OluÅŸturulma Tarihi: Ekim 09, 2004 00:00
AB'nin İlerleme Raporu'nun "Ekonomik Kriterler" bölümünde, Türk ekonomisinde, satın alma gücü ile istihdamın krizin etkilerini taşıdığı vurgulandı. Kriz darbesine rağmen mutlak yoksulluğa nadir rastlandığı belirtilen raporda, "Bunun nedenleri geleneksel aile bağları ile kayıtdışı çalışmadır" denildi.AVRUPA Birliği (AB) İlerleme Raporu'nda, ekonomik krizin yol açtığı önemli bozulmaya rağmen, Türkiye'de nüfusun geniş bir bölümünde "mutlak yoksulluk"a seyrek rastlandığı savunuldu. Raporda bu durumun iki nedeni "geleneksel aile bağları ile aile bireylerinin düzensiz ve kayıtdışı işlerde çalışması" olarak gösterilirken, "Buna rağmen, yoksulluk eşiğindeki insanların sayısı artmaktadır" denildi. AB Raporu'nun "Ekonomik Kriterler" bölümünde, ekonomide 1999 yılından bu yana yaşanan ekonomik gelişmelere yer verilirken, ekonominin toparlanma sürecine girdiği belirtildi. Sağlanan en önemli kazanımın, 1999'da yüzde 65 olan enflasyonun, tek haneli rakamlara düşmesi olduğu vurgulanan raporda, Merkez Bankası ile Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) bağımsızlığıyla ilgili yasal düzenlemelerin öneminden sözedildi.KRİZİN ETKİLERİ SÜRÜYOR"Ancak yaşanan son gelişmelere karşın, ekonomik ve sosyal koşullar hálá iki krizin etkisi altındadır" ifadesi dikkat çeken rapordaki tesbitler şöyle:Satın alma gücü standartlarına göre, kişi başına düşen milli gelir, hálá krizden öncesi seviyelere ulaşamadı. Çalışma yaşındaki nüfus, her yıl yüzde 2 oranında artarken. düşük büyüme ve düşük istihdam yaratılmasına bağlı olarak, işgücü piyasasındaki dengesizlikler de arttı. Son beş yılda kayıtlı çalışan sayısı 600 bin kişi azaldı. Aynı dönemde çalışan nüfus 4.6 milyon kişi arttı.Yetersiz talebe bağlı olarak, 15-64 yaş grubundaki çalışan nüfusun istihdamdaki oranı 1999'da yüzde 50.8'ken, 2003'de bu oran yüzde 45.5'e geriledi. İşsizlik oranı, 1999'da yüzde 7.7'yken, 2004'ün ilk çeyreğinde yüzde 12.4'e yükseldi. Genç işsizlerin oranı yüzde 15'den yüzde 20.5'e yükseldi.Ekonomide yaşanan ciddi bozulmaya rağmen, Türkiye'deki nüfusun geniş bir kısmında mutlak yoksulluğa ender rastlanıyor. Bu durumun en önemli iki sebebi ise geleneksel güçlü aile bağları ile kayıtdışı ve düzensiz işlerin varlığı. Yoksulluk riskine ilişkin tehlike eşiğindeki insanların sayısı arttı.KOALİSYON ENGELLEDİ İlerleme Raporu'nda, 1999'da kamu finansmanındaki bozulmayı gidermek ve kronik enflasyonu düşürmek amacıyla reform programı hazırlandığı hatırlatılarak, "Ancak koalisyon hükümetinin farklı öncelikleri bu süreci engelledi" denildi.
Seçim sonrası gelen hükümetin bu reform sürecini sürdürdüğü belirtilen raporda, "Ekonomik sorumlulukların beÅŸ ayrı bakana dağıtılmış olması politikaların düzenlenmesi koordinasyonu ve uygulamayı engellemektedir" eleÅŸtirisi yer aldı. SaÄŸlanan en önemli kazanımın, 1999'da yüzde 65 olan enflasyonun, tek haneli rakamlara düşmesi olduÄŸu vurgulanan raporda, "Bu baÅŸarının arkasındaki temel faktörler; sıkı maliye politikaları, kamu sektöründeki maaÅŸ artışlarının frenlenmesi ve fiyat istikrarına odaklanan Merkez Bankası'nın artan kredibilitesi" yorumu yer aldı. FT: Türkiye'nin yoksulluÄŸu AB'yi kaygılandırıyorFINANCIAL Times Gazetesi'nde yayınlanan "Türkiye’den Korku" baÅŸlıklı bir haberde, Türkiye’nin Avrupa BirliÄŸi (AB) üyeliÄŸine iliÅŸkin kaygının sadece insan hakları ve dininden kaynaklanmadığını, ekonomik istikrarsızlık yaÅŸayan büyük ve yoksul bir ülke oluÅŸunun da önemli bir kaygı unsuru olduÄŸunu belirtti. Türkiye’nin hem büyüme, hem de enflasyonun düşüşünü saÄŸlayan politikaları güçlendirerek yardımcı olabileceÄŸini ifade eden gazete, Merkez Bankası’nın son beklentiler anketinin, 2001 krizinden bu yana makro ekonomik göstertergelerde önemli bir ilerlemeye iÅŸaret ettiÄŸini kaydetti. Anketin bu yıl için yüzde 8.3 büyüme ve yüzde 9.7 yıl sonu enflasyonu beklentisini ortaya koyduÄŸuna dikkat çeken gazete, bunun, 30 yılı aÅŸkın bir sürenin