Güncelleme Tarihi:
Ankara’da, mahkemenin hükme bağlamasının ardından temyiz incelemesi için Yargıtay’a giden dava dosyasının, kanalizasyon patlaması sonucu niteliğini kaybederek okunamaz hale geldiğini öğrenen avukat Utku Coşkuner Sakarya ve müvekkili şoka uğradı. 10 yıldır avukat olarak görev yaptığını ve daha önce böyle bir kararla hiç karşılaşmadığını ifade eden Avukat Utku Coşkuner Sakarya, “Bu konuyla ilgili maddi ve manevi tazminat davası açmayı düşünüyoruz. Dosya kesinleştikten sonra gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gitmeyi düşünüyoruz” dedi.
UYAP’TAN ÖĞRENDİ
Avukat Utku Coşkuner Sakarya, aynı zamanda kardeşi de olan müvekkili Özgür Sakarya’nın 10 ay çalıştığı işyerine sigorta yapmadığı gerekçesiyle 2009 yılında dava açtı. Ankara 19. İş Mahkemesi’nde görüşülen davada mahkeme, Sakarya kardeşlerin lehine karar verdi. Kararın ardından ise davalılar arasındaki Sosyal Güvenlik Kurumu, temyiz yoluna giderek konuyu Yargıtay’a taşıdı. Son bir yıldır Yargıtay’dan çıkacak olan kararı bekleyen Avukat Sakarya, önceki gün Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi’ne (UYAP) giriş yaptı. "ÖĞRENDİĞİMDE ŞOKE OLDUM"
Müvekkil Özgür Sakarya ise, “Dava açıp kazandık. Ancak kanalizasyon patlaması gerekçesiyle dava dosyamızın Yargıtay’da okunamaz hale geldiğini öğrendiğimde şoke oldum. Üç yıldır hakkım olanı almak için uğraşıyorum. Şimdi zaman açısından büyük mağduriyet oldu. Dava dosyalarının yer aldığı bir yapı içinde devletin alt yapıya karşı mağdur kalmasına çok şaşırdım” dedi.
Yargıtay’dan lehine karar beklerken, “Dava dosyasının, Yargıtay arşivinde bulunduğu sırada kanalizasyon patlaması sonucunda dağılma, bozulma ve kokuşma nedeniyle niteliğini kaybettiği, okunamaz hale geldiği anlaşılmıştır” ifadelerinin yer aldığı Yargıtay ilamını okuyan Avukat Sakarya, şunları söyledi: “2011 yılında lehimize karar verildi. Üzerinden bir yıl geçti ancak Yargıtay’da hiçbir inceleme yapılmamış. Sebebi de dosyanın kanalizasyon patlaması nedeniyle kaybolması, yok olması.
AİHM’E GİDECEĞİZ
Biz davayı yüzde 100 lehimize olacak şekilde kazandık. Şimdi dava uzayacak, bizden yeniden bilgi ve belge istiyorlar. Burada devletin bir kusuru var. Gerçekten patladı mı, şu an onu da bilmiyoruz. Bu konuyla ilgili maddi ve manevi tazminat davası açmayı düşünüyoruz. Dosya kesinleştikten sonra gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gitmeyi düşünüyoruz. Devlet her şeyi kontrol etmek zorunda, devlet güçlü vatandaş zayıf vermiş olduğu zararı tanzim etmek zorunda.”