Yunus Emre Kültür Merkezi Londra’da

İşin bu yanı hayli yer buldu medyada. Ancak, medyanın ilgi göstermediği bir şey daha yaptı. Cumhurbaşkanı Gül: Londra Yunus Emre Kültür Merkezi’ni açtı. Verilen ödülün de, verilecek ödülün de altyapısı medyanın önemsemediği bu tür kültür merkezleriydi işte...

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “Londra’da okurken, hem Türklere hem İngilizlere yönelik bir kültür merkezi olmamasının sıkıntısını çok çektim. Akademik çalışmalarımı yaparken de British Council’dan çok faydalandım. O zamanlar, ‘Bizim de buna benzer kültür merkezlerimiz olsa keşke’ diye düşündüğümü hatırlıyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Gül’ün geçtiğimiz hafta Londra’da Kraliçe II. Elizabeth’in elinden aldığı ödül ve yaptığı konuşmalar hayli yazılıp çizildi, işin ön ve arka planları sergilendi uzun uzun. Ne var ki, bir bakıma bütün bunların altyapısını oluşturan önemli bir açılış pek görülmedi. O da Londra Yunus Emre Kültür Merkezi’nin açılışıydı.
Londra’nın göbeği
Londra’nın en merkezi yerlerinden Tottenham Court Road ile Oxford Street arasında dört katlı nefis bir binanın içindeyiz. Dışarıda yağmur, Londra’nın muhteşem parklarında muhteşem bir renk cümbüşü. Christmas yaklaştığı için alışveriş merkezlerine de genel bir telâş egemen. Beş yılımızı geçirdiğimiz bu kent, durmuş oturmuşluğun başkenti aslında. Ancak, içinde bulunduğumuz bina hayli hareketli. Binanın son hazırlıklarına yakından tanık olduğumuzdan açılışa yetişmesi için nasıl bir çaba sarf edildiğini gayet iyi biliyoruz. Salonda, Londra’da okuyan ve yaşayan, çoğu genç bir grup insan Cumhurbaşkanı Gül’ün gelmesini bekliyor heyecanla. “Zaten” demişti Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Ali Fuat Bilkan, “Burayı seçmemizin sebebi de buydu. Birincisi üniversitelerin tam göbeğinde. Londra Üniversitesi, Londra Üniversitesi’nin önemli bir bölümü olan SOAS (School of Oriental and African Studies) LSE (London School of Economics) buraya çok yakın. Ayrıca, dil kursları, kitapçılar da bu civara yayılmış durumda. Dolayısıyla, merkezimiz büyük bir ihtiyaca cevap vereceğini düşünüyorum.”
‘Sivil evler’
İngiliz ve Türk güvenlik birimlerinin çemberinde içeri giren Cumhurbaşkanı Gül şöyle konuştu: “Buradaki diğer faaliyetlerden fırsat bulup bilhassa katıldım bu açılışa. Çünkü Yunus Emre Kültür Merkezleri’ni çok önemsiyorum ben. Fikir çok parlaktı, uygulama da bu parlaklığa yakışan çok hızda oldu. Ancak bu merkezin Londra’da açılması çok daha önemli. Bildiğiniz gibi, büyük devletler varlıklarını kültürleriyle sürdürür ve kültürleriyle gösterirler. Elbette konsolosluklarımız var ama kültür merkezleri ‘sivil evler’dir ve insanlar oralarda çok daha rahat eder. Bu nedenle, Londra Yunus Emre Kültür Merkezi’nin büyük bir boşluğu dolduracağına inanıyorum. Bu merkezin British Council ile işbirliği içinde olması ise ayrıca önemli.”
British Council Başkanı Martin Davidson ise, “Londra’ya hoş geldiniz” diye başlıyor sözlerine. British Council’in dünya çapında yaptığı işlerden söz ediyor ve iki merkez arasındaki işbirliğinin önemine değiniyor. Kurdele kesildikten sonra genç insanların gözbebeklerindeki umut ışığında ısınan ruhumuzu Londra sokaklarına vuruyoruz bir kez daha.�

İtalya’da Il divo Turco’ya alkış

MERSİN Devlet Opera ve Balesi’nin tenoru Bülent Bezdüz, İtalyan besteci Domenico Gaetano Maria Donizetti’nin Maria Stuarda operasını, İtalyan divası Mariella Devia ile seslendirdi. Luciano Pavarotti’nin tahtına aday gösterilen Bezdüz’ü İtalyan sanatseverler “İl divo Turco” (Türk yıldız) diye uzun süre alkışladı.  DHA

Suriye ve Japonya sırada

YUNUS Emre Kültür Merkezleri, bugüne kadar Bosna Hersek, Arnavutluk, Mısır, Makedonya ve Kazakistan’da açıldı. Almanya, Fransa, Kosova ve Rusya gibi muhtelif ülkelerde de açılması için çalışmalar sürüyor. Prof. Dr. Ali Fuat Bilkan’ın müjdesi ise bir hayli önemli: Brüksel, Suriye ve Japonya yılbaşından önce hizmete girecek.

Biz büyüdük ve film bitti

ÖNCE romanı, ardından da film uyarlamalarıyla dünya gençliğini kasıp kavuran Harry Potter, beyazperdeye veda etmeye hazırlanıyor. Film serisinin son ayağı “Harry Potter ve Ölüm Yadigarları”nın ilk bölümü, görkemli bir galayla tanıtıldı. Londra’daki gala gezisinde en çok dikkat çeken ayrıntı, aslında çocuk ya da ergenlik çağındaki gençleri hedefleyen dizinin oyuncularının, artık resmen yetişkin bir görüntü vermeye başlamış olmalarıydı. Artık 21 yaşına gelen başrol oyuncusu Daniel Radcliffe, artık büyümüş olmasına rağmen, küçük yaşlarda, kameralar karşısına geçtiğinde, kendinden çok daha emin olduğunu söylüyor.