Yunanistan'da kriz orduyu da vurdu
Güncelleme Tarihi:
Yunanistan’ın bütçesindeki açığı kapatma çabaları hem siyaset hem de ekonomi gündemini ilgilendiriyor. Askeri harcamalardaki kesintiler Türkiye’yle stratejik denge tartışmalarını akıllara getirirken, Atina’nın üç yıllık plan çerçevesinde uzlaşması yatırımcıları rahatlattı. ABD’deki çevre felaketinin büyüyen boyutları korkuları da artırdı.
İşte dünyada günün öne çıkan manşetleri:
THE ASSOCIATED PRESS: Yunanistan askeri harcamalarda kesintiye gitti
Yunanistan Savunma Bakanı Evangelos Venizelos, Perşembe günü yaptığı açıklamada ülkenin borç batağından çıkma çabalarına katkıda bulunmak adına askeri bütçede “dev” kesintiler yapılacağını duyurdu. Venizelos, Yunanistan’ın 2010 yılı harcamalarını 2009’a göre yüzde 25 azaltacağını belirtti. İlk planlamalara göre bütçede yüzde 12.6’lık bir küçülme öngörülüyordu.
Venizelos, kesintilerin Yunanistan’ın borç krizinin doğrudan bir sonucu olmadığının ve ülkenin tarihi rakibi Türkiye’yle olan stratejik dengesinin bozulmayacağının altını çizdi. Başbakan Tayyip Erdoğan Mayıs ayında Yunanistan’a gidecek. Yunanistan ve Türkiye uzun müddet Kıbrıs ve Ege’deki sınırlar konusunda gerginlikler yaşadı ancak son dönemde ilişkiler düzeldi.
Venizelos kesintilerin ne şekilde yapılacağını söylemedi ancak birkaç hafta içinde değerlendirmenin yapılacağını belirtti. Bakan, bunun “modern ordu planlamasının” bir gereği olduğunun altını çizdi.
* Yunanistan 2005-2009'da askeri silah ithalatına 4,615 milyar dolar harcadı. Merkezi İsveç’te bulunan Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) rakamlarına verilerine göre, 2005-2009 döneminde Yunanistan Almanya'dan -1990'a endeksli fiyatlarla- toplam 1,611 milyar dolarlık silah ithal etti.
2009'da ise 287 milyon dolarlık silah alan Yunanistan, Almanya'nın dünya askeri silah ihracatının yüzde 13'ü Yunanistan'a gerçekleşiyor.
SIRPI rakamlarına göre, NATO üyesi Yunanistan’ın 2008'de yıllık savunma harcamaları toplam 20 milyar doları buldu. Ayrıca Yunanistan’ın savunma masrafları harcaması da yaklaşık 10 milyar dolar civarında.
CNN: Din özgürlüğü raporunda “aman dikkat” grubundayız
ABD Uluslararası Din Özgürlüğü Komisyonu yıllık olağan raporunu açıkladı. 28 ülkenin incelendiği bu çalışmada Türkiye, Afganistan, Somali ve Tacikistan gibi ülkelerle birlikte “çok yakın takip edilmesi gereken ülkeler” arasında yer aldı.
Raporda adı geçen ülkeler din özgürlüğünün çok az olduğu ve hatta insanların dini inançlarından ötürü öldürülme tehlikesi yaşadığı yerler. Nijerya, Suudi Arabistan gibi ülkelerde durumun diğerlerine göre daha endişe verici olduğun altı çizilen rapor, Kongre’nin yetkilendirdiği bir kurum tarafından hazırlandığı için verdiği tavsiyelerin ABD hükümeti üzerinde bir bağlayıcılığı var.
Hükümet bu rapora dayanarak bu ülkelere yaptırımlar uygulayabilir. Ancak rapor aynı zamanda Suudi Arabistan ve Çin gibi ABD için stratejik öneme sahip ülkelerle ilgili yaptırımların ertelendiğini ya da göz ardı edildiğini gösteriyor.
Bu yılki raporun en kaygı verici yanlarından biri de 2009 raporuna göre, “özellikle kaygı yaratan ülkeler” listesine beş yeni ülkenin (Irak, Nijerya, Pakistan, Türkmenistan, Vietnam) eklenmiş olması.
THE WASHINGTON POST: Felaket karaya vurdu
ABD’nin Alaska Eyaletini 1989 yılında vuran ve milyonlarca canlının ölümüne neden olan petrol felaketi Exxon Valdez’den bile büyük olduğu tahmin edilen Meksika Körfezi sızıntısı, Perşembe gecesi Louisiana sahiline vurmaya başladı. Balıkçılar karidesleri kurtarmak için ellerinden geleni yaparken kurtarma ekipleri yüzen bariyerlerle yayılmayı önlemeye çalıştı.
Sızıntının ilk tahminlerin beş katı büyüklüğünde olduğu ve karaya çok yakın olduğu belirtildi. Su yüzeyindeki petrolün ince şeritler halinde Mississippi Irmağı deltasına ulaştığı ifade edildi.
Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi’nden David Kennedy, “Bu bizi kaygılandırıyor. Korkayım bu çok, çok büyük bir şey. Böyle devam ederse önüne geçmek için almamız gereken önlemler çok inanılmaz olacak” dedi.
