Güncelleme Tarihi:
HIZLI TREN GÜZERGAHININ YAPIM ÇALIŞMALARI VE TRENİN İÇİNDEN FOTOĞRAFLAR
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Ankara-Eskişehir hızlı treninin yolculu test sürüşlerine, en geç Şubat sonunda başlanacağını bildirdi.
Yıldırım, Swissotel'de düzenlediği basın toplantısında, Ulaştırma Bakanlığının 2008 faaliyetlerini değerlendirdi.
Ankara-Eskişehir hızlı treninin test sürüşlerinin tamamlandığını ifade eden Yıldırım, altyapısı tamamlanan Ankara-Konya hızlı treninin de 2010 yılında hizmete gireceğini söyledi.
Birinci etabının ihalesi gerçekleştirilen Ankara-Sivas hızlı tren hattının yapımına başlandığını hatırlatan Yıldırım, Bakü-Kars-Tiflis Demiryolu Projesi'nin inşaatının sürdüğünü belirtti.
Hızlı tren setlerinin ikisinin geçen yıl Türkiye'ye geldiğini anımsatan Yıldırım, 10 hızlı tren setinin daha bu yıl sonuna kadar teslim alınacağını kaydetti. Yıldırım, demiryolunda yük taşımacılığında yüzde 43, yolcu taşımacılığında ise yüzde 10 artış sağlandığını, geçen yıl 264 hemzemin geçidin kontrollü hale getirildiğini bildirdi.
Yıldırım, “Bin 400 kilometre yeni demiryolu çalışması yapılıyor. 1923-1946 arasında bir yılda yapılan demiryolu uzunluğu 128 kilometreydi. 1946-2003 yılları arasında bu oran, yılda 11 kilometreye düştü. 2003'ten sonra, şu anda yıl başına düşen demiryolu yapımı 107 kilometreye ulaştı. Hala Atatürk döneminin rakamlarına ulaşamadık” diye konuştu.
KARDEMİR'de geçen yıl 64 bin ton ray üretildiğini, artık traverslerin de Türkiye'de imal edildiğini hatırlatan Yıldırım, TÜLOMSAŞ-General Electric işbirliğiyle dizel lokomotif üretileceğini, bu üretimde yüzde 51 yerli malzeme kullanılacağını kaydetti. Sakarya ve Eskişehir'in demiryolu araçları üssü haline geldiğini belirten Yıldırım, fabrikalar ve limanları ana demiryolu hatlarına bağlamayı hedeflediklerini anlattı.
Yıldırım, Ankara-Eskişehir hattında hızlı treninin yolculu seferlere ne zaman başlayacağının sorulması üzerine, Avrupa'da hızlı tren hattı inşaatlarının en az 8 yıl sürdüğünü hatırlattı. Ankara-Eskişehir hızlı tren hattının yapımına 2003'te başlandığını belirten Yıldırım, yaşanan gecikmelerin işin zorluğundan ve titizliğinden kaynaklandığını söyledi. Yıldırım, “Testler ve sertifikasyonlar yapıldı. İki küçük sorun var. AOÇ ve Sincan'daki hemzemin geçitlerin emniyet tedbirleri alınacak. Ankara-Eskişehir hızlı treninin yolculu test sürüşlerine, en geç Şubatın sonunda başlıyoruz” diye konuştu.
Hızlı tren bilet ücretlerine ilişkin bir soru üzerine de Yıldırım, bilet ücretlerinin maliyetle başabaş olacağını ifade etti. Hızlı trenin kendi kendine dönen bir anlayışla çalışacağını kaydeden Yıldırım, “Öğrencilere de iyilik yapılması benim de talebim” dedi.
