Güncelleme Tarihi:
Olay dün Yüksekova'nın Cengiz Topel Caddesi üzerinde bulunan Eski Cezaevi Kavşağı'nda saat 10.00 sıralarında meydana geldi. Orman Mahallesi'nde devriye görevi yapan polis zırhlı aracın kule kısmında bulunan makineli tüfek, henüz bilinmeyen nedenle seri halde ateş aldı. Makineli tüfekten çıkan kurşunlar cadde üzerinde 6 katlı binanın girişindeki mobilya mağazasına isabet etti. İşyeri ortaklarından Aydın Tümen ile çalışanlardan Şemsettin Çakmakçı, Rahmi Safhalı, Necdet İşözü, Mehmet Ali Kaya ve Serhat Buldan yaralandı. Yaralılardan Rahmi Safhalı, Necdet İşözü, Serhat Buldan ve Aydın Tümen hayatını kaybetti.
POLİS TUTUKLANDI
Olayla ilgili müfettiş görevlendirilirken, olay sonrası dün gözaltına alınan ve hakim karşısına çıkarılan polis memuru İ.M. tüfeğin kendiliğinden ateş aldığını söyledi. Polis İ.M. tutuklanırken, olayla ilgili soruşturma devam ediyor.
Bu arada olayda yaşamını yitiren 4 kişiden Aydın Tümen, Necdet İşözü ve Serhat Buldan Yüksekova İlçesi'nde, Rahmi Safhalı ise Esendere Beldesi'nde toprağa verilecek.
ÖLEN 4 KİŞİ TOPRAĞA VERİLDİ
Yüksekova İlçesi’nde devriye görevi sırasında ’kobra’ tipi zırhlı polis aracının kulesindeki makineli tüfekten çıkan mermilerle hayatını kaybeden Aydın Tümen, Necdet İşözü, Serhat Buldan ve Rahmi Safhalı gözyaşları arasında toprağa verildi.
Cenazeler, sabah erken saatlerinde Yüksekova Devlet Hastanesi’nden HDP İstanbul Milletvekili ve TBMM Başkanvekili Pervin Buldan, HDP Hakkari Milletvekilleri Selma Irmak, Nihat Akdoğan, Abdullah Zeydan, Yüksekova Belediye Başkanı Adile Kozay, DTK Eş Genel Başkanı Leyla Güven, HDP, DBP’li yöneticiler ölenlerin yakınları ve çok sayıda kişi tarafından alındı.
Rahmi Safhalı’nın cenazesi ilçeye 40 kilometre uzaklıkta bulunan Esendere Beldesi’ne bağlı Güvenli Köyü’ne gönderilirken, Aydın Tümen, Necdet İşözü ve Serhat Buldan’ın cenazeleri bir süre omuzlarda taşındıktan sonra ilçe merkezinde Akalın Mezarlığı’na götürüldü. Cenaze namazı kılındıktan sonra Tümen, İşözü ve Buldan yan yana toprağa verildi. Cenazelerin toprağa verilmesi sırasında yakınları ise gözyaşlarına boğuldu.
PERVİN BULDAK: YAS GÜNÜ
Cenazelerin toprağa verilmesinden sonra ölen Serhat Buldan’ın yakını olan TBMM Başkanvekili Pervin Buldan, olayı ’katliam’ olarak niteledi ve "Yüksekova halkı için yas günü. Gever’de Serhat’ı, Aydın’ı, Necdet’i ve Rahmi’yi aramazdan aldılar" dedi.
Bu olayda ölenleri toprağa verirken gözyaşlarına hakim olamadıklarını anlatan Pervin Buldan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Öfkemiz büyük. Burada Serhat’ta, Aydın’a, Necdet’te ve Rahmi’ye hakkın hukukun sözünü veriyoruz. Bu dört arkadaşımıza sonsuzluğa giderken, onları yolcularken Allah’ın huzurunda sorulacak olan cevaplara, bir de şunu eklemelerini istiyoruz; ’Biz Kürt olduğumuz için öldürüldük’ deyin ’Biz bugün Kürdistan’da katliamlardan geçiriliyoruz’ deyin ’Allah’a biz bazen tek tek, bazen de toplu olarak geliyoruz yanına ancak erken geliyoruz bizi senin yanına erken gönderiyorlar’ deyin. Belki Allah bu ülkede Kürtler ve Kürdistan halkına uygulanan zulme karşı bu kafirlere, bu alçaklara dersini verir. Bugün Yüksekova’da yapılmak istenen aylar önce gerçekleştirilen Yüksekova’yı yakan, yıkan, gençlerimizi katledilen zihniyetin bir tekrarıdır. Bugün 4 arkadaşımızın katili sadece silah çeken bir polis değildir. Bunların katili bu devlet, bu sistem, bunların zihniyetidir. Elbette ki hesap soracağız, elbette onlar hesap verecekler. Ancak, bu zulüm, bu zalimlik bu kin, bu öfke nereye kadar gidecek? Kürt halkını katlederek bu sorunu çözmeye çalışanlar şunu bilsinler ki, Kürtler katledilerek bu sorun çözülmeyecek. Yüksekova yakılırken, yıkılırken ayakta kalan Yüksekova’nın, halkının iradesi bugün bir kez daha ortaya çıkmıştır. Siz Yüksekova’yı yıkarak, yakarak bu halkın iradesini teslim almaya çalıştınız. Ama gördünüz ki Gever halkı iradesini size teslim etmedi."
IRMAK: BUNU ASLA UNUTMAYACAĞIZ
HDP Hakkari Milletvekili Selma Irmak ise Kürtçe yaptığı konuşmada bir kez daha mezarlığa geldiklerini ve gençleri toprağa gönderdiklerini söyledi. Sorumluları mahkeme önüne çıkartacaklarını anlatan Irmak, şöyle dedi:
"Düğünlerine gidilmesi gerekirken, ne yazık ki elleri kınalı gelinleri teselli ediyoruz. 70 yaşındaki babaların gözyaşlarını temizliyoruz. Allah, kabul etmesin. Allah, hakkımızı kaybetmesin. Bunu asla unutmayacağız şehitlerimizin kanı ve elleri kınalı gelinlerimizin için sözümüz olsun. Kanımızın son damlasına kadar onarlını mücadelesini devam edeceğiz. Haklarını, hukukunu gözeteceğiz bu katliamın talimatını verenlerin ve katliamın tetiğini çekeni mahkeme önüne çıkartacağız."