OluÅŸturulma Tarihi: Ekim 23, 2003 00:00
Geçtiğimiz hafta dedesi Avni Arbaş'ı kaybeden ve cenazenin ardından Türkiye'ye kesin dönüş yapmak üzere ABD'ye giden Derya Arbaş, geçirdiği kalp krizi sonucu öldü. 35 yaşındaki oyuncunun cenazesi, cumartesi günü doğup büyüdüğü ABD'de babasının yanında toprağa verilecek.Derya Arbaş, önceki gece Amerika'nın Los Angeles kentindeki evinde geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını kaybetti. Uykusunda hayata veda eden 35 yaşındaki Arbaş'ın ölümü, başta annesi Zerrin Arbaş olmak üzere tüm sevenlerini üzdü. Geçtiğimiz hafta dedesi ressam Avni Arbaş'ı kaybeden ve cenazede son derece üzgün olduğu gözlenen güzel oyuncu, hemen ardından yaşamını sürdürdüğü Amerika'daki evine dönmüştü. Ancak, bu kez amacı eşyalarını toplayarak Türkiye'ye gelmek ve dedesinin Asmalımescit'teki evine yerleşmekti. Ne var ki bu isteğini gerçekleştiremedi.İYİ YETİŞMİŞTİDerya Arbaş, idealist bir insandı ve büyük hayalleri vardı. Ancak, her zaman şans kendisinden yana olmadı. Holywood'da varolmaya çalıştığı yıllarda, kendini gösterecek denli önemli projelere imza atamadı. ‘‘Av Peşinde’’ adlı bir dizide rol aldı. Bu dizideki bazı cüretkár sahneler, Türkiye'de de büyük sansasyon yarattı. Daha sonra, kendisi gibi genç yeteneklerden oluşan bir oyuncu kadrosunun rol aldığı ‘‘Mile Marker 40’’ filminde kendini göstermeye çalıştı. Türkiye'de çok daha kolayca star olabilecekken zor yolu seçmişti. ‘‘Sharon Stone'un ünlü olması yıllar sürdü. Temel İçgüdü'yü çevirdiğinde 35 yaşındaydı’’ diyor ve sabretmeyi bildiğinden bahsediyordu hep. Yeteneği ve güzelliği sayesinde sonunda istediği noktaya varacağına inancı tamdı. 4 boyunca ‘‘California Institute of the Arts’’ta eğitim gördü. Kendini yetiştirip açıklarını kapattı ve birikimini sağlamlaştırdı. Ama beklediği fırsat bir türlü eline geçmedi.ROMAN BİLE YAZDIBuna rağmen hiç boş durmadı ve yazarlığa soyundu. ‘‘Gratified Desire’’ adlı bir roman yazdı. Ardından da bir
film yönetmeniyle ilgili kara mizah türünde bir roman kaleme almaya başladı. Sanatın farklı alanlarında kendini kanıtlama konusunda ısrarlıydı. Dedesi ressam Avni Arbaş'tan da etkilenmişti, fırsat buldukça tuvalin başına geçiyordu. Son yıllarda ise beste çalışmalarına merak salıp onlarca beste yaptı. Yalnızlıktan korkmuyordu Derya Arbaş. Amerika'da hayallerinin peşinde koşmaya devam etti. Maddi sıkıntı da çekmiyordu. ‘‘En iyi dostumdu. Onun yokluğunu çok hissediyorum’’ dediği babasından kalan miras, çalışmadan yaşamasına