Yolsuzluğun 100 Yıllık Tarihi

Güncelleme Tarihi:

Yolsuzluğun 100 Yıllık Tarihi
Oluşturulma Tarihi: Ekim 05, 2004 16:38

Şafak Altun
Agora Kitaplığı

Haberin Devamı

"Miri malı deniz, yemeyen domuz" demi atalarımız...Büyük şair Fuzuli "Selam verdim, rüşvet değildir deyu almadılar"..."Çalıyorlar birader, çalıyorlar," diyen Adnan Menderes'ten "Benim memurum işini bilir," diyen Turgut Özal'a, "Verdimse ben verdim, ne olacak yani?" diyen Süleyman Demirel'den "ABD'deki mülklerimi kanıtlasınlar, hepsini şehit ailelerine bağışlayacağım," diyen Tansu Çiller'e kadar rüşvetin öyküsü..

Gazeteci -yazar Şafak Altun,  Türkiye’nin değişmez gündem maddesi olan yolsuzluk, “Rüşvetten Özelleştirmeye, Yolsuzluğun 100 Yıllık Tarihi” adlı kitapla kayıt altına alıyor.

Altun kitabında, yolsuzluğun sistemin bir sonucu olduğu iddiasıyla yola çıkıyor. Altun, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e miras kalan ekonomik sistemin, yolsuzluklara nasıl zemin hazırladığını bilgi ve belgeleriyle ortaya koyuyor. 15 bölümden oluşan kitabın her bölümünde, ilgili dönemin iktisadi politikasını özetleyen bir “yol” tanımlaması yapılıyor ve ardından, “yoldan çıkanlar” adı altında o dönem yaşanan yolsuzluk olaylarına yer veriliyor.

Haberin Devamı

Kitapta özellikle, Osmanlı’nın son yıllarıyla, Milli Mücadele ve Tek parti dönemlerine ilişkin ilginç yolsuzluk olayları yer alıyor. Altun’a göre, son otuz yılın en önemli siyasetçisi Süleyman Demirel’in “Aile fotoğrafı”nda olduğu gibi, her döneme damgasını vuran bir fotoğraf çekmek mümkün. İttihat ve Terakki döneminin fotoğrafında öne çıkan İsmail Hakkı Paşa ve Kara Kemal, bir yandan Parti için, bir yandan da yakınlarının ve kendilerinin şahsi çıkarları için çalışmayı ihmal etmiyorlar. Milli Mücadele döneminin fotoğrafında ise, “Aferistler” adı altında vatanın kurtuluşu için en önde mücadele edenleri görüyoruz. Kurtuluş Savaşı’nın ardından, pastadan pay almayı kendilerine hak gören bu grubun arasında Atatürk’ün silah arkadaşlarının da bulunması oldukça şaşırtıcı.

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra yolsuzluk olayları daha karmaşık ve sistemli bir hale geliyor. 60’lı yıllardan günümüze kadar geçen dönemde “Hayali ihracat”, “batırılan bankalar” ve “kamu bankalarından kullandırılan krediler” öne çıkıyor. Bu dönemin bir diğer özelliği de, bütçeleri büyüyen belediyelerin ve özelleştirme uygulamalarının da yolsuzluk olaylarıyla gündeme gelmeye başlaması.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!