YÖK’ün ’kara kutusu’ Hürriyet’e konuştu
Güncelleme Tarihi:
Esra KAYA/ANKARA
Oluşturulma Tarihi: Ocak 07, 2008 00:00
Yükseköğretim Kurumu (YÖK) Başkanlığına Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’ın atanmasıyla kurumda yaşanan değişimi gerekçe göstererek 25 yıllık görevinden istifa eden YÖK’ün Özel Kalem Müdürü Prof. Dr. Gülsün Baskan, Hürriyet’e konuştu.
Baskan, "Özcan’ın algıları ile benim algılarımın paralel olmadığını gördüm ve ayrıldım" dedi. Baskan, çalıştığı başkanlar arasında yer alan YÖK’ün kurulduğu günden bu yana görev yapan başkanlar İhsan Doğramacı, Mehmet Sağlam, Kemal Gürüz ve Erdoğan Teziç’in ortak noktalarının Atatürkçü, laik, sosyal demokrat ve Cumhuriyetin temel ilkeleri ve kazanımlarına bağlı olmaları olduğunu söyledi.
TEZİÇ "GİTMEYİN" DEMİŞTİ
YÖK’ün kuruluşundan beri Özel Kalem Müdireliği yapan Baskan, kendi deyimiyle, "Her karesinde alınteri ve emeği" olan kuruma ilişkin bilinmeyenleri, Hürriyet’e şöyle anlattı: "Teziç’e, kendisi gittikten sonra istifa edeceğimi söylediğimde, ’Benim görev sürem bitiyor; ancak siz sonuna kadar burada devam edin hemen pes etmeyin. Belki benden sonra buraya çok rahat çalışabileceğiniz bir kişi gelir. Gelecek olan başkana yardım etmeniz lazım’ dedi. Özcan göreve başladığı ilk gün, ’Kendi ekibimi kuracağım’ dedi. ’Buraya kimi getirecekseniz getirin, ben de görevimi teslim edeceğim’ dedim. Özcan, ’Acele etmeyin. Burada ücretler çok düşük bu ücretle çalışacak kişi bulmak zor. Biraz zaman verin’ dedi."
DANIŞMAN OLMADIM
Baskan, istifasına giden süreci de şöyle anlattı: "Özcan, benim Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak derslere girdiğimi biliyordu. Beni Özel Kalem Müdürlüğü görevinden alarak, daha rahat çalışabileceğim, tecrübemden yararlanabileceği danışmanlık görevine getirmeyi teklif etti. Ancak ben bunu kabul etmedim ve istifa ettim. Kendilerine gönüllü olarak danışmanlık yapabileceğimi söyledim. Mütevazilik yapmadan, bu kuruma benim kadar bağlı, kurumsal adanmışlık düzeyi bu kadar yüksek birini bulamazsınız dedim."
EN YAKIŞIKLISI DOĞRAMACI
YÖK bünyesinde yaklaşık 25 yıl görev yapan Özel kalem Müdiresi Prof. Baskan, anılarından bazılarını da şöyle aktardı: "Görevim boyunca acı ve tatlı birçok hatıram oldu. Çalıştığım 4 başkan içinde en yakışıklı ve esprili olanı Doğramacı idi. Çok komik fıkralar anlatırdı. Bütün başkanlarımız kendilerine bakar ve şık giyinirlerdi. Gürüz, tenis oynamayı hiç ihmal etmezdi. Sağlam ve Teziç akşam yürüyüşü yaparlardı. Sağlam, çok şekerli kahve ve çay içerdi, iştahına da hiç gem vurmazdı, ancak kilo almazdı. Ona hep imrenerek bakardım. Doğramacı, büro içerisinde sigara içtirmezdi. Teziç, kilo konusunda çok duyarlıydı. Kendisini yemek yerken pek görmezdim. Bir şey yerken ona yakalanmaktan da çok korkardım, kendimi kötü hissederdim. Kilomuza dikkat etmemiz konusunda öğüt verirdi. Teziç çok iyi bir babaydı. Oğlu Kerem yurtdışında olmasına rağmen onunla her şeyi paylaşırdı. Sağlam da Teziç kadar ailesine düşkündü. Başkanlık yaptığı dönemlerde ilkokula giden kızıyla yaptığı telefon görüşmeleri beni çok etkilerdi."
TEZİÇ "GİTMEYİN" DEMİŞTİ
YÖK’ün kuruluşundan beri Özel Kalem Müdireliği yapan Baskan, kendi deyimiyle, "Her karesinde alınteri ve emeği" olan kuruma ilişkin bilinmeyenleri, Hürriyet’e şöyle anlattı: "Teziç’e, kendisi gittikten sonra istifa edeceğimi söylediğimde, ’Benim görev sürem bitiyor; ancak siz sonuna kadar burada devam edin hemen pes etmeyin. Belki benden sonra buraya çok rahat çalışabileceğiniz bir kişi gelir. Gelecek olan başkana yardım etmeniz lazım’ dedi. Özcan göreve başladığı ilk gün, ’Kendi ekibimi kuracağım’ dedi. ’Buraya kimi getirecekseniz getirin, ben de görevimi teslim edeceğim’ dedim. Özcan, ’Acele etmeyin. Burada ücretler çok düşük bu ücretle çalışacak kişi bulmak zor. Biraz zaman verin’ dedi."
DANIŞMAN OLMADIM
Baskan, istifasına giden süreci de şöyle anlattı: "Özcan, benim Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak derslere girdiğimi biliyordu. Beni Özel Kalem Müdürlüğü görevinden alarak, daha rahat çalışabileceğim, tecrübemden yararlanabileceği danışmanlık görevine getirmeyi teklif etti. Ancak ben bunu kabul etmedim ve istifa ettim. Kendilerine gönüllü olarak danışmanlık yapabileceğimi söyledim. Mütevazilik yapmadan, bu kuruma benim kadar bağlı, kurumsal adanmışlık düzeyi bu kadar yüksek birini bulamazsınız dedim."
EN YAKIŞIKLISI DOĞRAMACI
YÖK bünyesinde yaklaşık 25 yıl görev yapan Özel kalem Müdiresi Prof. Baskan, anılarından bazılarını da şöyle aktardı: "Görevim boyunca acı ve tatlı birçok hatıram oldu. Çalıştığım 4 başkan içinde en yakışıklı ve esprili olanı Doğramacı idi. Çok komik fıkralar anlatırdı. Bütün başkanlarımız kendilerine bakar ve şık giyinirlerdi. Gürüz, tenis oynamayı hiç ihmal etmezdi. Sağlam ve Teziç akşam yürüyüşü yaparlardı. Sağlam, çok şekerli kahve ve çay içerdi, iştahına da hiç gem vurmazdı, ancak kilo almazdı. Ona hep imrenerek bakardım. Doğramacı, büro içerisinde sigara içtirmezdi. Teziç, kilo konusunda çok duyarlıydı. Kendisini yemek yerken pek görmezdim. Bir şey yerken ona yakalanmaktan da çok korkardım, kendimi kötü hissederdim. Kilomuza dikkat etmemiz konusunda öğüt verirdi. Teziç çok iyi bir babaydı. Oğlu Kerem yurtdışında olmasına rağmen onunla her şeyi paylaşırdı. Sağlam da Teziç kadar ailesine düşkündü. Başkanlık yaptığı dönemlerde ilkokula giden kızıyla yaptığı telefon görüşmeleri beni çok etkilerdi."