Güncelleme Tarihi:
Akşam saatlerinde yaklaşık 10 bin kişinin katılımıyla ve çok barışçıl bir hava içinde başlayan protestolar gecenin ilerleyen saatlerinde yerini çatışmalara bıraktı. Göstericiler polise molotofkokteylleri atarken polis de biber gazıyla yanıt verdi. Göstericilerin parti merkezine ulaşmasını önlemek amacıyla polisin yola barikat kurmasının ardından bazı kişilerin civardaki dükkanlara ve bankalara saldırdığı öğrenildi.
Sabaha karşı da Atina’nın kuzeyindeki Kifisya mahallesinde bir vergi dairesine bombalı saldırı düzenledi. Saldırı can kaybına yol açmazken patlamadan önce isimsiz bir kişinin yerel bir haber sitesine, bir gazeteye ve polise ihbarlarda bulunduğu öğrenildi. Saldırının detayları ve faili henüz netleşmiş değil ancak böyle olaylar Yunanistan’da genelde radikal-anarşist gruplara atfediliyor. Bununla birlikte saldırıyla Fissas protestolarının bir ilgisi olup olmadığı açıklanmadı.
Protestolara konu olan 34 yaşındaki müzisyen Pavlos Fissas, 18 Eylül tarihinde işsiz bir kamyon şoförü olan Yorgo Rupakyas tarafından bıçaklanarak öldürülmüştü. Altın Şafak üyesi Rupakyas, Fissas’ı “nefs-i müdafaa” kapsamında öldürdüğünü söylemişti.
Ancak kamuoyunda Fissas’ın faşizm karşıtı görüşleri ve şarkıları nedeniyle öldürüldüğü tartışmaları başladı ve gözler bir anda ırkçı Altın Şafak partisine döndü. Fissas’ın ölümünden birkaç gün önce de Komünist Parti’den bir grup Altın Şafak üyelerinin saldırısına uğramıştı. Zaman zaman şiddet içeren protestolarla birlikte Yunan makamları parti üzerinde yoğun bir baskı kurdu.
Altın Şafak yetkilileri ise Fissas’ın ölümüyle parti arasında bir ilişki olduğu iddialarını reddediyor. Son olarak Başkan Nikos Mihaloliaskos, partisinin internet televizyonuna yaptığı açıklamada, söylenenleri “gülünç” olarak nitelendirerek “Ben Al Capone muyum da Yunanistan’ın dört bir yanında kiralık suçluları idare edeceğim?” dedi.
Geçtiğimiz aylarda Altın Şafak, üyelerinin göçmenlere ve siyasi rakiplerine saldırılar düzenlediği gerekçesiyle suçlamaların hedefi oldu. Partinin birçok milletvekilinin adı saldırılara karıştı ancak polis bu vakaları soruşturma konusunda gevşek davrandı. Ancak Fissas’ın ölümüyle bu tablo değişti. Partinin genel merkezine düzenlenen silah baskınının ardından, Altın Şafak’ın üyelerine askeri eğitim verdiği iddiaları da ortaya atıldı.
Son olarak partinin Yunan polisi içinde yayılmış birçok kolu olduğu iddiaları da hükümet yetkilileri ve polis sendikaları tarafından doğrulandı. En büyük polis sendikasının sözcüsü Hristos Fotopulos, Skai radyosuna yaptığı açıklamada, “Geçtiğimiz üç yılda bazı memur arkadaşlarımızın Altın Şafak üyelerinin şiddet eylemlerini göz ardı ettiği birçok vaka yaşandı” dedi. İki emniyet müdürü, hafta başında yakınlardaki bir Altın Şafak bürosunda saklanan silahları soruşturma konusunda başarısız oldukları gerekçesiyle istifa etti.
Öte yandan Yunan basınında Altın Şafak’ın 300 sandalyeli parlamentodaki 18 milletvekilinin istifa edeceği ve hükümeti erken seçim kararı almaya zorlayacağı iddia edildi. Partiden iddiaları doğrulayan herhangi bir resmi açıklama yapılmadı.
Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Evangelos Venizelos ise Yunan basınında iddialar yanıt verdi. Venizelos, New York’ta Reuters’a verdiği röportajda “Bu onlar için siyasi intihar olur. Bizim içinse bir tehdit değil büyük bir fırsat söz konusu” diye konuştu.
Altın Şafak ilk kez geçtiğimiz yıl yapılan seçimlerde parlamentoya girmişti. Ülkede gelirlerin düşmesi ve işsizliğin neredeyse yüzde 28’e ulaşmasıyla alevlenen yabancı düşmanlığından beslenen parti, kısa süre içinde kimsenin adını bilmediği radikal bir oluşumdan en popüler üçüncü parti konumuna yükseldi. Ancak Fissas’ın öldürülmesi Altın Şafak’a verilen desteğin bir hafta içinde üçte bir oranında azalmasına neden oldu.