Güncelleme Tarihi:
YÖK Başkanı Prof. Dr. ERdoğan Teziç, hem başkanlık hem yarı başkanlık sistemlerinin “krize çok açık rejimler” olduğunu belirterek, “Türkiye koşullarında hiç önerilmemesi gerekir” dedi.
YÖK Genel Kurulu, Teziç, başkanlığında toplandı.
Toplantıya verilen arada gazetecilerin sorularını yanıtlayan Teziç, “Anayasa değişikliği paketini nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusu üzerine, anayasa değişikliğini “çok aceleye getirilmiş, gayri ciddi bir çalışma” olarak nitelendirdi.
“Üzerinde uzun uzun tartışmalar yapılacak bir süreçten geçmesi gerekirdi en azından” diyen Teziç, şöyle devam etti:
“Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesine yönelik yapılan düzenleme Türkiye'de otoriter rejime davetiye çıkarma sonucunu doğurur. Çok tehlikelidir. Halk tarafından seçilmesi çok tehlikelidir. Çünkü, halk tarafından seçilecek izlenimi verdiği zaman adayları kim belirleyecek? Parti liderinin sunduğu aday seçilecek. Bu, demokratik bir seçim mi olacak? Bu çok ayrı bir sistemdir. Başkanlık sistemi yalnız ABD'de uygulanabilmektedir. Tarihi özellikleri vardır bu rejimin. Latin Amerika ülkeleri bu sisteme özendikleri bir dönemde askeri darbelerden başlarını alamamışlardır. ABD dışında uygulaması yoktur. Parlamenter rejimlerin ulusal özellikleri anayasaya yansır. Her ülkenin özelliği parlamenter rejimine yansır. Parlamenter rejimlerin özelliği de krizleri çözebilme konusunda pek çok anayasal fırsatı sunmuş olmasıdır.
Yarı başkanlık sistemi Fransa'da uygulanan bir model olup, 10. yılında kriz yaşamış bir rejimdir. 1968'de general De Gaulle büyük bir krizle karşılaştı. Olağanüstü yetkilerin devlet başkanına verilmesi gerekiyordu. O tarihte General De Gaulle otoritesinin sarsıldığı bir ortamda, öğrenci olaylarında Almanya hududuna gidip askerlerden destek istedi.
Krize çok açık rejimlerdir bunlar. Türkiye koşullarında hiç önerilmemesi gereken bir rejimdir hem başkanlık hem yarı başkanlık. Bunun uzmanlarının sözlerini daha bitirmediği bir acelecilikle getirildi. Bu kadar kısa zamanda, 10-15 günlük bir kısa zaman diliminde bu kadar ciddi konular sonuçlandırılamaz. Doğru değildir. Sonraki sorunları yaşamamak için ben bir anayasacı olarak bu hatırlatmayı yapmak istiyorum.”
“REJİM KRİZİNE YOL AÇABİLİR”
Bir gazetecinin “Peki bu darbeye mi neden olur” sorusu üzerine Teziç, “Darbe kelimesini kullanmak istemiyorum, rejim krizini tercih ediyorum” dedi.
“Rejim krizine yol açabilir” diyen Teziç, şöyle devam etti:
“Devlet başkanı yetkileri ayrı ele alınır, yasama organları yetkileri ayrı ele alınır. Yargının bağımsızlığı başka bir biçimde özenle gündeme getirilir. Yarı başkanlık diyorsanız onun da devlet başkanı yetkileri ayrıdır. Sonra halk tarafından seçildiği zaman devlet başkanı artık tarafsız bir devlet başkanı değildir. Partili bir devlet başkanı söz konusudur. Tarafsızlığı bitmiştir. Hakem rolünü oynayacak bir devlet başkanı yoktur ortada. Bir partinin desteği ile seçilir.
ABD'de başkan bir partinin adamıdır. Ama ABD'de aday seçimi ön seçim yoluyla bir buçuk yıl öncesinden başlar. Parti üyesi olmayanların da katıldığı bir süreçte başkan adayı belirlenir. Çok değişik bir yapısı vardır bu sistemlerin.
Bugün bize önerilen sistemin anayasa hukukunda bir adı yoktur. Ne başkanlık ne yarı başkanlık... Bu aceleye getirilmiş bir yasak savmadır. Halk tarafından seçtirilerek güya demokratiklik sağlanmak isteniyor. Hayır, bu biçimiyle halk tarafından devlet başkanı seçilmesi aldatmacasına kimse girmesin.”
“BİR AN ÖNCE SÜREÇ DURDURULSUN”
Teziç, “Tavsiyeniz ne olur” sorusu üzerine, şunları söyledi:
“Bir an evvel bu süreci durdurup yürürlükteki sistemimizle seçimleri yapalım. Ondan sonra, seçimden sonra bu konu tekrar parlamentoya gelir belki. Tartışılır. Bunun için ayrı bir kurucu meclis kurulu kurulur. Bu seçimleri tartışmak lazım. Bu kadar aceleye getirip, içinde hukuki hatalar olan bir metnin halk oyuna sunulması Türk seçmenine yapılabilecek en büyük baskıdır. Böyle oldubittiye getirilemez bu iş.”
“BÜTÜN SİSTEMİ ALTÜST EDER”
Türkiye'nin milli mücadeleden gelen bir sistemi ve anayasal düzenlemelerinin bulunduğunu anlatan Teziç, şöyle konuştu:
“Cumhurbaşkanının tarafsızlığı üzerinde çok durulmuştur. Hep bu istek, arzu vardır. Bunu sağlamanın yolları 1961 anayasasında olsun, 1982 anayasasında olsun özenle korunmaya çalışılmıştır. Bunları bir kenara koyup, taraflı, partili birinin devlet başkanı makamına oturması Türkiye'de bütün sistemi altüst eder. Partili olmaya doğru giden bir istek var. Bugün parlamentodaki siyasi çoğunluk sadece siyasi iktidarı değil ama devlet iktidarını da ele geçirmek istiyor. Düzenleme budur.”
Teziç, konuya ilişkin kitabını gazetecilere dağıttı.
“SEÇİM YATIRIMINA YÖK ALET OLAMAZ”
Teziç, “Hükümetin 17 yeni üniversite açılması kararı konusunda ne diyorsunuz” sorusunu ise şöyle yanıtladı:
“Bu konuda bizim görüşümüz alınmadı. Soruldu bize... Fakat bu bir çalışma sürecidir. Bu kadar yoğunluğun arasında aceleye getirilerek bir seçim yatırımına YÖK alet olamaz. YÖK, 17 üniversitenin bir çoğunluğun seçim yatırımı amacıyla kullanılmasına araç olmaz. Biz akademik planda değerlendiririz, görüşümüzü bilahare bildiririz.”