Güncelleme Tarihi:
Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, YÖK’ün “katsayıyı kaldırma” kararına, “Alınan kararla yargı kararlarıyla elbette ki çelişiyor. Bu hukukun ortadan kaldırılması çalışmasıdır” dedi. Adalet eski Bakanı Hikmet Sami Türk ise “Karar yargı kararlarına aykırıdır. YÖK kendisini özerk Cumhuriyet sayıyor” dedi. YÖK’ün daha önce üniversiteye girişte katsayı farkını kaldıran kararını Danıştay 8. Dairesi, “Kararın, eğitim sistemine, hukuka uygun oldukları istikrar kazanmış yargı kararları ile de ortaya konulmuş olan amaç ve ilkelerine, hukuka ve hakkaniyete uygun değildir” gerekçesiyle iptal etmişti. Katsayı ile ilgili tartışmalar Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın AKP’nin kapatılması istemiyle açtığı davanın iddianamesine de dayanak oluşturdu.
YÖK Genel Kurulu, üniversiteye giriş sınavında yerleştirme puanlarının hesaplanmasında kullanılan katsayı uygulamasını kaldırıldı. Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan başkanlığında dün toplanan YÖK Genel Kurulu’nda, katsayı uygulamasının her aday için 0.12 olarak belirlendiği, sınava giren adaylar arasında fark kalmadığı için katsayının fiilen kaldırılmış olduğu kaydedildi. 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun “Yükseköğretime Giriş” maddesinde, “Mesleğe yönelik programlar uygulayan liselerin mezunları, Yükseköğretim Kurulu tarafından belirlenecek aynı alanda bir yükseköğretim kurumuna girerken, başarı notları ayrıca tespit edilecek bir katsayı ile çarpılmak suretiyle değerlendirilerek giriş sınavı puanlarına eklenir” hükmü yer alıyor. Mevcut uygulamada, üniversiteye giriş sınavında öğrencilerin yerleştirme puanları hesaplanırken kendi alanıyla ilgili program tercihinde Ağırlıklı Ortaöğretim Başarı Puanları (AOBP) 0,15 katsayısıyla, alan dışı tercihte ise 0,12 katsayısıyla çarpılıyordu.
"TELAFİSİ GÜÇ VE İMKANSIZ ZARARLAR OLUŞACAK"
YÖK Genel Kurul’un dün aldığı katsayı kararı yargı kararlarıyla çelişiyor. Danıştay 8. Dairesi, 2009 yılında, YÖK’ün aldığı kararla üniversiteye girişte katsayı farkını kaldıran kararının yürütmesini oy birliği ile durdurarak, milli eğitim sisteminin yönlendirmeye ilişkin kuralları ile 2547 sayılı Yasanın 45. maddesinde yer alan kurallar yürürlükte ve uygulanıyorken, bu kuralların uygulanmasını bertaraf edecek şekilde alınan dava konusu kararın, eğitim sisteminin örgütleniş biçimindeki bütünlüğü bozacak nitelik taşıdığı ve uygulamada karşılaşılan sorunların giderilmesi amacının dışına çıkıldığının görüldüğü vurgulanmıştı. Kararda, “Katsayıyı kaldırma kararının dayanağının yasa hükümlerine aykırı olduğu gibi eğitim sisteminin, hukuka uygun oldukları istikrar kazanmış yargı kararları ile de ortaya konulmuş olan amaç ve ilkelerine, hukuka ve hakkaniyete uygun değildir. Dava konusu kararın uygulanması halinde telafisi güç ve imkansız zararlar oluşacağı da açıktır” denilmişti. Kararda şu uyarılar yer almıştı:
“Herkese eşit bir katsayı uygulaması öngörülmüş olmakla, farklı hukuki statüdeki öğrencilerin aynı konumda değerlendirilmesi sonucu anayasal eşitlik kuralı ile çelişkili bir durum yaratılmıştır. Bu uygulama hukuksal statüsü farklı olanları eşit koşullara tabi kılarak hak kaybı ve ihlaline sebep olacaktır. Fırsat ve imkan eşitliğinin ruhuna ve amacına uygun olarak yönlendirme suretiyle kademelerden geçerek verilen haklardan eşit olarak yararlandırılmış olan bireylerin, bu eğitim kurumları içinde seçtikleri okul ve alan nedeniyle elde ettikleri hukuksal statünün farklı olması da kaçınılmazdır. Mesleki eğitimin özendirilmesi ile katsayı uygulamasının kaldırılması arasında mutlak anlamda bir sebep sonuç ilişkisinin varlığından söz edilmesi mümkün değildir. Mesleki ve teknik eğitimin özendirilmesinin, eğitim kalitesinin arttırılmasına, ülkenin istihdam politikasına, ekonomik, sosyal ve kültürel beklentilerine göre bu okullardaki eğitimin yeniden yapılandırılması gibi başka kriterlerle sağlanabileceği açıktır.”
