Yüksek yargıda 100 dolar günü

Güncelleme Tarihi:

Yüksek yargıda 100 dolar günü
Oluşturulma Tarihi: Aralık 01, 2013 01:54

ANKARA’ya hep gri, sıkıcı bir kent gözüyle bakılır. Özellikle, gelen İstanbullular sanki kıyamet kopacakmış gibi bir an evvel işini bitirip gitme derdindedirler.

Haberin Devamı

Gerçekten de Ankara’da hayat, birçokları için de işten eve, evden işe modunda geçer. Tabii yapacak çok şey olmayınca, para da harcanamayınca, başkent bankaları tasarruf oranlarında da önde gelen şehirlerden biri haline gelmiştir. Hal böyle olunca tasarrufla hızını alamayanlar arasında -bazen devletin en kritik katmanlarında bile- geleneksel dolar-altın günleri düzenleniyor. Bazı bakanlıklarda, yüksek yargıda bile.

KANUNLU NİZAMLI

Her ay yapılan çekilişle toplananın 1 kişiye verilmesi üzerine kurulu sistemde tarife, küçük altın veya 100 dolar. Bir de bu ‘günler’ artık evlerde değil cafe ve restoranlarda yapılıyor. Bazı restoranlar, altın-dolar günlerine özel sınırsız çay-kahve servisi bile teklif ediyor. Ama bunu savcılar ve hâkimler yapınca iş kanuna ve nizama en uygun hale gelmiş.
Bunların en uzun soluklusu hatta gelenekselleşeni Yargıtay’da bazı üye ve tetkik hâkimlerinin kendi aralarındaki “Yönetmelikli 100 dolar günü.” Mucidi de kıdemli bir Yargıtay üyesi. Adı, 006 Kulis’te saklı.

Haberin Devamı

İŞTE O KURALLAR

İşte o ilginç yönetmelik:
“100 dolar günü ayda bir kez yapılır. Sadece döviz cinsinden katılınır. İlk toplantıda üyeler bir başkan ve bir sekreter seçer. Başkan toplantıların düzeninden sorumlu, tam yetkilidir; birkaç gün önceden üyelere toplantı gün ve saatini bildirir. Her yemeğin sonunda

Yüksek yargıda 100 dolar günü
kahve ve tatlıdan önce o ay dolarların kime çıkacağı kura ile belirlenir. Başkan üyelerden 100 dolarları alır ve çekilişte adı çıkan üyeye verir. Toplantıda sadece sosyal konularda sohbet edilir.”

Eylemciden biber gazı tatbikatı

EMNİYET güçleri toplumsal olaylara hazırlanırken sık sık tatbikatlar yapıyor. Ankara’da ise bu kez göstericiler, polisin biber gazına karşı bir tatbikat düzenledi. Ankara’nın en işlek mekanlarından Konur Sokak’ta toplanan Başkent Dayanışması Platformu üyeleri, renkli sis fişekleri kullanarak biber gazından korunmanın yollarını vatandaşlara gösterdi. Göstericiler, toplumsal olaylara katılacak vatandaşları çantalarında limon, baret, mümkünse gaz maskesi ve Talcid’li su taşımaları, üzerlerinde mutlaka kimlik, boyunlarında da her an yüzlerini kapatacakları bir fular olması konusunda uyardı.

Haberin Devamı

Erzurum nere, Cenevre nere!

RİVAYET o ki; ABD Başkanı Barack Obama, son ziyaretinde Başbakan Tayyip Erdoğan’a “Sağlık reformu gibi sıkıntılı bir işi nasıl gerçekleştirdiniz?” diye sordu. Erdoğan, “Bu işin uzmanı olan arkadaşımızı gönderelim, size anlatsın” diye esprili yanıt verdi. Ne

Yüksek yargıda 100 dolar günü
hikmetse, bundan birkaç ay sonra eski Sağlık Bakanı Recep Akdağ’a ABD’nin en ünlü üniversitelerinden olan Harvard’ın Halk Sağlığı Fakültesi’nden davet geldi. Geçtiğimiz 3 ay Harvard’da misafir öğretim üyesi olarak görev yapan Akdağ’a gerçekten de en çok sorulan soru, “Sağlık reformunu nasıl hayata geçirdiniz? Dirençle karşılaşmadınız mı?” oldu.

Haberin Devamı

Üniversiteden sembolik bir ücret alan Akdağ, burada 8-10 kişilik sınıflarda master öğrencilerine ders verdi. Bu gelişmelerin ardından, Dünya Sağlık Örgütü kendisini sağlık elçisi de tayin etti. Söylenen o ki, Akdağ hedef büyüttü, 2.5 yıl sonrası için Dünya Sağlık Örgütü’nde başkanlık yarışına hazırlanıyor. İsmi son zamanlarda Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı olarak geçmişti. Başbakan da arzu etti ama sağlık örgütü çalışmaları affını istemesini kolaylaştırdı ve adaylık meselesi de kapandı. Hakikaten zor iş idi; Erzurum nere, Cenevre nere?

Yüksek yargıda 100 dolar günü

What does it mean?