'ORTADOĞU'DA AKAN KAN DURSUN'
Yeni yılın barış ve huzur getirmesini dileyen Yıldırım, Ortadoğu'da akan kanın durdurulması, yaraların sarılması ve sivil insanların hayatını kaybetmemesi için Türkiye'nin gösterdiği çabayı diğer ülkelerin de göstermesini istedi. İsrail'in orantısız güç kullanmasıyla yüzlerce masum insanın hayatını kaybettiğini vurgulayan Yıldırım, dünya toplumlarının ve BM üyesi ülkelerin birçok olayda gösterdiği hassasiyeti bu olayda göstermediğini dile getirdi. Yıldırım, “Bölgede yaşanan olaylara karşı vatandaşlarımızın gösterdiği hissiyat, infial ve mitingler anlamlıdır” dedi.
Yıldırım, coğrafi ve stratejik olarak önemli bir konuma sahip Türkiye'nin 1,4 milyar nüfusa ve 23 trilyon dolarlık bir pazara doğrudan ulaşma şansı olduğunu belirtti. 132 milyar dolar ihracatı ve 750 milyar doları bulan milli geliri ile dünyanın 16. büyük ekonomisine sahip Türkiye'nin küresel mali krizdenetkilenmemesinin mümkün olmadığını anlatan Yıldırım, ulaştırma ve bilişim yatırımlarının krizin ilacı olduğunu savundu. Yıldırım, şöyle devam etti:
“Yatırımlarımız 2009'da ve sonraki yıllarda hız kesmeden devam edecek. 2009 bütçesi yatırım ödeneklerinde yüzde 16 kesinti yapıldı ama asla ve asla Türk insanının önceliği ve ihtiyacı olan yatırımlardan kısıntı yapmayacağız. Kendi kaynaklarımızı üretmeye devam edeceğiz. Genel bütçenin kafi gelmediği durumlarda, kendi kaynaklarımızı kullanacağız. Olsa olsa yatırım takvimi uzayabilir. Kriz, uzmanlara göre 2009 ortalarını bulacaktır. Alternatif finans yöntemleriyle yapacağımız yatırımlar, bu dönemden sonra hız kazanacak. YİD yöntemleri ile yapılacak projelerin ilgi çekmeyeceğini anlamamız gerekir. Büyük projeler, alternatif finans yöntemleri ile 2009 ortasında hız kazanmaya devam edecek.”
KARAYOLLARI
AKP hükümetinin 2003 yılında 15 bin kilometre bölünmüş yol hedefi koyduğunu hatırlatan Yıldırım, “Bugün itibariyle duble yollarda bu hedefi aştık ve 15 bin 358 kilometre duble yolu bitirerek, hizmete açtık. Duble yollarda hedef büyüttük. 2009 için 17 bin, 2011 için 22 bin 500 kilometre duble yol hedefliyoruz. Türkiye'nin yol ağının üçte birinden fazlasını bölünmüş yol haline getiriyoruz” diye konuştu.
Yıldırım, geçen yıl 1500 kilometresi duble yol olmak üzere 2000 kilometreden fazla yol yaptıklarını belirterek, “Kaza oranında yüzde 64, ölüm oranında yüzde 89, yaralanma oranında yüzde 73 ve maddi hasar oranında yüzde 65 azalma sağlandı” dedi.
Bu yıl Ankara-İzmir, Afyonkarahisar-Antalya, Ankara-Çankırı, Şanlıurfa-Habur, Bozöyük-Mekece ve Bursa-Balıkesir-İzmir yollarının tamamlanacağını ve 17 bin kilometre asfalt yenilemesi yapılacağını anlatan Yıldırım, 2008 bütçesi 1 milyar 760 milyon YTL olan Karayolları Genel Müdürlüğüne 6,5 milyar YTL ek bütçe verildiğini, Karayolları'nın 2009'a borçsuz girdiğini dile getirdi.
Karayolu Taşıma Kanunu'nun AB standartlarına uygun hale getirildiğini ifade eden Yıldırım, karayolu taşımacılık sektörünün yüzde 95'inin lisanslandığını belirtti. Araç muayenelerinin artık kağıt üzerinden değil, araç üzerinden yapıldığını vurgulayan Yıldırım, büyükşehirlerde vardiya usulüne geçildiğini, gerekirse ilave araç muayene istasyonları açılacağını söyledi.
