Yüzde 90’ı eşinin çalışmasını istemiyor

Güncelleme Tarihi:

Yüzde 90’ı eşinin çalışmasını istemiyor
Oluşturulma Tarihi: Aralık 16, 2000 00:00

Kadir ERCAN/ANKARA ‘‘21. Yüzyılda Polis’’ adlı araştırma, polislerle ilgili çarpıcı gerçekleri ortaya koyuyor. İbrahim Cerrah ve Emin Semiz'in hazırladığı ‘‘21. Yüzyılda Polis’’ adlı araştırma, 1997 yılında 9019 polis adayı üzerinde yapılmış olan bir anketin verilerini inceliyor. Toplam 45 sorudan oluşan anketin sonuçları, eğitimden aile yapısına, sosyal yaşamdan politik eğilime, polislerle ilgili çok ilginç gerçekleri ortaya koyuyor. Araştırmaya göre polis adaylarının büyük bir çoğunluğu düşük sosyo-ekonomik tabandan geliyor ve doğal olarak meslek yaşamı boyunca bu tabanın kültürel değerlerinden vazgeçmiyor. Yüzde 95'inin annesi çalışmadığı için, yüzde 90 oranında polisin eşi ev hanımı. ‘‘21. Yüzyılda polis’’ adlı kitabın ‘‘Sosyal Yapı ve Polis Alt-Kültürü’’ adlı bölümünün girişinde, İbrahim Cerrah alt-kültür kavramının önemine dikkat çekiyor ve alt-kültür unsurlarının güvenlik hizmetleri üzerindeki olumsuz etkileri üzerinde duruyor. İbrahim Cerrah'ın Emin Semiz'le yaptığı ve 9 binin üzerindeki polis adayının anket yanıtlarına dayandırdığı bu araştırma, Türk polisinin içinde bulunduğu sosyo-ekonomik koşullara, eğitim olanaklarına, aile ve ideolojik yapılarına ilişkin çok çarpıcı bilgiler veriyor. Şöyle diyor İbrahim Cerrah: ‘‘Polis alt-kültürünü şekillendiren faktörler iki ana başlık altında incelenebilir. Birincisi polis adaylarının gelmiş olduğu 'sosyo-ekonomik ve kültürel yapı'dır. İkinci faktör ise, mesleğe giren adayların polis okulunda aldıkları eğitim ile başlayan 'meslek içi sosyalleşme' süreci görev boyunca devam etmektedir. Polis adaylarını gelmiş olduğu sosyal yapının değer yargılarıyla temelde bir parallelik arz eden meslek içi sosyalleşme sonucu, ortaya baskın bir polis alt-kültürü çıkmaktadır.’’ İbrahim Cerrah buradan çıkarak farklı başlıklar altında polislerle ilgili birçok olumsuz koşulları göz önüne seriyor. Polislerin sosyo-ekonomik durumlarına ilişkin bilgileri tablolar halinde veriyoruz. Toplumdaki konumları, siyasi eğilimleri ve psikolojik özelliklerine ait bölümleri ise kısaltarak aktarıyoruz: TOPLUMA YABANCILAR Gelmiş olduğu sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel değerler paralelinde bir eğitim alan polis memurları, aynı kültürel değer yargılarını pekiştirecek bir ortamda görev yaparlar. Diğer birçok sivil memura olduğu gibi polise de devlet tarafından sağlanmış olan 'servis', 'tatil köyü', 'lojman' ve benzeri sosyal imkanlar meslek içi sosyalleşmeyi daha da artırmaktadır. Sabah-akşam göreve geliş ve gidişlerde bile toplum ile karışmayan bu personelin belli bir oranda toplumdan uzaklaşması ve yabancılaşması kaçınılmazdır. Gününün tamamına yakınını mesleki kuralların etkisi altında geçiren bir personelin topluma yabancılaşmaması düşünülemez. Bu sorunun çözümü bu insanlara yaşayacakları özel bir dünya yaratmaktan daha çok, sivil topluma entegre olmalarına yardım etmektir. MUHAFAZAKARLAR