Güncelleme Tarihi:
Dünya çapındaki deniz memelisi ticaretinin önemli bir ayağı olan Taiji Koyu’ndaki sürek avına önemli bir ekonomik darbe daha geldi. Japonya Hayvanat Bahçeleri ve Akvaryumları Birliği (JAZA), bugün yaptığı açıklamada, sürek avını “acımasız” olarak değerlendiren Dünya Hayvanat Bahçeleri ve Akvaryumları Birliği’nin (WAZA) baskısıyla, üye kuruluşların Taiji’de yakalanan yunusları satın almasını ve ithalatını yapmasını yasakladı. Bundan böyle Japonya’da JAZA üyesi olan ve tedarikçi olarak Taiji’ye bel bağlamış olan toplam 34 yunus gösteri merkezi, Taiji’den canlı yakalanan yunusları satın alamayacak. Yıllardır süren uluslararası boykotlar sonucu alınan bu tarihi kararın, sürek avına büyük bir ekonomik zarar vereceği ve sektörü büyük ölçüde zayıflatacağı düşünülüyor.
ULUSLARARASI BASKI VE BOYKOTLAR SONUÇ VERDİ
Uzun süredir Taiji’deki sürek avının sonlanması için mücadele veren ve WAZA’ya karşı dava açan hayvan hakları gruplarından Australia for Dolphins’ten (AFD) Sarah Lucas, “Bu karar, Japonya’daki yunus avcılığı ve ticareti için sonun başlangıcı” yorumunu yaptı ve kararın uygulanması için bağımsız denetçilerin görevlendirilmesini talep edeceklerini belirtti.
'ESARET ENDÜSTRİSİ KATLİAMLARI TETİKLİYOR'
Flipper’ın eski eğitmeni ve hayvan hakları aktivisti Ric O’Barry de, Dolphin Project’in web sitesinde yaptığı açıklamada, esaret endüstrisinin bu katliamları tetiklediğini, bu nedenle alınan bu kararı memnuniyetle ve büyük bir umutla karşıladıklarını dile getirdi.
Yerel ve uluslararası sivil toplum örgütlerinin katılımı ve sanatçıların, yazarların desteğiyle Türkiye’deki üç yunus parkının kapatılmasını ve yunus parklarının TBMM’ye taşınmasını sağlayan Yunuslara Özgürlük Platformu ise, sözcüleri Öykü Yağcı aracılığıyla kararı şöyle değerlendirdi: “AFD dahil olmak üzere pek çok sivil toplum örgütü, Japonların geleneksel olduğunu iddia ettikleri ve endüstriye dönüştürmeye çalıştıkları yunus eti ticaretinin, bu avın sürmesi için yeterli maddi teşviği sağlamadığını verilerle ortaya koyuyor. Bu nedenle Japon balıkçılar ve Japon hükümeti, bunun yerine daha fazla getirisi olan esaret endüstrisine yöneliyor ve canlı yakalanan sağlıklı bireyleri, okyanustan ve ailelerinden kopararak dünya çapındaki yunus gösteri ve terapi merkezlerine binlerce dolara satıyor. Dolayısıyla alınan bu tarihi karar, katliamın sürmesini sağlayan ve kirli hayvan ticaretinden kaynaklanan bu maddi teşviği büyük ölçüde ortadan kaldırarak katliama sıkı sıkıya tutunan Japonya’ya önemli bir ekonomik darbe getiriyor.”