Yurtsever sinema ve Hancock

Güncelleme Tarihi:

Yurtsever sinema ve Hancock
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 08, 2008 10:08

Rusya Kültür Bakanı Aleksander Avdeyev, geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamada, ülkesinde gösterilen “ucuz” Amerikan filmlerinden yakındı ve bundan böyle kaliteli ve “yurtsever” filmleri destekleyeceklerini söyledi.

Haberin Devamı

İsmail Türkmen / citizenoff@gmail.com

2 Temmuz günü Rus meclisinin alt kanadı Duma’da milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Avdeyev’e göre, gerek televizyon ekranlarında gerekse de beyazperdede halka sunulan şeylerin büyük çoğunluğu “ahlaken zayıf, hiçbir yararı olmayan, hatta zararlı ve çöpe atılacak” nitelikte. Bunun Rusya’ya yakışmadığını belirten kültür bakanı, “saygın yönetmen ve sinemacılarla görüşeceklerini” ve 2009’dan başlayarak “insancıl, tinsel ve yurtsever filmlerin artması için” önemli fonlar sağlayacaklarını duyurdu. Yalancısı olduğum ajanslara göre, Sovyetlerden sonra tekelin kalktığı Rusya’da devlet bugün hala en büyük film yapımcısı konumunda. Ayrıca KGB’nin halefi olan gizli servis FSB tarafından desteklenen Yurtsever Filmleri Destekleme Fonu adında bir kuruluş da var.

Haberin Devamı

Avdeyev, ülkesinde gösterilen Rusça filmlerin oranının günden güne arttığını ve bu rakamın yüzde 30’a dayandığını da vekillere müjdeledi. Haberi veren yayın organlarından Kommersant-Vlast dergisi bu rakamın diğer ülkelerde ne durumda olduğuna dair ek bilgiler de sunmuş okuyucusuna. Örneğin ABD sinemalarında gösterilen filmlerin yüzde 95’i yerliymiş. Fransa’da yüzde 36,5 olan yerli film oranı İtalya’da ise yüzde 31,7’ymiş.

AMERİKAN YURTSEVERLERİ

Yurtsever sinema ve Hancock

Eğer vakit Temmuz’un başı ise ve “yurtsever sinema”dan söz ediliyorsa insanın aklına hemen Amerika geliyor. Çünkü “dünyanın en yurtsever insanları” hep orada yaşıyor (nitekim Time dergisinin son sayısındaki bir analize göre ABD’deki başkanlık seçimlerinde en belirleyici öge “yurtseverlik”). Hatta bazıları yurtlarını o kadar çok seviyorlar ki yurtlarından başka bir şeyi sevmeye ne zamanları kalıyor ne de güçleri. Ama tabii bu yurtsever Will Smith ise iş değişir. 1990’ların ortalarında yurdu kadar dünyayı da sevdiğine şahit olduğumuz Smith yine bir 4 Temmuz haftasında gösterime giren son filminde ilk “yurtseverler”den birinin adıyla çıkıyor karşımıza: John Hancock.

Haberin Devamı

18’inci yüzyılın sonlarında İngiliz yönetimine karşı isyan bayrağını çeken 13 koloninin liderleri Amerikan devrimi tarihinde “yurtseverler” olarak adlandırılıyor. Aralarında George Washington, Thomas Jefferson ve Benjamin Franklin gibi isimlerin de olduğu yurtseverlerden biri de John Hancock’tu. 4 Temmuz 1776 tarihinde Amerikan Kongresi’nde kabul edilen Bağımsızlık Bildirgesi’ni kongre başkanı sıfatıyla ilk imzalayan kişi olan Hancock’un kendisinden ve yaptıklarından çok ismi (imzası) ünlüdür. Bildirgenin bir kopyasına bakacak olursanız metnin altında yer alan onlarca imza arasında en dikkat çekeni, kocaman ve koyu biçimde yazılmış “John Hancock”tur. Zaten Amerikan İngilizcesi’nde “John Hancock” kelimeleri “imza”nın eşanlamlısı olarak kullanılıyor.

Haberin Devamı

Hiçbir kaynakta bu ilişkiye değinildiğini görmedim ama bunun bir tesadüf olduğunu da sanmıyorum. Evet filmdeki John Hancock (Will Smith) biraz ayyaş, serseri falan ama sonuçta bir “ölümsüz.” Ve temel özelliği de bu. Yurtsever John Hancock da bildirgenin altındaki imzasıyla ölümsüz biri. Ayrıca filmin 4 Temmuz haftasında gösterime sokulması da bu ilişkiyi pekiştiriyor. Dolayısıyla muhtemelen aynı “insancıl” kaygılarla olmasa da Rus bakanın söylediğini ABD’li stüdyolar zaten içselleştirmiş biçimde yıllardan beri uyguluyorlar. Ve gişede de bu yurtseverliklerinin karşılığını alıyorlar genellikle.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!