Türkiye'de güvenlik mensupları genelde siyasi anlamda muhafazakar ve sağ görüşlü olma ve dolayısıyla sağ görüşlü insanlara, özellikle toplumsal olaylarda daha toleranslı davranmakla suçlanmaktadırlar. Aslında kısmen doğru olan bu iddianın bilimsel bir temeli ve açıklaması vardır. Polislik mesleğindeki muhafazakarlık, o mesleğin doğası gereği mensuplarına vermiş olduğu bir kişisel özelliktir ve dolayısıyla her zaman siyasi anlamdaki muhafazakarlık ile bağlantı kurulmamalıdır. Dünyanın hemen her ülkesinde polis mesleği hem karakter hem de siyasi görüş olarak muhafazakar insanları çeker. Elbette ki bu durum sağlıklı bir güvenlik hizmeti sunulması açısından olumsuz sonuçlar doğuracaktır. Toplumda var olan mozaiğin toplumun tüm kurumlarına yansıtılabilmesi için, ilk önce bu mesleğin toplumun büyük bir kesimi için cazip hale getirilmesi gerekir. HERKES POTANSİYEL SUÇLU Güvenlik mensupları arasında 'sivilleri' suçlu ile özdeşleştirme eğilimi yaygındır. Gerek eğitim ve gerekse çalışma ortamları sivil toplumdan uzak gerçekleşen üniformalı mesleklerde bu eğilimi görmek mümkündür. Bir sosyal imkan gibi düşünülerek sağlanmış olan lojman tipi konutlar, o meslek mensuplarını halktan uzaklaştırarak meslek içindeki dayanışmayı sağlıksız boyutlara çekmektedir. Zamanla konuşmalarda meslek mensuplarından bahsederken 'biz', halktan bahsederken de 'onlar' ayrımı yapılmaya başlar. Yılda 30 polis intihar ediyor EMNİYET Genel Müdürlüğü, ‘‘Polis ve intihar’’ konulu bir araştırma yaptırdı. Bu araştırmaya göre, yılda ortalama 30 polis intihar ediyor. İntiharların sebebiyse maddi sorunlar, stres, iş riski ve aşırı çalışma olarak belirlendi. Emniyet Genel Müdürlüğü verilerine göre, geçen yıl 27 polis intihar etti. 1998 yılında 32 polis, 1997'de ise 38 polis intihar etti. Polislerin hemen tümü silahlarıyla canlarına kıydı. Çalışma, ‘‘Polis ve intihar’’ adlı kitapta toplandı. Emniyet Genel Müdürü Turan Genç önsöze şunları yazdı: ‘‘Teşkilat mensuplarımız arasındaki intihar olaylarında son günlerde, özellikle büyük şehirlerde artış olduğu gözlenmektedir. Polislerin sorunlarının başında ücret yetersizliği, çalışma şartlarının ağırlığı, büyük şehirlerde yaşamanın yarattığı zorluklar, sosyal aktivitelerinin bulunmaması gibi nedenler olduğu ve bu nedenlerin de aileye yansıyarak ailevi problemlere sebebiyet verdiği anlaşılmıştır.’’ Genç, polislerin morallerinin yükseltilmesi ve sorunlarına çözüm bulunması konularında gerekli çalışmalara başladıklarını vurguladı. Emniyet’te gelir düzeyi Yeni polis memuru: 255 milyon-270 milyon Komiser yardımcısı: 310 milyon-320 milyon Komiser: 320 milyon-330 milyon Başkomiser: 330 milyon 340 milyon arası Emniyet amirleri: 350 milyon-400 milyon Emniyet Müdürleri: 400 milyon- 500 milyon (Bu maaşlar öğrenim durumu ve kıdem durumuna göre değişiyor. Ayrıca, polis maaşlarında 1990 yılında kira yardımı altında polis memurlarına verilen 200 bin lira, aradan 10 yıl gibi bir zaman geçtiği halde değişmedi.)
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!