MECLİS’te gün gelir kürsüdeki hatibe müdahaleler olur, laflar atılır. Tekme tokat kavgalar da olur. Geçenlerde, “Sonunda bu da oldu” dedirten bir şey yaşandı. Malum, bazen BDP’li vekillerden Kürtçe konuşanlar olur. Geçmişte, ‘bilinmeyen dil’ diye geçerdi bu konuşmalar tutanağa, şimdilerde ise ‘Kürtçe’ diye geçiyor. Ama bir vekilin kürsüdeki hatibe İngilizce laf attığına, atılan bu lafın da yine İngilizce olarak Meclis’in resmi tutanağına geçtiğine tanık olmamıştık. CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, perşembe günü kürsüden, Başbakan Erdoğan’ın son ABD gezisini gündeme getirdi. Oran, Erdoğan’a eşlik eden eşi Emine Erdoğan’a, orada bir toplantıda bir kitap hediye edildiğini anımsatarak, “Bu kitabın ne olduğunu biliyor musunuz, bunu okudunuz mu?” deyince, iktidar sıralarından hemen laf atıldı. Biyografisinde ‘iyi derecede İngilizce bildiği’ yazan AK Parti İstanbul Milletvekili Bülent Turan’ın attığı şu laf, tutanağa girdi: ‘What does it mean? (Bu ne anlama geliyor)’ Biyografisinde İngilizce’nin yanı sıra Fransızca da bildiği yazan

Yüksek yargıda 100 dolar günü
Oran ise sözlerine, “‘Diktatörlüğün Psikolojisi’ bu, Sayın Başbakan’ın eşine hediye edilen bir kitap. Burada anlayana bir mesaj var” diye devam etti. Bazılarının hislerine, Isparta Milletvekili Recep Özel tercüman oldu: “Bir siz anladınız biz anlamadık.”

Haberin Devamı

ABD rahatsız

GEZİ eylemlerinden sonra polis; terör, toplumsal ve asayiş olaylarında suç ve suçluların takibi için ısıya duyarlı, gece ve kızıl ötesi görüş sağlayan termal kameralı helikopterler kullanmaya başladı. Helikopterlerin teknolojik donanımında Amerikan polisi ve FBI’ı örnek alan Türk polisi, bu yöntemle başarı da elde etti. Fevzi Kızılkoyun’a gelen bilgiye göre Ankara Emniyeti, Başkent Polisevi ve Emniyet Genel Müdürlüğü’ne 20 Eylül’de roketatarlı saldırının ardından saldırganların yakalanması için bu özel donanımlı helikopterleri devreye sokunca ABD Elçiliği’nden sözlü bir nota aldı. Elçilikten üst düzeyde bir yetkili Ankara Emniyeti’ni arayarak, polis helikopterinin projektörünü sık sık elçilik bahçesine tutmasından duyulan rahatsızlığı iletti. Aynı yetkili, “Bu helikopterden görüntü kaydı yaptınız mı? Neden dakikalarca elçilik üzerinde uçurdunuz?” diye endişelerini iletti. Polis Müdürü de elçilik yetkilisi de, “Havadaki helikopterin sizle alakası yok. O gece 2 stratejik noktaya teröristler roketli saldırı yaptı. Onları takip ediyorduk. Helikopterler de gece boyunca kentin tüm noktalarında uçuş yaptı” yanıtını verdi.

Haberin Devamı

Bölgeniz riskli tamire gelemeyiz

Yüksek yargıda 100 dolar günü

UZUN menzilli hava savunma füzesi ihalesinde Çin’in ‘ortak üretim’ teklifiyle açık ara ihaleyi kazanması gündemin en çok tartışılan konularından oldu. Fakat savunma çevrelerinde konuşulan öyle bir olay var ki Türkiye’nin batıya çektiği füze restindeki haklılığını ve güvensizliğini de gözler önüne serdi. Kritik öneme sahip bir hava savunma birliğinde yaşanan olay ‘006’nın kulağına gelen bilgiye göre şöyle gelişti:
Milyon dolarlık bir füze sisteminde arıza meydana geldi. Yetkililer arızayı kendi imkanlarıyla gideremeyince füzenin üreticisi batılı firma ile iletişime geçti. Ancak şirket, çeşitli bahanelerle tamire gelmeyi reddetti. Bahane de “Sizin bölge risk altında” oldu. Füzenin arızasının giderilip giderilmediği ise şu an meçhul. İnsanın, “sevgili müttefikler” diyesi geliyor...

Yüksek yargıda 100 dolar günü

OGS plakasının rengine bakmıyor

BÜROKRAT kenti olarak bilinen Ankara’da birçok kişi yollarda kırmızı plakalı araçlar görmeye alışkındır. Ancak geçenlerde yaşanan ilginç bir olay köprü ve otoyollarda kullanılan OGS’lerin hâlâ kırmızı plakanın farkını algılayamadığını ortaya koydu. OGS’lerin renk körü olduğu Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın ‘0016’ plakalı makam otomobiline İstanbul girişinde kesilen kaçak geçiş cezasıyla su yüzüne çıktı. İstanbul temasları sırasında sürekli sivil plakalı otomobil kullanan Bayraktar da durumdan şüphelenerek “Cezaları inceleyin” talimatı verdi. Konuşmalar, yazışmalar derken bir süre sonra olayın tam bir kamera şakası olduğu belirlendi. Aslında Bakan’ın makam aracı hiç kaçak geçiş yapmamış, teknolojik OGS’ler plakaları karıştırmıştı. OGS’nin talihsizliği ise Orman Bakanlığı Müsteşarı Lütfi Akça’nın da Bayraktar gibi ‘0016’ numaralı plaka kullanmasıydı. Ancak aradaki tek fark Bayraktar’ın makam otomobilinin plakasının kırmızı üzerine sarı yazılı, Akça’nınkinin ise beyaz üzerine kırmızı olmasıydı. Bu nedenle müsteşarın makam otosu gişelerden ne zaman geçse OGS renk algılayamadığı için kaçak geçiş cezasını Bayraktar’a kesiyordu.

Yüksek yargıda 100 dolar günü

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!