Güncelleme Tarihi:
Aytuğ, dün gazetede ve internette yayımlanan, “Kadınlık olimpiyatlarda ölüyor” başlıklı yazısında “Ben kadın derneklerinin yerinde olsam, olimpiyat oyunlarını şiddetle protesto ederdim. Kocaman omuzlar, küçücük kalçalar ve tahta gibi dümdüz göğüsler... Kadınlığın, analığın, bereketin simgesi olan göğüsler, hızı engelleyen birer "safra" olarak görülmüş olmalı ki, çocukluktan bu yana adeta budanmış. Bazı kadın ciritçileri, güllecileri, güreşçileri, haltercileri, boksörleri saymıyorum bile... Onların görüntüleri hepten içler acısı...” ifadelerini kullanmış ve kamuoyunun büyük tepkisine yol açmıştı.
Hürriyet Dünyası’ndan Melis Alphan, Banu Tuna ve Şermin Terzi de Aytuğ’u eleştiren yazılar yazmıştı.
İŞTE DAILY MAIL’İN HABERİ |
Bir Türk köşe yazarı, Olimpiyat Oyunlarının kadınların görünümünü yol ettiğini belirttiği makalesi nedeniyle ağır eleştirilere hedef oldu. Yüksel Aytuğ’un “Kadınlık Olimpiyatlar’da ölüyor” isimli makalesi Sabah gazetesinde ve internet sitesinde yayınlandı. Ancak oyunların kadınların vücutlarını bozduğu ve feminen görünen kadın atletlere ekstra puan verilmesini savunan makale kısa süre içinde bütün dünyada konuşulmaya başlandı. Hürriyet Daily News gazetesinin haberine göre, Aytuğ’un geniş omuzlu, düz göğüslü dar kalçalı kadınların erkeklerden ayırt edilemez halde olduğunu yazdı. Makalenin yayımlanmasının ardından Aytuğ Twitter kullanıcıları ve kadın meslektaşları tarafından eleştirilere uğradı. Aytuğ cinsiyetçilikle ve kadınları sadece görünüşüyle değerlendirmekle suçlanırken adı da Twitter’da trend konular arasına girdi. Yazar Banu Tuna, Aytuğ’a “Kadın deyince aklınıza bacaklar, kalçalar ve memeler mi geliyor?” diye sordu. Tuna, yazara Olimpiyat yerine iç çamaşırı defilesi izlemesini tavsiye etti. |
Aytuğ ise dünkü yazısı yüzünden özür dilemek zorunda kaldı.
Aytuğ, bugünkü köşesinde yer alan “Linç etmeden önce” başlıklı yazısında “Hayatta hiç bu kadar yanlış anlaşılmamıştım. Dün bu köşede yazdığım ‘Kadınlık olimpiyatlarda ölüyor’ başlıklı yazı bazı kesimlerce tam tersinden okunmuş. (…) Tüm bunlara rağmen, istemeden de olsa, yanlış anlaşılmadan kaynaklı olarak da gelişse, üzmüş ya da kırmış olabileceğim tüm kadınlar ve kadın sporcularla birlikte, dünyada benim gibi kadınlığı önemseyen herkesten özür dilerim” dedi.
İŞTE AYTUĞ'IN BUGÜNKÜ YAZISI:
Linç etmeden önce
Hayatta hiç bu kadar yanlış anlaşılmamıştım.
Dün bu köşede yazdığım "Kadınlık olimpiyatlarda ölüyor" başlıklı yazı bazı kesimlerce tam tersinden okunmuş.
En başından söyleyeyim, benim amacım olimpiyatlarda güzel kadın vücudu izlemek değil.
Beni birazcık tanıyan, arşivlerde duran yazılarımı hatırlayanlar bilirler ki; kadın haklarına, kadın ruhuna en fazla özen gösteren erkek yazarlardan biriyim. Her fırsatta kadına şiddeti, kadınların aşağılanmasını kıyasıya eleştirir, elimden geldiğince kadınların sesi olmaya gayret ederim.
Olimpiyatlarda sırf başarıya odaklı olarak, fiziksel görünümleri erkeklere benzetilmeye çalışılan kadınlara öncelikle kadınların karşı çıkmaları gerektiğini düşünerek o yazıyı kaleme aldım. Çünkü bunun, kadınlar üzerinde yeni bir baskı ve aşağılama yöntemi oluşturduğunu düşünüyorum. Tekrar yazıyorum: Kadın sporcuların olimpik başarıları 'erkeğe benzemeye' odaklı olmamalı. Söylediğim işte bu kadar net. Ben kadın ruhunu, kadın zarafetini, analığı müdafaa etmeye çalıştım, hepsi bu.
Neyse ki, beni doğru anlayan çok sayıda okurum var. Gazetemizin internet sitesinde ve Facebook sayfasında söz konusu yazıyla ilgili rekor 'beğeni' oranı da bunu belgeliyor.
Tüm bunlara rağmen, istemeden de olsa, yanlış anlaşılmadan kaynaklı olarak da gelişse, üzmüş ya da kırmış olabileceğim tüm kadınlar ve kadın sporcularla birlikte, dünyada benim gibi kadınlığı önemseyen herkesten özür dilerim.