Güncelleme Tarihi:
KORONAVİRÜS nedeniyle hayatını kaybeden Prof. Dr. Murat Dilmener için, binlerce öğrenci yetiştirdiği İstanbul Tıp Fakültesi önünde 1 dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.
Bir süredir mücadele ettiği koronavirüse yenik düşen duayen hoca, 78 yaşındaki Prof. Dr. Murat Dilmener dün hayatını kaybetti. Vefat haberini İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr.Tufan Tükek, sosyal medya hesabından duyurdu. Prof. Dr. Dilmener, İstanbul Tıp Fakültesi önünde çalışma arkadaşları ve öğrencileri tarafından 1 dakikalık saygı duruşu ile anıldı. Anma için fakülte önünde toplanan gruba, sosyal mesafe kuralına uymaları konusunda uyarılar yapıldı. Anma töreninde konuşma yapan Prof. Dr. Tükek, "1970-80'li yılların klinik pratiğinde yetişmiş, klinisyenliği özümsemiş, fizik muayene ve anamnez ile hastanın tanısını koyacak kadar gelişmiş yetenekleri olan doktor kitlesinin son temsilcilerinden birisiydi" dedi.
ENFEKSİYON İLE MÜCADELENİN HEP ÖN SAFHASINDAYDI AMA BİR ENFEKSİYONA YENİK DÜŞTÜ
İstanbul Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Haluk Eraksoy, "Aslında Tüm tıp camiasının, Türk milletinin başı sağ olsun. Gerçekten çok önemli bir hekimini kaybetti. Kovid-19 pandemisinin kurbanlarından birisi oldu ne yazık ki. Aslında kaderin garip bir cilvesi mi, nasıl anlatırım bilmiyorum ama,1983-99 yılları arasında Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı'nda çalıştı kendisi. Bunun 8 yılını anabilim dalı başkanı olarak geçirdi. Yani enfeksiyonlarla mücadelenin hep ön safında yer aldı ama bir enfeksiyona yenik düştü. Bir pandeminin kurbanı oldu. Bu bizim için çok sarsıcı bir durum" ifadelerini kullandı.
"YOKSULLARA BAKARDI, KAPASINDA DEVAMLI HASTALAR BEKLEŞİRDİ"
Eraksoy sözlerine şöyle devam etti:
"Hiç kendini düşünen bir insan değildi. Hep hastalarını, çevresini, ailesini düşünürdü. Son yıllarında bir kas hastalığı vardı, o nedenle hareketliliği büyük ölçüde azalmıştı. Ona rağmen hastalarına bakmaya, çevresine yardım etmeye devam etti. Bu gerçekten inanılmaz, örnek bir davranıştı. Bizim için gerçekten acı bir kayıp, böyle kaybetmek de ayrıca çok üzücü. Yoksullara devamlı bakardı. Kapısında devamlı hastalar bekleşirdi. Onlara mutlaka çare arardı. İnanın, biz çevresindekilere de çare arardı. Bir sıkıntımız olduğu zaman, hiç ilgisiz kaldığını hatırlamıyorum, mutlaka bir çözüm bulurdu. Hastalarına da son derece yardımseverdi. O hastaların başka doktorların alanına giren sorunları varsa, onlara yönlendirirdi. Bir ara da müfettişlerin soruşturmasına maruz kaldı. Çünkü ücretsiz hasta bakılması ile ilgili kurallar vardı ve o kurallar ne yazık ki Murat hocamızın bir şekilde mahkemelik olmasına yol açtı. Aslında tamamen iyilikseverliğinden kaynaklanan birtakım yetkiler kullanmıştı. Akabinde aklandı ama o onu çok üzmüştü. Bunlar geride kaldı fakat hatırası her zaman yaşayacak."
ERKEN YAŞTA ÖLEN KARDEŞİNİN ÇOCUKLARINA DA BAKIYORDU
Dilmener'in ailesine de çok düşkün olduğunu anlatan Eraksoy, "3 çocuğu var. 2 oğlu ve bir kızı, ayrıca torunları da var. Ailesine çok düşkündü. Örneğin kardeşi erken yaşta ölmüştü. Onun çocuklarına da bakardı. Onun da çok sayıda çocuğu vardı. Onlara da amcaları olarak bir baba gibiydi. Aslında o yardımseverliği sayesinde birçok hayırseverin de desteğini alırdı. Örneğin kliniğe bir ihtiyaç olduğunda, yardım toplamak gerektiğinde çok kolay bunu sağlayabilirdi. Çünkü herkese o kadar iyiliği dokunmuştu ki, birçok insan bir ricası ile, onun için koşardı" dedi.
"GELİŞMİŞ YETENEKLERİ OLAN DOKTOR KİTLESİNİN SON TEMSİLCİLERİNDENDİ"
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof Dr. Tufan Tükek, saygı duruşunun ardından yaptığı konuşmada, şunları söyledi:
"Hakikaten, bu iki aylık süre içinde, bu 4. büyük kaybımız. Kovid pandemisi ile mücadele içinde bir yandan önemli mücadeleler verilirken, bir yandan da böyle çok kıymetli hocalarımızın kaybı, bizi çok derinden etkilemiştir. Murat Dilmener hocayı anlatmak gerçekten çok kelimelere sığacak ifadeler olmayacaktır. Çünkü bizim asistanlığımızdan, öğrencilerimizden, hocalık seviyesine yükselişimize kadar her aşamada bize emeği olan, bizim yanımızda olan çözüm odaklı bir insandı. 1970-80'li yılların klinik pratiğinde yetişmiş, klinisyenliği özümsemiş, fizik muayene ve anamnez ile hastanın tanısını koyacak kadar gelişmiş yetenekleri olan doktor kitlesinin son temsilcilerinden birisiydi. Bu aşamada insani değerlere vermiş olduğu önem de gerçekten bizlere çok büyük bir örnek teşkil etmiş ve sağlık alanlarında çalışanların da bu şekilde davranması gerektiği konusunda, herkesin hem fikir olduğu bir davranış modeli sergilemiştir. Biz kendisini hiçbir zaman unutmayacağız. En son kongremizde de aramızda bulunmuştu ve bir konuşma yapmıştı. Biz kendisini rahmet ve saygı ile buradan uğurlarken, onun bize iletmiş olduğu mirası sürdüreceğimize, iyi bir doktor ve hekim olma prensibine uygun davranacağımıza ben herkesin huzurunda söz veriyorum."