HAVACILIK
“Havayolunu halkın yolu haline getirdiklerini” ve uçakla seyahati ihtiyaç haline dönüştürdüklerini kaydeden Yıldırım, 6 ayda 6 milyon insanın ilk kez uçağa bindiğini ifade etti.
2002'de tek işletmeci ile 2 merkezden 25 noktaya yapılan uçuşların geçen yıl 5 havayolu şirketi ile 7 merkezden 43 noktaya yapıldığını dile getiren Yıldırım, yurt dışı uçuş noktasının 78'den 115'e çıktığını bildirdi. 2008'de taşınan yolcu sayısının 74 milyonu aştığını anlatan Yıldırım, bu yıl Hatay, Kayseri, Erzincan, Sivas, Batman ve Kars havaalanlarına yeni terminal binaları yapılacağını, Afyonkarahisar, Uşak ve Kütahya'ya hizmet verecek Zafer Havaalanı ile Çukurova Bölgesel Havaalanı'na ilişkin çalışmaların devam ettiğini belirtti. Yıldırım, “Bingöl, Iğdır, Hakkari (Yüksekova) ve Şırnak Havaalanı yapımını da 2009 programına aldık” dedi.
DENİZCİLİK
Bakan Yıldırım, denizcilik sektöründe kullanılan yakıttan ÖTV alınmaması uygulamasının “devrim” niteliğinde olduğunu söyledi.
“Böylece sektöre 1 milyar 300 milyon YTL destek sağlandı” diyen Yıldırım, denizlerde geçen yıl 150 milyon yolcu ve 8 milyon araç taşındığını, yolcu taşımacılığında yüzde 50, araç taşımacılığında ise yüzde 71 artış sağlandığını belirtti.
Yıldırım, 2002 yılında 37 olan tersane sayısının 92'ye çıkarıldığını, gemi inşasında Türkiye'nin dünya 23'üncülüğünden 5'inciliğe yükseldiğini ifade etti.
BİLİŞİM
Binali Yıldırım, 9 Kasımda başlayan numara taşınabilirliği uygulamasını vatandaşın sevdiğini ve 700 bin numaranın taşındığını bildirdi.
Yıldırım, geçen yıl yapılan Üçüncü Nesil Mobil İletişim Sistemleri (3G) ihalesi ile Hazine'ye tek kalemde 2 milyar dolar kaynak sağlandığını söyledi. 3G uygulamasının bu yılın ilk yarısında başlayacağını kaydeden Yıldırım, e-devlet uygulamasının ise başlatıldığını anımsattı.
Geçen yıl 40 bin okula genişbant internet erişimi sağlandığını, kablo erişimi olmayan 5 bin köye uydu üzerinden genişbant internet ulaştırıldığını anlatan Yıldırım, Elektronik bütün santrallerin sayısal hale getirildiğini, 3 bin 20 okula teknoloji sınıfları açıldığını söyledi.
Bakan Yıldırım, 2003'e göre Türk Telekom çağrı sonlandırma ücretlerinin yüzde 58, GSM çağrı sonlandırma ücretlerinin yüzde 60 düştüğünü, konuşma trafiğinin ise 2008'de 105 milyar dakika olduğunu vurguladı.
Mobil kapsamanın nüfusa göre yüzde 98,5'e, coğrafi kapsama oranına göre yüzde 83,5'e ulaştığını belirten Yıldırım, nüfusu 500'e kadar olan yerlerin tamamında cep telefonların çektiğini söyledi.
Yıldırım, TÜRKSAT 4A uydusunun ihalesinin bu yıl yapılacağını, ilk milli uydu TÜRKSAT 5A uydusu için Savunma Sanayi Müsteşarlığı ile TÜRKSAT A.Ş'nin çalışma yürüttüğünü dile getirdi.
Ulaştırma Bakanlığının 2 bin 352 projesi olduğuna dikkati çeken Yıldırım, “Ulaştırmayı çığ gibi büyüyen sorunlarla devraldık, çığ gibi büyüyen hizmetlerle geleceğe taşıyoruz” dedi.
