Yurtbank Davası'ndan 34 yıl hapis çıktı

Güncelleme Tarihi:

Yurtbank Davasından 34 yıl hapis çıktı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 24, 2004 19:38

Ali Avni Balkaner'in 34 yıl 7 ay ağır hapis cezasına çarptırıldığı "Yurtbank Davası"nın gerekçeli kararında, "Balkaner ve haklarında mahkumiyet hükmü kurulan sanıkların, suça konu eylemleri bilerek ve isteyerek, suç işleme kastı içinde gerçekleştirdiklerinin yapılan yargılama sonucunda ortaya çıktığı" ifade edildi.

Haberin Devamı

İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nin “Yurtbank Davası”na ilişkin hazırladığı 139 sayfalık gerekçeli kararda, bin 353 müştekinin adına ayrı ayrı yer verdi.

İddianamelerin, davanın gelişiminin ve davaya ilişkin hazırlanan bilirkişi raporlarının ayrıntılarıyla açıklandığı kararda, sanık Ali Avni Balkaner ve haklarında mahkumiyet hükmü kurulan sanıkların, suça konu eylemleri bilerek ve isteyerek, bilinçli bir şekilde suç işleme kastı içinde gerçekleştirdiklerinin yapılan yargılama sonucunda ortaya çıktığı ifade edildi. ”Suça konu eylemlerin, ticari ilişkiler kılıfı altında bankanın kaynaklarının iç edilmesi hareketi olduğu” belirtilen kararda, birden fazla metot uygulanarak “dolandırıcılık” suçunun gerçekleştirildiği anlatıldı.
  
"DOLANDIRICILIK” SUÇUNUN METOTLARI
  
Öncelikle banka kaynaklarından Balkaner grubu firmalarına usulsüz şekilde kredi verildiği, Çamlıca Konakları'nın satışı kullanılarak bazı usulsüzlükler yapıldığı, daha sonra da off-shore banka kurularak müşteki-müdahillere karşı “bankayı vasıta kılarak dolandırıcılık” suçu işlendiği belirtilen kararda, “fiduciary işlemlerle banka kaynaklarının banka vasıta kılınarak iç edildiği” anlatıldı.

Haberin Devamı

Ali Avni Balkaner'in bu eylemler sonucunda milyonlarca dolar zararla hakim hissedarı olduğu bankaya devlet tarafından el konulmasına sebebiyet verdiği belirtilen kararda, bu zararın devletin üzerine, dolaylı olarak da toplumun üzerine yüklendiği bildirildi.

Bütün eylemlerin hukuki ilişki kılıfı altında gerçekleştirildiği kaydedilen kararda, “Sanıkların kültür düzeyi yükseldikçe mala karşı işlenen suçlarda da hukuki ilişki kılıfının yoğunlaştığı bir gerçektir. Suça konu eylemler salt hukuki ilişki olarak kabul edilmemiştir. Günümüz dünyasında kültür düzeyi yüksek olan insanların artık klasik manada iç etme, hırsızlık gibi mala karşı eylemleri basit şekilde gerçekleştirmedikleri görülmektedir” denildi.

Bankada oluşan zararın normal bankacılık faaliyetleri sonucunda ortaya çıktığını kabul etmenin mümkün olmadığı anlatılan kararda, ”sanık Ali Avni Balkaner'in baştan itibaren dolandırıcılık kastı içinde hareket ettiğinin aşikar olduğu” ifade edildi.

Haberin Devamı

“Sanık Ali Avni Balkaner, suç oluşturan eylemleri, bir değil, iki değil, on değil, yüz değil, beşyüz değil, bin değil, binlerce kez gerçekleştirmiştir” denilen kararda, “bu eylemler sonucunda bir güven kurumu olan bankanın milyonlarca dolar zarara uğratıldığı” anlatıldı. 
     
Off-shore banka kullanılarak yapılan “dolandırıcılık” suçu nedeniyle birçok kişinin maddi ve manevi zarara uğradığı, içlerinde intihar edenlerin olduğu, mağdurların derin manevi zarar gördükleri belirtilen kararda, Türkiye'de toplumsal bir yaraya dönüşen bu duruma hukuki ihtilaf olarak bakmanın mümkün olamayacağı ifade edildi.

Ali Avni Balkaner ve avukatlarının savunmalarında “18 Mayıs 1999 tarihinde Balkaner ile Yurtbank A.Ş arasında yapılan pay devir sözleşmesine ve hisse senedi rehin sözleşmesine yer verdikleri, bu sözleşmeler dikkate alındığında sanığın suç işleme kastı ile hareket etmediğinin ortaya çıktığını bildirdikleri” anlatılan kararda, ”suçun işlenmesinden sonra bahsi geçen sözleşmelerin yapılmasının suçu ortadan kaldırmayacağı” kaydedildi. Bu savunmanın kabulünün mümkün olmadığı belirtilen kararda, ”Örneklenecek olursa, hırsızlık suçunu işleyen herhangi bir şahsın daha sonradan hırsızlık konusu eşyayı veya eşyaya muadil bir değeri eşya sahibine iade etmesi veya eşya sahibi ile anlaşması nasıl hırsızlık suçunu ortadan kaldırmıyorsa, olayımızda da sanık Ali Avni Balkaner'in baştan beri banka kaynaklarını grup firmalarına aktarmak amacıyla gerçekleştirdiği dolandırıcılık suçunu, sonradan hukukiliği dahi tartışma konusu olan, banka ile sanık arasında düzenlenen pay devir sözleşmesinin varlığının da ortadan kaldırmayacağı açıktır” denildi.

Haberin Devamı

Suç konusu eylemlerin oluşma biçimlerinin ve sanıkların bu suçlara nasıl katıldıklarının ayrıntılı şekilde açıklandığı kararda, dava konusu olaylarda “cürüm işlemek için oluşturulan çeteden” bahsetmenin mümkün olmadığına yer verildi.

Kararda, sanıklar hakkında verilen hapis cezaları ile bazı suçlamalara ilişkin beraatlar da ayrıntılı şekilde açıklandı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!