Oya ARMUTÇU / ANKARA
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 18, 2005 01:54
Eski Başbakan Mesut Yılmaz’ın yargılandığı Yüce Divan’daki Türkbank davasına gelen imzasız ihbar mektubu ve ekindeki belgeler ortalığı karıştırdı.
Eski Başbakan Mesut Yılmaz’ın yargılandığı Yüce Divan’a gönderilen ve National Bank Of Dubai Bankası’ndan Korkmaz Yiğit’in hesabından Turgut Yılmaz’a 14 milyon dolar aktarıldığı iddiasıyla gönderilen imzasız ihbar mektubu ve ekindeki belgeler ortalığı karıştırdı.
ESKİ Başbakan Mesut Yılmaz ve eski Devlet Bakanı Güneş Taner’in yargılandığı Türkbank davası dün ‘İmzasız mektup savaşına’ sahne oldu. Yüce Divan’a duruşma arasında, Dubai’deki National Bank Of Dubai Bankası’ndan 17 Şubat 1998’de Korkmaz Yiğit’in hesabından, Turgut Yılmaz’ın, ‘Aloha’ kodlu hesabına, Yiğit’e ait Saber adlı şirket kanalıyla 14 milyon dolar aktarıldığı iddiasıyla imzasız ihbar mektubu ve ekindeki belge gönderildi. İhbar mektubu ve ekindeki belgeleri dün sabah Yüce Divan Başkanı Mustafa Bumin tutanaklara geçirdi.
KARŞI ATAK:
Duruşmayı izleyen Turgut Yılmaz ise bu ihbar mektubu ve belgelerin ‘sahte olduğuna’ ilişkin dosyanın fotokopilerini öğleden sonra Yüce Divan’a sundu. Yılmaz’ın avukatı Uğur Alacakaptan, bu iddianın müvekkilinin kardeşi Turgut Yılmaz’a da ulaştığını, Dubai bankasıyla yazıştıklarını, iddia edildiği adda bir hesap olmadığının ortaya çıktığını savundu. ‘Bu aşağılık bir iftira. Demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nde insanlar imzasız mektuplarla suçlanamazlar’ diyen Alacakaptan, şöyle devam etti: ‘Turgut Yılmaz büyük bir holdingin sahibi ve çoğunluk hissesine sahip olduğu bir bankanın ortağıdır. Bu iddiaları biz de daha önce tehdit telefonları ve mektupla öğrendik. Bu 1998 Şubat ayına ait bir olaydır. Biz bunun üzerine Dubai’deki bankaya yazı yazarak bu ihbar mektubunda geçenlerin doğru olup olmadığını sorduk. Bankadan bize gelen yanıtta, bankaya ait olduğu iddia edilen belgelerin banka belgesi olmadığı, belgelerde imzası olanların da bankada çalışmadıkları bildirildi.’
YÜCE DİVAN: İNCELEYECEĞİZ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekili Abdurrahman Yalçınkaya, bu ihbar mektubu ile ilgili olarak, Duabi bankası nezdinde araştırma yapılmasını talep etti. Alacakaptan ise imzasız ihbar mektubunun dosyadan çıkarılmasını istedi. Yüce Divan, Başsavcılığın da talebi doğrultusunda, iddia ve belgelerin araştırılmasına karar verdi.
Dubai’ye adam gönderdim evraklar sahte çıktı
TURGUT Yılmaz, olayla ilgili ayrıntıları da gazetecilere şöyle açıkladı:
‘Bize üç adet evrak ulaştı. Evraklar Dubai’de düzenlenmiş. Evraklardan birisi Mehmet Sakarya tarafından faksla gönderilmiş. Ancak, evrakın altındaki telefonu aradık yanıt vermedi. Bu evrakta Ankara’da oturan Prof. Tarık Oğuztanı’dan ve evrakı Oğuztanı’nın düzenlediğinden bahsediliyordu. Bu kişiye Ankara’da ulaşılamadı. İkinci evrak Almanya’dan geldi. Evrakta ‘Yarın saat 14.00’e kadar gerekeni yapmazsanız, gerekli önlemleri alacağız, bütün basın organlarını bunu ileteceğiz’ diye tehdit yazısı vardı. Beni tehdit eden, şantaj yapan şahısları bugün kadar hiç görmedim, telefonla da ulaşmadım. Güya Korkmaz Yiğit’in 1998 senesinde Dubai’deki National Bank Of The Dubai hesabından Turgut Yılmaz’ın ‘aloha’ takma isimli hesabına yapılan 14 milyon dolarlık bir transferin belgesi. Bu evrakların düzmece olduğunu ispat etmek için Dubai’ye birini yolladım. Sonuçta iki mektuptaki imzaların sahte olduğunu, yazışmada kullanılan bankaya ait olduğu iddia edilen antedin banka antedi ile uyuşmadığını, ayrıca bu bankaya ait kağıtlardaki isimlerin de o dönemde bankada çalışmadığı bildirildi.’