YOUTUBE YASAĞI
Yıldırım, “Youtube” internet sitesinin yasağına ilişkin soruyu yanıtlarken, söz konusu firmanın yetkilileriyle görüştüklerini söyledi. Amaçlarının asla yasak getirmek değil, suçlarla suç oluşmadan mücadele etmek olduğunu anlatan Yıldırım, yasakların yargı kararı ile getirildiğini, yargı kararlarına da müdahalenin söz konusu olmadığını dile getirdi. Yıldırım, şöyle devam etti:
“Bakın, yerel seçimlerle ilgili hükümet bir düzenleme yaptı. Anayasa Mahkemesi de bunu uygun olarak telaki etti. Ama Danıştay bunu bozdu. YSK da önce kabul etti, sonra bu karara uydu. Görüyorsunuz Türkiye'de yürütme, yasama, yargı hepsinin alanları ayrı. Dolayısıyla mahkemelerin verdiği kararı, yine mahkemeler kaldırır ve bu konuda yasal düzenleme değişikliğine gidilir, o zaman kalkar. Buradaki sorun, ilgili kurumun, getirilen bazı düzenlemelere, kurallara uymakta isteksiz davranmasından kaynaklanıyor. Başka ülkelerde yerelleştirme çalışmalarını yaparken, güvenlik belgesi alırken, Türkiye'ye gelince bunları yapmaya yanaşmıyor. Bu da Türk mevzuatına karşı açık bir ihlaldir. Yasak olabilecek içerik kaldırılması gerekirken, bazen site toptan da kapatılabiliyor. Bu, yargıda bilişim ile ilgili suçlara nasıl bakılacağı yönünde tecrübe birikiminin artmasıyla aşabileceğimiz bir konudur. İnternet Kurulu, bir çalışma içerisinde. Biz de bunu Adalet Bakanlığı yoluyla mahkemelere göndereceğiz. Böylece, uygulamadaki yanlış anlaşılmaları da ortadan kaldıracağız. Amaç hiçbir zaman bilgiye erişimi yasaklamak değil ama çocuklarımızı milli değerlerimize açıktan hakaret eden faaliyetlere de seyirci kalamayız.”
İSTANBUL BOĞAZI'NA 3. KÖPRÜ
“İstanbul Boğazı'na yapılacak 3. köprünün ihalesi, küresel mali kriz nedeniyle daha sonraya ötelenebilir mi?” sorusu üzerine, İzmit Körfez Geçişini de içeren İzmit-İzmir Otoyolu'nun ihale tekliflerini 9 Nisan'da alacaklarını hatırlattı.
Yıldırım, “Bu bizim için çok önemli bir ölçü olacak. Eğer burada sonuç alırsak, ondan sonra 3. köprü ve diğer otoyol projeleri de bunu takip edecek. Körfez Geçisi ve İzmir Otoyolu ihalesi, YİD projelerine ilişkin bizim için önemli bir gösterge olacak. 3. köprü projesine ilişkin her şey hazır” diye konuştu.
VERGİ İNDİRİMİ
Yıldırım, Özel İletişim Vergisi'nde indirim yapılmasının planlanıp planlanmadığına ilişkin soruyu yanıtlarken, deprem döneminde geçici konan vergilerin, daha sonra kalıcı hale getirildiğini hatırlattı.
Geçen yıl sonunda Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın mobil ve sabit internetteki vergi oranlarının yüzde 5'e düşürüleceğini söylediğini belirten Yıldırım, “Biz bunun takipçisiyiz ve bunu gerçekleştireceğiz. 2009'da hem sabit hem mobil internette indirim olacak. Kriz zamanında hiçbir alanda böyle bir indirim yok” dedi.
TERSANELER
Geçen yıl Tuzla tersanelerinde yaşanan iş kazalarının hatırlatılması üzerine Yıldırım, tersanelere ilişkin bir yönetmelik çıkardıklarını belirtti.
Yıldırım, denizci yetiştiren okul sayısını 17'den 34'e çıkardıklarını, Tuzla'da meslek hastanesi kurduklarını ve 2 meslek okulu, hastane ile yurttan oluşan bir kompleksin temelini attıklarını söyledi.
