Güncelleme Tarihi:
İki aylıkken evlatlık verilen Dilek, 50 yaşındaki ağabeyi Mehmet ile bir masa etrafında buluşması sırasında “Kanım çekti. Bu benim ağabeyim” diyerek sarılması buluşmaya tanıklık edenleri ağlattı.
Muğla –Göktepe köyünde çoban Hasan Küçükdemirel ve ev kadını Adile Küçükdemirel’in dünya getirdiği toplam 11 kardeş küçük yaşlarda Ege Bölgesi’nin değişik illerine yoksulluğun bir sonucu olarak evlatlık verildi. Sonbahar yaprağı gibi her biri bir ile savrulan kardeşler, birbirlerinin varlığından habersiz yeni yuvalarında yaşam sürdürdüler. Çocuksuz ailelerin evlatlık edindiği çocuklar, abi, abla ya da kardeşim gibi kelimeleri söyleyememenin hüznünü yaşadılar. Yaşadıkları yuvada evlatlık olduklarını öğrenen çocuklardan Dilek ile Nevzat birbirlerini buldu. Evlatlık edinen ailelerinden gizli gizli buluşarak özlem giderdi. Kimi kardeşin evlatlık edinen ailelerin nüfusuna geçmesi sonucu soy isimi değişen kardeşler, kendi soy isimlerinin Küçük Demirel olduğunu da öğrendiler.
KARDEŞİNE ELTİ OLDU
Muğla-Yatağan’a evlatlığa verilen Dilek, kendisini evlat edinen babası tarafından Bergama’da yaşayan Kader adındaki kardeşi ile buluşmaya götürdüğünü söyledi. Bu ziyaret sırasında kardeşi Kader ile özlem gideren Dilek Ekin Tangül, bir daha ayrılmamak için kardeşinin eşinin kardeşi ile evlendi. Kardeşi ile elti olmaktan çok mutlu olduğunu söyleyen Dilek, şöyle konuştu;
Mutlu bir şekilde büyüdüğüm yuvada evlatlık olduğumu ailem söyledi. Kardeşlerim olup olmadığını öğrenmek istedim. Onlarla buluşup görüşmek istedim. Babam ısrarlarıma dayanamadı. Beni Bergama’ya evlatlık verilen Kader’in yanına götürdü. Kader ile kaderimiz aynıydı. O da evlatlık ben de evlatlıktım. Kader evliydi. Ben de Kader’in eşinin kardeşiyle anlaştım ve onunla kardeşimden uzak kalmamak için onunla evlendim. O nedenle Kaderle her zaman görüşüyoruz.”
BAKIŞTIK GÖRÜŞEMEDİK
Bergama’dan Muğla’ya yerleşen, eşi ve çocuklarıyla çok mutlu bir yaşam sürdürdüklerini söyleyen Dilek Ekin Tangül,”Mehmet ağabeyimin bundan sonra her sorunu ile ilgileneceğim. Onu bundan böyle yalnız bırakmayacağım. Çünkü yıllar önce kardeşim olduğunu bilmediğim Halil ve Süleyman ile Muğla Yeşilyurt’taki bir düğünde görüştürülmedim. Onlarla öylece bakıştım” dedi.
Kardeşleriyle görüşmemenin acısını yıllarca çektiğini anlatan Dilek o anı şöyle anlattı;
“Yıllar önceydi. Evlatlık edinen annem ve babam beni Yeşilyurt’a bir düğüne götürdü. Orada bulunan iki ağabeyim Halil ve Süleyman’a” Düğüne Dilek adında kardeşiniz gelecek” demişler. Onlar da bunun üzerine gündüzden düğün salonunun kapısına dikilmişler. Düğün sırasında iki genç karşıma geçerek sürekli güldü. Önce tuhafıma gitti. Biri bana gülenlerin kardeşlerim olduklarını söyledi. Halil ve Süleyman bana bakarak sürekli gülüyorlardı. Ailem, o zaman yeni yeni öğrenmeye başladığım kardeşlerimle görüşme yasağı getirmişti. O nedenle Halil ve Süleyman’la el el tutuşmadık ama göz göze gülüştük”