Gizem ÇAĞLAR/İSTANBUL
Oluşturulma Tarihi: Mart 03, 2008 07:00
Vesile Süel, şimdi 24 yaşında olan kızı Evrim’in spastik olduğunu 1 yaşında anladı.
Yürümesi zor denilen Evrim, annesinin çabalarıyla birçok tiyatro oyununda rol aldı ve müziğe olan yeteneğiyle Türk sanat müziği korosunda solist olup sahneye çıktı. Vesile Süer anılarını kendi durumundaki annelere destek olmak amacıyla "Spastik Bir Çocuğun Tedavisinde Annenin Rolü" başlıklı kitapta topladı.
DEVLET Güzel Sanatlar Akademisi Grafik bölümü mezunu Vesile Süel, diyabet (şeker) hastasıydı. Yaşamı riske girmesin diye bebeğini sekiz aylıkken doğurdu. Ancak doğum sırasında, Evrim’in beynine yeteri kadar oksijen gitmedi. Bir yaşına geldiğinde biberonu tutamadı. Vesile Süel, bir sabah, Evrim’i yatağında gözleri kaymış buldu. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ne kaldırılan Evrim’e "spastik beyin felci" teşhisi konuldu. Beyninin arka tarafındaki yürüme merkezi zedelenmişti.
Anne-kızın ikinci adresi Ankara Numune ve Araştırma Hastanesi’ydi. İki yıl fizik tedavi sonrasında, Evrim yürümeye başladı. İstanbul’a döndüklerinde Evrim, Tophane Özürlüler Merkezi’nde fizik tedaviye devam etti. Fiziksel ve sosyal terapilerle daha da gelişti. Spastik olduğu için yuvaya kabul edilmeyen Evrim, 9 yaşındayken engellilerle birlikte okula başladı. Bu arada, rehabilitasyon merkezi kanalıyla, Kadir Kandemir’in yönettiği birçok tiyatro oyununda rol aldı. Müziğe olan ilgisini fark eden annesi Evrim’ie onu Kamuran Akkor’un yönettiği Türk Sanat Müziği korosuna gönderdi. Evrim bir çok konserde solist olarak sahne aldı.
Şu anda Açık Öğretim Lisesi’nde okuyan Evrim, üniversiteye gitmek istiyor ama iş bulamamaktan korkuyor. En büyük hayali bir kafe açmak ve kendisi gibi spastiklerle birlikte çalışmak. Hastalığın kendisinden aldıklarını annesinin çabalarıyla geri kazandığını belirten Evrim, "Bu zamana kadar bir çok hayalimin peşinde koştum ve başardım. Kafe açacağıma da inanıyorum" diyor.
24 YILIN BİRİKİMİ
Kızını okuldan merkeze oradan koroya taşıyan Vesile Süel, Evrim okula başladığında yazmaya başladığı anı defterini hiç bırakmadı. 24 yıllık deneyimini kitaplaştıran Vesile Süel, şunları söylüyor:
"Kızımın hastalığını öğrendikten sonra yıkıldım. Aylarca ’Neden biz’ diye ağladım. Ancak daha sonra onu bu şekilde dışlamamam gerektiğini anladım. Yıprandım. Kimi zaman utandım. Ama hiçbir zaman pes etmedim. Onu yaşama bağladım. Hastalığı öğrendiğimde ne yapacağımı bilemez durumdaydım. Kitap 24 senenin birikimi. Bu kitabı okuyan insanlar içinde kendilerini bulacaklar ve bir şeyler öğrenecekler."