Binali Yıldırım, tersanelerin küresel mali krizinden en fazla etkilenen sektörlerin başında geldiğini ve sipariş iptallerinin yaşandığını da belirtti.
CHP'DE DİNLEME CİHAZI
Yıldırım, “CHP Genel Merkezi'nde dinleme cihazı bulunduğu” yolundaki haberle ilgili soruyu şöyle yanıtladı:
“Biz dinlemenin hiçbir yerinde yokuz. Anayasa uyarınca, yargı kararı olmadan dinleme yapılamaz. Dinlemeye yetkili kuruluşlar dışında, dinleme hakkı olan hiçbir kuruluş yok. Bunlar da hakim kararı ile dinleme ve sinyal izleme yapabilirler. Bunların dışındakiler suçtur ve 3-5 yıla kadar cezayı gerektirir. Sürekli “dinleniyoruz” diye şuurumuzun bozulması, paranoyaya dönüştürülmesi kabul edilebilir değil. Bütün bu gerçekler ortadayken ısrarla yasal olmayan yollardan bilgilere erişmek, şantaj yapmak ne ahlakidir ne de kanunidir. 'Ana muhalefet partisinde böcek bulunmuş, dinlenmiş' şeklinde haberler duyuyoruz. Bunun tespiti nedir? Yasal yollara başvurmak, polisi çağırmaktır. 'Polise güvenmiyorum' deyip, işin içinden çıkmak, siyasi sorumluluğa sığan bir şey değil. Polise hepimizin ihtiyacı var. Polis, asker, jandarma bu ülkenin güvenliğini ve toplumsal barışı sağlamada en önemli kurumlarımızdır. Bunların yıpranmamasına özen göstermemiz lazımdır. Her kurumda yanlış yapan olabilir ama toptancı bir bakışla kurumları kötülemek, bu ülkeye bir fayda sağlamaz.”
BAZ İSTASYONLARI
Yıldırım, yönetmeliğe uygun kurulup işletilen baz istasyonlarının “uzun zaman diliminde zarara neden olacağına” karar veren Yargıtay'ın, baz istasyonunun yerleşim yerlerinden uzak, uygun bir yere taşınmasına hükmetmesinin hatırlatılması üzerine, her nimetin bir külfeti olduğunu söyledi. Baz istasyonlarının sağlığa zararlı olduğuna dair şu anda ispatlanmış bir durum olmadığını ifade eden Yıldırım, şunları kaydetti:
“Haberleşmenin kesintisiz sağlanması için baz istasyonları şarttır. Bunlar olmazsa haberleşme olmaz. Ya cep telefonlarından vazgeçeceğiz ya da baz istasyonları ile yaşamaya alışacağız. Kararı vatandaş verecek. 'Kaldırın' derse, biz hepsini kaldırırız ama ondan sonra haberleşme ne hale gelir onu bilemem. Oylama yapılır, vatandaş 'kaldırın' derse, hepsini keser atarız, otururuz sen sağ, ben selamet. Ne arayan olur, ne aranan olur, hayat daha sakin olur. Bu işin latifesi. İletişim olmaya devam edecek. Olumsuz etkileri varsa, onları da göz ardı edemeyiz. Gelen şikayetleri değerlendiriyoruz. Mutlak zararlı manyetik alan oluşan yerler varsa, onları mutlaka kaldırıyoruz.”
E-İMZA ÜCRETLERİ
Elektronik imza ücretlerinin yüksek olduğunun dile getirilmesi üzerine Yıldırım, sabit e-imzanın yıllık maliyetinin 100 TL civarında, mobil imzada ise bu bedelin “yok gibi” olduğunu söyledi. mobil imza kullanımının yaygınlaştığını dile getiren Yıldırım, “e-imza sertifikası veren kuruluşlar eğer varlıklarını sürdürmek istiyorsa bu tarifelerde ısrar etmeleri, kendilerinin sonunu hazırlamak anlamına gelir. Fiyat politikalarını bir kez daha gözden geçirmeleri iyi olur” diye konuştu.