Petrol sızıntısı ABD’nin son dönemde gördüğü en büyük çevre felaketi olarak dünyanın en büyük deniz ürünleri havzalarından biri olan bölgede yüzlerce balığı, kuşu ve diğer canlıyı tehdit edebilir.
BBC: Burka yasağı Belçika meclisinde kabul edildi
Belçika parlamentosunun alt kademesi kadınların kamu içinde yüzlerini tamamen örten giysiler giymesini yasaklayan yasa teklifi kabul etti. Yasada kadınların kamusal alanda ve sokaklarda kimliğini gizleyecek herhangi bir giysiyi giymesini yasaklıyor. Mecliste yapılan oylamada hiç red oyu kullanılmadı.
Teklif şimdi Senato’ya gidecek ve orada da oylanacak. Yasanın yazılışıyla ilgili değişiklikler süreci geciktirebilir ancak eninde sonunda Senato’dan da onay çıkması ve yasağın Temmuz ayı gibi yürürlüğe girmesi bekleniyor. Ancak Belçika hükümetinin geçen hafta yıkıldığı düşünüldüğünde eğer ülkede seçimler yapılırsa yasa gecikebilir.
Eğer kabul edilirse bu yasak Avrupa genelinde ilk olacak. Yaklaşık yarım milyon Müslüman’ın yaşadığı Belçika’da sadece 30 kadar kadın burka giyiyor. BBC’nin Brüksel muhabiri milletvekillerinin evet oyu verirken güvenlik gerekçelerini ve kadınlara baskı yapılmaması fikrini öne çıkardıklarını belirtti.
THE INDEPENDENT: Son gülen Muhafazakarlar oldu
İngiltere’de dün gece yapılan seçimlerden önceki son televizyon münazarasında kazanan Muhafazakar Parti lideri David Cameron oldu.
Farklı gazetelerin ve televizyon kanallarının anketleri ikinci ve üçüncü gelen liderlerin kim olduğu konusunda farklı sonuçlara ulaşsa da Cameron liderliği elden bırakmadı. Guardian’ın anketi dışında bütün anketlerde Liberal Demokrat Parti lideri Nick Clegg ikinci oldu.
Bunun üzerine partiden “iki atlı yarışın bir atı artık biziz” açıklaması geldi.
Cameron kapanış konuşmasında İşçi Partisi’nin yeni bir şey vermeyeceğini, Liberal Demokratlar’ın da belirsizlik getireceğini söyledi. Brown yenilgiyi kabul etmiş göründü. “Eğer durum böyle devam ederse Cameron, belki Clegg’in desteğiyle, başbakan olur” dedi. Şahsi başarısızlıklarına, özellikle bir gün önceki bağnaz kadın skandalına, değinen Brown, “Yine de iyi ve kötü zamanlarda ekonomiyi nasıl yürüteceğimi biliyorum” dedi.
HAARETZ: Obama ipleri ele alıyor
Üst düzey İsrailli yetkililer Haaretz’e yaptıkları açıklamada Ortadoğu barış görüşmelerinde Eylül-Ekim aylarında hala bir sonuca varılmazsa, ABD Başkanı Barack Obama’nın bir uluslararası zirve toplayacağını söyledi.
Yetkililer konferansın Ortadoğu Dörtlüsü tarafından yönetileceğin ve amacının Filistin Devleti’nin kurulması olacağını söyledi. Zirvenin sınırlar, güvenlik anlaşmaları, Filistinli mülteciler ve Kudüs’ün durumu gibi kilit meseleleri ele alacağı ifade edildi.
Obama’nın Filistin Devleti’nin kuruluşu için baskı yapmaya hazır olduğunu belirten yetkililer, birçok Avrupalı liderin ABD’nin planına destek sözü verdiğini söyledi. Dolayısıyla yakınlaşma görüşmeleri önümüzdeki haftalarda başlayacak olmasına rağmen Obama görüşmelerin çıkmaza girme ihtimalini de göz önünde bulunduruyor.
Yetkililer ABD’nin planının bu yıl sonunda açıklanacağını söyledi.
FINANCIAL TIMES: Yunanistan’dan 24 milyar euroluk kemer sıkma paketi
Görüşmelere yakın isimler Yunanistan’ın, kamu çalışanları için üç yıllık ücret sabitlemesini de öngören 24 milyar euroluk kemer sıkma paketinin genel çerçevesi üzerinde anlaştığını ifade etti. Bunun karşılığında Atina euro bölgesinden ve IMF’den milyarlarca euroluk kredi elde edecek.
Üst düzey bir hükümet yetkilisi bütçe açığını önümüzdeki üç yıl içinde GSYİH’nin yüzde 10 ile 11’ine indirmeyi amaçlayan önlemler paketinin detayları üzerinde hala çalışıldığını ifade etti. Müzakerelerin bu hafta sonu tamamlanması ve paketin Yunan parlamentosuna önümüzdeki hafta sonulması bekleniyor.
Pakette ayrıca bu yılın ikinci KDV zammı da var. Yetkili “KDV’nin üç ayağından hangisinde zam olacağı hala tartışılıyor” dedi. Yunanistan’ın tahvilleri ve borsaları Perşembe günü itibariyle bir anda yükselişe geçti.