Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekili Bekir Selçuk, DYP Şanlıurfa Milletvekili Fevzi Şıhanlıoğlu'nun ölümü ile ilgili yürütülen soruşturma kapsamında MHP Osmaniye Milletvekili Mehmet Kundakçı ile MHP İçel Milletvekili Cahit Tekelioğlu hakkında dava açtı. Savcılık, milletvekilleri için, kastı aşan şekilde adam öldürme ve faili belli olmayan adam öldürme suçlamasıyla 3'er yıl 4'er aydan 5'er yıla kadar ağır hapis istedi. Nöbetçi Mahkemeye çıkarılan iki milletvekilinden Tekelioğlu ve Kundakçı suçlamaları reddetti.
Başsavcı Vekili Selçuk, Anayasa'nın ''yasama dokunulmazlığı'' başlığını taşıyan 83. maddesinin ''ağır cezayı gerektiren suçüstü hali'' hükmünü içeren 2. fıkrası uyarınca yürüttüğü soruşturma kapsamında, ilk olarak Kundakçı'nın, sonra da Tekelioğlu'nun ifadesini yaklaşık 1'er saat süreyle aldı.
Selçuk daha sonra iki milletvekili hakkında, kastı aşan adam öldürme ve faili belli olmayan adam öldürme: müessir fiil suçlarını düzenleyen TCK'nın 452 ve 463. maddelerinden 3'er yıl 4'er aydan 5'er yıla kadar ağır hapis cezası istemiyle 9. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sevketti.
Kendimi korumaya çalıştımNöbetçi Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın bugünkü ilk duruşmasına, sanıklar Cahit Tekelioğlu, Mehmet Kundakçı ve 8 avukatı ile müşteki Fevzi Şıhanlıoğlu ailesi adına 2 avukat katıldı. Duruşmada, bazı MHP'li milletvekilleri de hazır bulundu.
Duruşmada, sanıkların kimlik tespitleri yapıldı ve iddianame okundu. MHP İçel Milletvekili Cahit Tekelioğlu savunmasında, 30 Ocak 2001 tarihinde, Genel Kurul'da, Meclis İç Tüzük görüşmeleri yapıldığını belirterek, iç tüzüğün değiştirilmesini muhalefet partileri istemediği için, çeşitli engellemeler yaptıklarını ve bu nedenle oturumun öğleden sonraki bölümünün çok gergin geçtiğini söyledi.
Tayan'a zor kullanıldıOturuma ara verildikten sonra saat 20.00'de tekrar başlanıldığını ifade eden Tekelioğlu, şöyle devam etti:
''O saate kadarki zamanda tüzüğün ilk iki maddesi kabul edildi. Üçüncü maddeye gelindiğinde, özellikle DYP ve FP'liler sıra kapaklarına vurarak, bir süre Meclis Başkanı'nın kontrol altına almaya çalıştılar. Başkan ara verdi ve tekrar başlanıldığında ise yine aynı tarzda bir protesto başladı. Başkana sözlü sataşmada bulundular. Ali Ilıksoy görüşmeyi devam ettirmek isteyince protesto edildi. DYP ve FP'liler Başkanlık Divanı'na yürümeye başladılar ve sözle sataştılar. Sonra Anayasa Komisyonu başkan ve üyelerinin bulunduğu bölüme geldiler. Anayasa Komisyonu Başkanı Turhan Tayan'a (Sen ne biçim demokratsın. Orada neden oturuyorsun. Kalksana) dediler. Tayan'ın oturduğu yerden kalkması görüşmelerin sona ermesi anlamına gelir. Bu da çalışmaları sekteye uğratır. Komisyon Başkanı Tayan'a zor kullanmaya başladılar. Bu arada muhalefet partileri arasında başlayan sürtüşme arbedeye dönüştü.''
Olanları hayretle izledimTekelioğlu, saat 21.00'de tekrar bir ara verildiğini belirterek, aradan sonra yeni verilen önergeler okunduğu sırada DYP'lilerin bağırmaya başladığını, DYP Milletvekili Kamer Genç'in ayağa kalkarak Başkan Tayan'ı suçlayan sözler sarfettiğini, yapılan işlemin muhalefeti susturmaya yönelik olduğunu söylediğini ve Genel Kurul'un kapatılmasını istediğini kaydetti.