yetiyordu. STAR OLACAKTI‘‘Hiçbir şeyden korkmuyorum. Yaşamayı seviyorum. Başarmak istediğim çok şey var. Dünya starlarından biri olmak istiyorum. Bunun için de bekliyorum. Evet beklemenin sonu yok ama Michelle Pfeiffer da tam on yıl sonra keşfedildi. Benim de acelem yok’’ diyen Arbaş, ne yazık ki hayallerini gerçekleştirecek zamanı bulamadadı. Cahit Sıtkı Tarancı'nın ‘Yolun yarısı’ olarak tanımladığı 35 yaşında öldü.Buna nasıl dayanayımDerya Arbaş'ın ölümü, annesi Zerrin Arbaş'ı yıktı. Daha birkaç gün önce babası Avni Arbaş'ı kaybeden Arbaş, şimdi de kızını kaybetti: ‘‘Beş gün önce babamı kaybettim, şimdi de kızımı. Babam, Derya'nın en çok sevdiği insandı. Onun üzüntüsünü içinde yaşıyordu. Cenazeden sonra Los Angeles'taki evine döndü. Ancak Amerika'ya indikten sonra kendisinden
haber alamadım. Oysa oraya gittiÄŸinde mutlaka bana ve birkaç yakınına haber verirdi. Bu kez kimseyi aramadı. Orada deÄŸilken onun evinde kalan Grace adındaki kız arkadaşını aramış sadece. Kendisini eve götürmesini, yorgun ve üzgün olduÄŸunu söylemiÅŸ. Arkadaşı da onu havaaalanından alıp eve götürmüş. Hemen yatıp uyumuÅŸ, Grace de o akÅŸam Derya'nın evinde kalmış. Sabah kalktığında ise ölüsüyle karşılaÅŸmış. Bu acıya nasıl dayanacağım, bilemiyorum. Cenazesi orada kalacak, çünkü babası Derya'yı çok seviyordu. Cumartesi ABD'ye gideceÄŸim. Babasının yanına defnedilecek, Hálá ÅŸoktayım ve inanamıyorum. KeÅŸke ben de ölsem.’’ Dedesine çok üzülmüştüDerya ArbaÅŸ'ın ani ölümü üzerine farklı iddialar ortaya atıldı. Dedesini çok seven ve iki ayda bir Türkiye'ye gelerek onu ziyaret ettiÄŸi bilinen ArbaÅŸ'ın, ünlü ressamı kaybettikten sonra bunalıma girdiÄŸi belirtildi. ArbaÅŸ'ın ölümüne, kalp krizinin deÄŸil, aşırı dozda uyuÅŸturucunun neden olabileceÄŸi de iddia edildi. Ancak ArbaÅŸ, yıllar önce yaptığı bir röportajda, ‘‘Ben hiç uyuÅŸturucu kullanmadım. Lise ve üniversitede o kadar çok insanın yaÅŸamlarını mahvettiklerini gördüm ki, hiç merak bile etmedim’’ demiÅŸti.O kız hiç mutlu olmadı1987 yılında çekilen ‘‘Beyaz Bisiklet’’te Derya ArbaÅŸ ile birlikte kamera karşısına geçen YaÅŸar Alptekin, üzüntüsünü dile getirirken yıllar öncesinde kalan platonik aÅŸkını da itiraf etti: ‘‘Haberi ilk olarak sizden duydum. Çok üzüldüm. Canım Deryam benim. O kız hiç mutlu olamadı. O, gerçekten çok saf ve çok iyi bir kızdı. Ben de dahil hiç kimse onu mutlu edemedi. ‘Beyaz Bisiklet' çekilirken ona áşık olmuÅŸtum. Hatta KaÅŸ'taki çekimlerde kendisine, ‘Sen ceylan gibisin, çok güzelsin' demiÅŸtim. CEYLAN