OluÅŸturulma Tarihi: Nisan 24, 2005 00:00
YAZININ baÅŸlığındaki kliÅŸeyi tekrara, malumu ilama acaba neden sürekli ihtiyaç duyarız? Daha da önemlisi, bakiye yüzde 1’den neden korkarız?Kimdir yüzde 99 gibi kahir (ezici) ekseriyete meydan okuyan, tehdit yaratan: Rum, Ermeni, Musevi, Sabetayist, Süryani, Yezidi, Bahai ve diÄŸerleri.* * *10 yıl kadar önce Yunanlı yazar Yorgo Andreadis’in yazdığı ‘Gizli Din Taşıyanlar’ isimli kitap gündeme oturdu. Yazar, Gümüşhane yöresinde Rumca Kromni diye anılan bölgede yaÅŸayan Pontus várislerinin yüzyıllarca süren ikili yaÅŸamını aktardı. Kitaptaki belge ve fotoÄŸraflara göre, muhtemelen vergiden korunmak üzere Müslümanlığı kabul etmiÅŸ izlenimini veren, Türkçe isim alan yüzlerce aile, ev kiliselerinde saklı ibadetlerini sürdürdü. Ta ki Tanzimat Fermanı’yla (1856) gerçek dinlerini açıklayıp bölgeden göç edene kadar.Peki yüzde 99’u Müslüman bu ülkede ibadet özgürlüğünü yeterli görmeyen, laik cumhuriyete küskün Ä°slami kanaat önderleri bu kitaba ne tepki verdi dersiniz? Yüzyıllarca gizli dinlerini saklamak zorunda kalan azınlığa acıdılar mı, baskıyı, yobazlığı kınadılar mı, yok hayır! Tam aksine kitap ve yazarı Pontus tehdidinin/paranoyasının parçası olarak algılandı, dışlandı.* * *2000’lerin cadı avı, bir bireyin dinini arayışı ile baÅŸladı: Müslüman bir baba ile Sabetayist annenin oÄŸlu Ilgaz Zorlu, nüfus káğıdındaki din hanesini ‘Musevi’ olarak deÄŸiÅŸtirmek istedi. Ama Hahambaşı, Ilgaz Zorlu’yu MuseviliÄŸe kabul etmedi, mesele mahkemeye yansıdı, aleniyet kazandı. Nüfus káğıdında ‘Müslüman’ yazan Zorlu, mahkeme dilekçesinde ÅŸu soruyu yöneltti:‘Yahudi kanı taşıyorum. Hayatımı MoÅŸe’nin getirdiÄŸi ilahi ÅŸeriata göre, Tora’ya göre tanzim ediyorum. KoÅŸer bir hayat yaşıyorum. Hal böyle iken siz beni Musevi kabul etmeyeceksiniz, Müslümanlar nasıl ve niçin Müslüman kabul etsin. O zaman ben kimim, neyim ve özüme nasıl dönebilirim?’* * *Ilgaz Zorlu, özlediÄŸi dinine mahkeme kararıyla 2001 Åžubat ayında kavuÅŸtu, nüfus káğıdına Musevi yazdırdı. Böylece yüzlerce yıllık iki tabu yıkıldı: 1) Türkiye’de ilk kez bir Sabetayist, Musevi dinine kabul edildi. 2) Hahambaşı ve 2’nci Bayezid’in 1492 mutabakatı çiÄŸnendi, bir Müslüman, MuseviliÄŸe geçti.Böylece gizli din paranoyasının son bulması gerekirdi, öyle deÄŸil mi?Artık Sabetayistler Müslüman gibi davranmak zorunda deÄŸildi, dileyen MuseviliÄŸe geçebilir, dinini/ibadetini özgürce yaÅŸardı.Oysa gizli din avcılarına bu kadarı yetmedi. Yüzlerce makale, kitap yayınlandı. Onlarca aile ismi verilerek Sabetayist ilan edildi. Dini miras adeta suç sicili sayıldı, çamur atmak için kullanıldı.* * *BerberoÄŸlu (cumhuriyetten önce Berberzade) soyadının geçmiÅŸi, vakıf kayıtlarında 200 yıl geriye kadar takip edilebiliyor. Dedem Ä°zmir’de Rufai ve Kadiri tekkesinin ÅŸeyhiydi, babam imanlı bir sosyalist. Ablam siyasete hiç bulaÅŸmadı, bendeniz tescilli sosyal demokratım. Åžimdi gelin bu ailenin siyasi ve dini çizgisini, soyaÄŸacı veya kan bağıyla izaha yeltenin, mümkün mü? Ama Sebatayizmin kalıtımsal hastalık gibi miras kaldığına, ailenin her ferdine bulaÅŸtığına kolayca inanıyoruz, ayıp deÄŸil mi?Fakat daha da önemlisi, yüzde 99’u homojen bir toplumun kendine güvenine uygun davranmıyoruz, çoÄŸunluÄŸun yarattığı gücün ikizi olması gereken olgunluÄŸu göstermiyoruz. Azınlıktan, daha da doÄŸrusu farklılıktan korkuyoruz, yazık!Â
button