FP ve DYP'lilerin daha sonra Başkanlık Kürsüsü'ne doğru yürüdüklerini bildiren Tekelioğlu, olay anını da şöyle anlattı:
''Başkanlık kürsüsü önüne MHP, DSP ve ANAP grubundan milletvekilleri de geldiler. İtişme başladı. İtişme arbedeye dönüştü. Anayasa Komisyonu üyesi olduğum için ezilmeyim diye ayağa kalktım. Olanları hayretle izledim. Arkamda bir bağırışma oldu. Ben ayırmak izin uzandım. Hızla değiştiği için karşımda kimler olduğunu bilmiyorum. Yalnız açık kahverengi takım elbiseli, kısa boylu ve çok öfkeli bir arkadaşın bana doğru saldırdığını gördüm. Burnumun üzerine yumruk attı birisi ama kim olduğunu bilmiyorum. Refleksle bana hamlenin geldiği tarafa doğru hareket ettim, kendimi korurken yumruk atmış olabilirim. Bu hareketten sonra gözümün altına bir yumruk geldi.''
Öfkelenecek ne var diye düşündümKavga sırasında çok öfkeli olan milletvekilinin, daha sonra kulise açılan kapının önünde durduğunu gördüğünü ifade eden Tekelioğlu, ''Üzerimize atılmaya çalışıyordu. Bu kadar öfkelenecek ne var diye düşündüm'' dedi.
Cahit Tekelioğlu, aradan 6-7 dakika geçtikten sonra kuliste bulunan milletvekillerinin içeriye girerek, ''Eyvah! Fevzi kriz geçiriyor'' dediklerini duyduğunu belirterek, ''Ben tanımıyorum. Daha sonra vefat ettiğini duydum. Genel kuruldaki o öfkeli kişi o muydu değil miydi bilmiyorum. Televizyondan izledim sakin bir insan gibi duruyor. Ancak, kurulda çok öfkeliydi. Aramızda bir husumet yoktur. Şıhanlıoğlu'na vurma düşüncesiyle hareket etmedim, onu hedef alarak hareket etmiş değilim'' diye konuştu.
Tekelioğlu, iddianamedeki suçlamaları kabul etmediğini, olayın failinin kendisi olmadığını savundu.
Görüntülerin Meclis TV'de olmaması talihsizlikMahkeme Başkanı Yılmaz Çamlıbel, Tekelioğlu ifadesinde, kendisine vuranın Şıhanlıoğlu olduğunu belirtmemesine rağmen tutanaklara ''Fevzi Şıhanlıoğlu'nu tanımıyorum, ama daha sonra bana vuranın Şıhanlıoğlu olduğunu öğrendim'' diye geçti. Tekelioğlu, Başkan Çamlıbel'in bu ifadesini değiştirmedi.
Tekelioğlu, kavga görüntülerinin Meclis Televizyonu'nda olmamasının en büyük talihsizliği olduğunu söyledi. Sanık avukatı Haluk İpek'in sorusu üzerine Tekelioğlu, Genel Kurul ara verildiğinde gerginliğin azalmadığını belirtti.
Mahkeme üyesi hakimin sorusu üzerine de Tekelioğlu, burnuna ve yüzüme gelen darbelerin tespiti için rapor almadığını bildirdi.
Muhalefet Meclis'i işgal ettiMHP Osmaniye Milletvekili Mehmet Kundakçı da savunmasında, Tekelioğlu'nun savunmasına katıldığını belirterek, ''Muhalefet partileri meclisi adeta işgal ettiler'' dedi.
DYP'li Salih Çelen'in ''Ne pahasına olursa olsun, bu iç tüzük buradan geçmeyecek, bunu engelleyeceğiz'' diye tehdit ettiğini ifade eden Kundakçı, mahkeme salonunu Meclis Genel Kurulu'na benzeterek olayı anlattı.
''Bu olay, Türk siyaseti açısından utanç verici olaylardır'' diye konuşan Kundakçı, şöyle devam etti:
''Olay sırasında bana doğru birisi koştu. Hiç tanımadığım, görmediğim biri. Bana doğru yumruk atma teşebbüsünde bulundu, ama atamadı. Ben Kamer Genç'i ittim ve (Abi, zaten sarhoşsun, git yerine otur) dedim. Onun bulunduğu her oturumda mutlaka bir tartışma çıkmıştır. Benim olayda fiili olarak bulunmam sözkonusu değildir. Önümüzde Türk Ceza Kanunu ve Medeni kanun var. Bu iç tüzük değişmediği zaman, bu kanunların Meclis'ten geçmesi 4 yılı bulur. Bu iç tüzüğün çıkması lazım. Gerginliğin nedeni de budur. Ölen kişiyle ilgili fiili bir hareketim olmamıştır.''
•
Dokunabilirsiniz •
İddianame: Öldürme kastı yok