NE DEMEK YAÅžARO da Türkçesi az olduÄŸu için bana, ‘Ceylan ne demek YaÅŸar' diye sormuÅŸtu. Ben de anlatmaya çalışmıştım. Aradan bir saat geçtikten sonra annesi Zerrin Hanım yanıma geldi. ‘Sen kızımı su aygırına mı benzettin, çok ayıp' dedi. MeÄŸer Derya yanlış anlamış. Durumu açıkladım ama tüm set ekibi buna dakikalarca gülmüştü. Bu anıyı hiç unutamam. En son iki yıl önce bir kokteylde karşılaÅŸmıştık. Eski günleri konuÅŸmuÅŸtuk. O yine mutsuz olduÄŸunu söylüyordu. Allah rahmet eylesin.’’‘Muavin üstüme atladı’ demiÅŸtiDerya ArbaÅŸ, geçtiÄŸimiz temmuz ayında bindiÄŸi otobüste muavinin tacize uÄŸradığını iddia etmiÅŸ, firma yetkilileri de, ArbaÅŸ'ın sarhoÅŸ olduÄŸunu ileri sürmüştü. ArbaÅŸ ise Hürriyet'e, ‘‘Uyuyordum, uyandığımda muavin ‘Sigaranız var mı?' dedi. Ve üstüme atladı. Herkes uyuyordu o sırada. Ben de baÅŸkalarını rahatsız etmemek için ÅŸoförün yanına giderek yolumuzun ne kadar kaldığını, o kiÅŸinin bana servis yapmamasını ve bir an önce gitmek istediÄŸimi belirttim. SöylendiÄŸi sarhoÅŸ falan deÄŸildim’’ demiÅŸti. Partilerde barmaid’lik yapıyorduDerya ArbaÅŸ, Los Angeles'ta ‘‘Beautiful Bartenders’’ isimli bir firmada çalışıyordu ve sosyetenin özel partilerinde barmaidlik yapıyordu. Bir ara fotoÄŸrafçılık dersleri alan ve fotoÄŸrafçılık da yapan ArbaÅŸ, Amerika'da Derya Berti ismini kullanıyordu.Türkiye’nin Scarlet’iydiDerya ArbaÅŸ, 1992'de, ‘‘Bir Scarlett Aranıyor’’ yarışmasının seçmelerinde birinciliÄŸi kazandı. Ä°pek Çeken, Nilüfer Açıkalın, Aylin Arasıl gibi rakiplerini arkada bırakıp, ‘‘Türkiye'nin Scarlett’’i olan oyuncu, iki gün sonra Amerika'ya döndü. ABD'deki finallere katılan ArbaÅŸ, ilk üç arasına girmeyi baÅŸardı. Bir Hollywood klasiÄŸi olan ‘‘Rüzgár Gibi Geçti’’nin devamı niteliÄŸindeki ‘‘Scarlett’’ filminde rol almayı garantilemiÅŸti. Ancak film projesi iptal edildi. Ve yapım ‘‘Scarlett’’ adında bir mini dizi olarak çekildi. ArbaÅŸ da bu projede Scarlett'i oynayamadı ve küçük bir rolle yetinmek zorunda kaldı. Bütün bunlara raÄŸmen, Türkiye'de çok daha kolayca parlayabilecekken Amerika'dan bir türlü kopamıyordu.Kızılderili babanın kızıEski Türkiye Güzeli Zerrin ArbaÅŸ ile Kızılderili oyuncu Dehl Berti'nin kızı olan Derya ArbaÅŸ. 17 Haziran 1968'de Amerika'da dünyaya geldi. Ä°ÅŸte çocukluÄŸundan ve yetiÅŸkinliÄŸinden babası ve annesiyle iki fotoÄŸraf... Derya, küçük yaÅŸlardan itibaren güzelliÄŸiyle herkesin dikkatini çekmeye baÅŸladı. Özellikle de film yapımcılarının. Ama onun gözü YeÅŸilçam'da deÄŸil Hollywood'taydı. Ancak, ilk deneyimi bir Türk filminde yaÅŸadı. 