Korkmaz Yiğit, Taner’in evinde bizden kredi istedi
ÇUKUROVA Holding’de patron Mehmet Emin Karamehmet’in sağ kolu olan Osman Berkmen, Yüce Divan’da şu ifadeyi verdi: Türkbank ihale şartnamesini aldık, inceledik, yönetim kurulu ihaleye katılmama kararı aldı. Ama bir tehdit almadık. (Karamehmet ihaleye girmekten Alaattin Çakıcı tehdidinden dolayı mı vazgeçti?) sorusu üzerine, ‘Karamehmet, ihaleye şahsen girmeyi düşünmedi.
TANER’İN EVİNDE KREDİ İSTEDİ:
Dönemin Devlet Bakanı Güneş Taner’in evine Yapı Kredi Bankası’nın (YKB) Fiskobirlik’ten alacağını görüşmek için gittik. Orada Korkmaz Yiğit ile karşılaştık. Yiğit, YKB’den kredi almak istediğini söyledi. Taner’in evi bu konuyu görüşmek için uygun olmadığından Yiğit’i bürosunda ziyaret etmeyi talep ettik. Benim ve Karamehmet’in bankadan kredi verilmesi konusunda talimat verme yetkimiz yok. Ben aynı zamanda bankanın Kredi Komitesi Başkanı idim. Yiğit ve şirketi, kredi için yeterli teminat vermediğinden teklifi yönetim kuruluna gitmedi bile. Telkin de yapılmadı.
SİYASİ KREDİ, NE TEMİNATI:
Yiğit görüşmemizde bana, ‘Ne teminatı? Bu siyasi kredi olacaktır’ dedi. Ben de ‘Bizde, siyasi kredi yoktur’ dedim. Bu kişi, Yapı Kredi Bankası’ndan telkin ve kredi çıkmayacağını bilir.
Turgut Yılmaz: Dubai’de hiç hesabım olmadı
DURUŞMA sonrası gazetecilerin sorularını yanıtlayan Turgut Yılmaz ise, olayın kendisine ve ailesine yönelik bir ‘tertip’ olduğunu savundu. Turgut Yılmaz, şunları söyledi:
Dubai’de hayatım boyunca hesabım olmadı. Bu belgeler sahte. Bu tertipler beni korkutmaz, yıldırmaz. Yapanları Allah’a havale ediyorum.
Siyasetle uğraşan kişilerin yakınlarının başına böyle şeyler gelir. Ben bu tip tertiplere hazırlıklıyım hiç korkmadım, korkmuyorum da.
2004 Kasım ayı başından beri ben bu tip şantaj ve tehditler alıyordum. Bunların bir kısmı şantaj, bir kısmı tehdit, bir kısmı ihbardı. Mektupta adı geçen Mehmet Sakarya’ya yazdığı cep numarasından hiç ulaşamadık.
Adı geçen Prof Dr Tarık Oğultarı da sahte. Öyle bir profesör yokmuş. Bu konuyu gerçekliğini araştırmadan savcılık ya da emniyete intikal ettirmedik. Bazı şeylere karşı önlem alındığı iddiası ortaya atılabilirdi. Bugün mahkemede gündeme geldi. Biz de bugün tertip olduğunu açıkladık.
Gazeteciler Yüce Divan’da tanıklık yapacak
14 Haziran’daki duruşmada, Yüce Divan ünlü gazeteciler ve eski banka patronlarını tanık olarak dinleyecek. Bu tanıklar şöyle: ‘Gazeteciler Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin, Kanaltürk’ün sahibi Tuncay Özkan, Radikal Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmet Berkan, Hürriyet Gazetesi Yazarı Uğur Dündar ve işadamları Teoman Akköprülüler, Ahmet Nazif Zorlu, Hayyam Garipoğlu, Erol Aksoy ve Ali Avni Balkaner.’