ilk tek haneli enflasyonu olduÄŸunu vurguladı. Financial Times "En büyük bulut, analistlerinbu yıl bir kat artışla GSYÄ°H’sinin yüzde 4.5’ine çıkmasını bekledikleri, lirayı istikraksızlaÅŸtırma potansiyeli bulunan, cari iÅŸlemler açığıdır" diye yazdı. AB serbest dolaşımı engelleyemezÇALIÅžMA ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat BaÅŸesgioÄŸlu, "Avrupa BirliÄŸi'nin (AB) Türk iÅŸgücünün kalıcı olarak serbest dolaşımını engelleyecek herhangi bir hükmü kabul edilemez" dedi. BaÅŸesgioÄŸlu, AB yetkililerinin Türkiye üye olursa; Türk iÅŸ gücüne kalıcı önlemler alınabileceÄŸi yönündeki açıklamaları anımsatılınca, "Serbest dolaşım"ın AB'nin temel esası olduÄŸunu belirtti. BaÅŸesgioÄŸlu, serbest dolaşımın "geçici kısıtlanmasını" anlayışla karşılayabileceklerini söyledi. BaÅŸesgioÄŸlu, serbest dolaşımı kalıcı olarak yasaklamanın AB müktesebatına ve birliÄŸin felsefesine aykırı olduÄŸunu anlattı. BaÅŸesgioÄŸlu, bu çerçevede Avrupalı liderlerle görüşüleceÄŸini belirterek, diÄŸer ülkelere ne uygulandıysa Türkiye'ye de aynı ÅŸartların uygulanması konusunda çalışacaklarını sözlerine ekledi. Ä°KV: Müzakere süreci için AB Bakanlığı kurulsun Ä°KTÄ°SADÄ° Kalkınma Vakfı (Ä°KV) BaÅŸkanı Davut Ökütçü, müzakerelerin siyasi düzeydeki sorumluluÄŸunun diÄŸer aday ülkelerde DışiÅŸleri Bakanı ya da AB'den sorumlu Bakan tarafından yürütüldüğünü belirterek, AB Bakanlığı'nın düşünülmesini hükümetin dikkatine sunduklarını söyledi. Ökütçü, Ä°lerleme Raporu'nun bazı alanlarda getirdiÄŸi yeni öneriler ve çekincelere raÄŸmen, bütün olarak deÄŸerlendirildiÄŸinde Türkiye-AB iliÅŸkilerinde çok önemli bir açılım yarattığını kaydetti. Ökütçü, Komisyon'un raporda Türkiye'nin siyasi kriterleri yeterli düzeyde karşıladığı görüşünde olması ve katılım müzakerelerinin açılmasını önermesinin, Türkiye'yi AB üyeliÄŸine bir adım daha yaklaÅŸtıran ve beklentileri karşılayan bir ifade olduÄŸunu söyledi.Ökütçü, Aralık ayındaki zirvede Türkiye ile gecikmeksizin müzakerelere baÅŸlama kararının verileceÄŸini umduklarını belirtti.Eichel: Türkiye AB'nin geleceÄŸini güçlendirecekFEDERAL Almanya Maliye Bakanı Hans Eichel, Türkiye'nin AB'ye girmesini Almanya'nın 17 Aralık'ta da açıkça destekleyeceÄŸini ifade etti. Eichel, ÅŸunları söyledi: ‘Türkiye'ye müzakere tarihi verilmesine muhalefet edenler ÅŸunu iyi bilmelidirler ki, birbirimizin ayağına basarak ilerlememiz mümkün deÄŸildir. BaÅŸarıya gidebilmemiz için iÅŸbirliÄŸi yapmak zorundayız. Türkiye, Avrupa BirliÄŸi’nin geleceÄŸini güçlendirecektir. Türkiye iÅŸin daha başında bulunmaktadır. Önünde yapması gerekenler ve aÅŸması gereken bir süreç vardır. Bu süreçte önemli olan güçlükleri aÅŸmaktır ve AB ülkelerinin bu konuda Türkiye'ye destek vermeleri gerekiyor. Hızdan ziyade yön çok daha önemlidir.’Paksoy: Türkiye'nin deÄŸiÅŸim tarihi baÅŸladıAVEA Genel Müdürü Cahit Paksoy, Türkiye'nin idari yapısının ciddi bir deÄŸiÅŸim sürecinde olduÄŸunu vurgulayarak, "Türkiye'nin deÄŸiÅŸim tarihi baÅŸladı" dedi. Yabancı Sermaye DerneÄŸi ve Kadir Has Ãœniversitesi Hukuk Fakültesi tarafından düzenlenen "Türkiye'deki Yabancı Sermaye Yatırımlarının Önündeki Ä°dari Engeller" toplantısında konuÅŸan Paksoy, 58'inci ve 59'uncu hükümetlerin yabancı sermayenin Türkiye'ye çekilmesi için yoÄŸun çalışmaları olduÄŸunu ve Türkiye'nin ciddi bir reform sürecine girdiÄŸini söyledi. Yabancı sermaye açısından güven unsurunun çok önemli olduÄŸunu vurgulayan Paksoy, "Bu güvenin saÄŸlanması için reform sürecininin hızlandırılması, hızlandırılırken de iÅŸin kilit noktalarına bakılması lazım" dedi. Yabancı sermayenin 2003 yılında Türkiye'den dışarıya kaçma aÅŸamasına geldiÄŸini hatırlatan Paksoy, bugün bu sürecin tersine çevrildiÄŸine dikkat çekti. KonuÅŸmasında, Avea'nın Türkiye'nin en büyük yabancı sermaye ÅŸirketi olduÄŸuna dikat çeken Paksoy, Avea'nın oluÅŸmasını saÄŸlayan Aria-Aycell birleÅŸmesinin, yabancı sermayenin Türkiye'de yaÅŸadığı zorluklara örnek teÅŸkil ettiÄŸini belirtti.Â
button