17 yaşında Talat Bulut'la baÅŸrolü paylaÅŸtığı ‘‘Kuyucaklı Yusuf’’ için kamera karşısına geçti. Bu filmle ArbaÅŸ'ı tüm Türkiye'ye tanıttı. Onu ‘‘Bir Günlük AÅŸk,’’ ‘‘Bitmeyen Sevda,’’ ‘‘Beyaz Bisiklet,’’ ‘‘Dilan,’’ ‘‘Alev Gibi,’’ ‘‘Gece, Melek ve Bizim Çocuklar’’ izledi. PeÅŸ peÅŸe rol aldığı filmlere raÄŸmen Amerika'dan kopmadı, hayatını hep orada sürdürdü. AÅŸiret liderinin oÄŸluyla evlenmiÅŸtiDerya ArbaÅŸ, 1987 yılında ailesinin karşı çıkmasına karşın bir aÅŸiret liderinin oÄŸluyla evlenerek AÄŸrı'ya gelin gitmiÅŸti. AÄŸrı'da 1986 yılında ‘Dilan’ filminin çekimi sırasında Derya ArbaÅŸ, Tutak Ä°lçesi'ne baÄŸlı Sincan Köyü'nde oturan aÅŸiret lideri Mehmet Polat'ın oÄŸlu Nihat Polat'a gönlünü kaptırdı. Annesi Zerrin ArbaÅŸ ve diÄŸer yakınlarının karşı çıkmasına karşın Derya ArbaÅŸ, 1987 yılında Nihat Polat ile Antalya'da nikah masasına oturdu. AÅŸirete gelin giden Derya ArbaÅŸ'ın Nihat Polat'la evliliÄŸi iki yıl sonra boÅŸanmayla son buldu.Maço erkekler benden çekiniyorDerya ArbaÅŸ, boÅŸandıktan sonra uzun süre evlenmeyeceÄŸini, hayatına kimseyi sokmayacağını söyledi. Ona göre erkekler kendisinden korkuyordu. ‘‘Erkekler bana yaklaÅŸmaya korkuyor. Bence onlar zeki, dünyayı görmüş, üstelik de güzel kadınlardan korkuyorlar. Benden kaçtıklarını hissediyorum. Maçoluklarına bir ÅŸey olur diye çekiniyorlar’’ sözleriyle de bu düşüncesini açıkça dile getiriyordu. Ama bir süre sonra kalbini Steve Wilcox adlı 30 yaşında bir aktör çaldı. ‘‘Beyaz atlı prensi buldum’’ diyordu. Tiyatro okulunda tanıştığı ve birkaç yıl sonra aÅŸk yaÅŸamaya baÅŸladığı Wilcox ile beraberliÄŸi de mutlu sonla bitmedi.NiÅŸanlıydılarDerya ArbaÅŸ, bir yıldır birlikte olduÄŸu sevgilisi Erkin Alver'in kendisine aldığı niÅŸan yüzüğü ile ABD'ye gitmiÅŸti. Evlenme ve çocuk sahibi olma hayallari taşıyan ArbaÅŸ, niÅŸan yüzüğünü alınca çok mutlu olmuÅŸ ve Türkiye'ye kesin dönüş yaptıktan sonra sevgilisiyle evlenme planları yapıyordu. En medyatik aÅŸkı Derya ArbaÅŸ'ın Türkiye'de bilinen en medyatik aÅŸkı, Metin Uca'ydı. Ekranların sempatik yüzlü, sivri dilli ismi ile gözlerden de dedikodulardan uzak bir aÅŸk yaÅŸadı ArbaÅŸ. Ancak bu iliÅŸki de baÅŸladığı gibi sessiz sedasız noktalandı. Ölüm haberini alan Uca, ‘‘Annesi aÄŸlayarak beni aradı. Ne olduÄŸunu anlayamadım. Büyük bir ÅŸaÅŸkınlık yaşıyorum, inanamıyorum. Dedesinin cenazesinde uzun uzun konuÅŸmuÅŸtuk. Kalp krizi diyorlar, nasıl kalp krizi bu böyle anlamış deÄŸilim’’ dedi.Â
button