŸmalara neden olabilmesi. Her iki takım da umudunu penaltı atışlarına baÄŸlamışsa, zaman zaman oyuncular gol pozisyonu yakalamak yerine kaleye yaklaÅŸan topları kurtarmakla yetinebiliyorlar. ÖrneÄŸin 1986 Dünya Åžampiyonası’nda, çeyrek final karşılaÅŸmalarındaki galibiyetlerin üçte biri penaltı atışlarıyla saÄŸlandı.Â
button