Güncelleme Tarihi:
‘‘Dünyanın Tozu’’ adlı kitabı Türkçe'de yayımlanan Jacques Lacarriere:
Fransız yazar Jacques Lacarriere geçtiğimiz kitap fuarı sırasında İstanbul'daydı. Türk okuru onu birkaç ay önce Telos Yayınları'ndan çıkan ‘‘Dünyanın Tozu’’ adlı kitabıyla tanıdı. Lacarriere bir Yunan ve Anadolu uygarlıkları uzmanı, kendi deyişiyle ‘‘aşığı’’. Türkçe'deki ilk kitabı ‘‘Dünyanın Tozu’’ ise 13. yüzyıl Anadolusu'nda geçiyor. Kitabın kahramanı ise Yunus Emre.
Türkçe'de yalnızca bir kitabınız yayımlandı. Bu nedenle sizi tanımakla başlayalım söyleşimize.
- Ben tam gün çalışan bir yazarım. Bu benim esas mesleğim. Yıllarca Yakındoğu'da ve Mısır'da yaşadım. Yirmi yıla yakın da Yunanistan'da. Bu yıllar boyunca arkeolojiyle uğraştım, çünkü eski uygarlıklar tarihi beni hep çok ilgilendirdi.
Kitaplarınız da ister istemez bu ülkelerdeki deneyimlerinizden beslendi herhalde.
- Evet, birçok kitabım benim Yakındoğu'da ve Yunanistan'da yaşadıklarımdan doğdu. Beni ilgilendiren şey, bizden önceki yüzyıllara neler borçlu olduğumuzu ortaya koymak. Başka bir deyişle eski uygarlıklardan bize, insan hayatının gelişmesinde hem maddi hem de filozofik olarak rol oynayan ne kaldı, buna bakmak.
Türkiye'yle ilişkileriniz neydi?
- Türkiye'ye kısa süreli de olsa birçok kez geldim. İkinci gelişimde uzun kaldım. Paris'ten yakın dostum, çok değerli Abidin Dino sayesinde Yunus Emre'yle ve bütün o gelenekle tanıştım. Böylece birçok kez Anadolu'ya, Avanos'a, Kayseri'ye, Konya'ya gittim. Ve büyük bir aşk hikayesi başlamış oldu.
‘‘Dünyanın Tozu’’ kitabınızda Hacı Bektaş var, Mevlana var, ama kitabın kahramanı diyebileceğimiz kişi Yunus Emre. Niçin hepsinden önde Yunus Emre?
- Çünkü Yunus Emre aynı zamanda bir şair. Şiirleri hálá hem çok heyecan verici hem çok evrensel. Hacı Bektaş da çok istisnai biri ama dünyası Anadolu dünyasıyla sınırlı kalmış. Oysa Yunus Emre'nin evrensel bir ‘‘söz’’ü var.
Evrensellik dışında Yunus Emre'nin şiiri olsun felsefesi olsun bugünün gerçeğiyle hálá bağdaşıyor mu?
- Tanrı'nın yüz tane, bin tane adı olabilir. Önemli olan insanın kendi hayatında ona nasıl yer verdiği. Bu mesaj çok ama çok çağdaş. Bu gelecekte dini belirleyebilecek bir felsefe. Bu açıdan Yunus Emre bir öncü diyebilirim.
Kitabınızın bir yerinde Anadolu'nun kaderinden, katledilen halklardan söz ediyorsunuz. Burada vurgulamak istediğiniz yalnızca Moğol istilası mı?
- Moğol istilası üzerine çok araştırma yaptım, belge topladım. Çünkü Yunus Emre'nin yaşadığı çağdı. Kitabımın iki yönü var: Yunus Emre, tekkeler, orada yaşananlar, vs. Diğer tarafta yağmalayan, katleden Moğollar. Hikayem 13. yüzyıl Anadolusu'nda bittiği için kastettiğim yalnızca Moğollar.