DANIŞTAY’DAN KATSAYI FARKI VURGUSU
Danıştay 8. Dairesi, YÖK’ün 17 Mart 2010 tarihinde aldığı yeni katsayı kararı hakkında açılan davanın gerekçesinde ise “yükseköğretime giriş sınavında öğrencilerin ortaöğretim başarı puanlarının sınav sonucuna yansıtılmasının alan içi ve alan dışı tercihlerde katsayı uygulanması kriterine bağlanması, katsayı farkının olması gerektiği ve eşitlenemeyeceği ancak katsayı oranları belirlenirken idarenin bu konudaki takdir yetkisini maddi olay ve hukuk düzenindeki değişikliğe bağlı olarak kullanabileceği” vurgulamıştı.
KATSAYI AK PARTİ’NİN KAPATMA DAVASI İDDİANAMESİNDE DE YER ALDI
Katsayı konusu Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından AK Parti’nin kapatılması istemiyle hazırlanan davanın iddianamesinde de yer aldı. İddianamede, “Milli Eğitim Bakanlığı Açık Öğretim Lisesi Yönetmeliği ile imam-hatip lisesi mezunlarına, çift diploma edinmeleri suretiyle üniversiteye girişte 1999 yılından beri uygulanan katsayı uygulamasının bertaraf edilmesi imkanının sağlandığı, ayrıca öğrencilerin türbanlı, sakallı olarak derslere devam etmeleri olanağının tanındığı” öne sürüldü.
ANAYASA MAHKEMESİ VE DANIŞTAY KARARLARI ORTADA
Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, YÖK'ün “katsayıyı kaldırma” kararını . Kanadoğlu, Anayasa Mahkemesi’nin ve Danıştay’ın kararlarının ortada olduğunu anımsatarak, “Perşembenin gelişi çarşambadan belli. Alınan kararla yargı kararlarıyla elbette ki çelişiyor. Bu hukukun ortadan kaldırılması çalışmasıdır. Biz oldurduk, oldu mantığıdır bu. Hukukla ilgisi yok. Bunları yaşayacağız. İlerde inşallah hukuk üstün kılınır. Anayasa Mahkemesi’nin Danıştay’ın kararları birer birer ortadan kaldırıldı, uygulanamaz hale getirildi. Ses çıkarmayanlar, arkadan geleceklere de susmak zorunda kalacaklardır” dedi.
KARAR YARGIYA TAŞINABİLİR
Adalet eski Bakanı Hikmet Sami Türk ise 2547 sayılı Kanun’da katsayı konusunda açık hüküm bulunduğunu belirterek, YÖK’ün katsayıyı kaldırmasıyla kanunu görmezden geldiğini savundu. Türk, “Bir yasa hükmü var. YÖK’ün bu kararı, kanun değiştirilmedikçe yargı kararlarına aykırıdır. YÖK, kendisini özerk Cumhuriyet sayıyor. Katsayının amacı dengeyi sağlamak içindir. İdarenin eylem ve işlemlerinde yargı yoluna başvurulabilir” dedi.