Güncelleme Tarihi:
ODTÜ 2003-2004 eğitim-öğretim yılı, Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen törenle başladı. Törene, Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler de katıldı.
  Â
ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Akbulut, açılış konuşmasında, Şubat 2001 krizi ve sonrasında devlet üniversitelerinin idari ve mali açıdan zarar gördüğünü söyledi.
  Â
ATAMALARIN DURDURULMASINA ELEÅžTÄ°RÄ°
Maddi sıkıntılar altında ezilen devlet üniversitelerinin, bu yıl araştırma görevlisi, uzman, okutman, öğretim görevlisi ve yardımcı doçent kadrolarına yapılacak atamaların durdurulması ile felç olduğunu belirten Prof. Dr. Akbulut, devlet üniversitelerinin çökme noktasına getirildiğini kaydetti.
  Â
EÄŸitime ayrılan bütçelerin harcama deÄŸil en deÄŸerli yatırım, eÄŸitimden tasarrufun ise en büyük israf olduÄŸunu dile getiren Prof. Dr. Akbulut, ''Bugünden tezi yok, üniversitelerimizin üzerindeki mali kısıtlamalar ile akademik ve idari personel atama yasağı kaldırılmalıdır. Aksi takdirde, 2003 yılı Türk üniversite tarihine kara yıl olarak geçecektir'' diye konuÅŸtu.Â
  Â
ODTÜ Rektörü, Milli Eğitim Bakanlığı'nca hazırlatılan iki yükseköğretim yasa tasarısı taslağının, tüm üniversite camiasında büyük bir endişe ve rahatsızlık yarattığını kaydetti.
  Â
Prof. Dr. Akbulut, ODTÜ'nün, bu yıl getirilen kısıtlamalar ve yasaklamalarla diğer üniversitelerle birlikte büyük bir darbe aldığını anlattı.
   Â
''ÃœNÄ°VERSÄ°TELER, SÄ°YASALLAÅžMA TEHLÄ°KESÄ° ALTINDA''
   Â
Onurlu bilim insanları ve üniversitelerin, hiçbir zaman iktidarın güdümüne girmediğine, halktan doğruları gizlemediğine işaret eden Prof. Dr. Akbulut, üniversiteleri kontrol altına alarak, bilim insanlarını baskı altında tutmaya çalışan hiçbir iktidarın amacına ulaşamadığını söyledi. Prof. Dr. Akbulut, sözlerini şöyle sürdürdü:
  Â
''Üzülerek görüyoruz ki, demokrasiyi tam olarak içine sindirememiş toplumlarda olduğu gibi, bugün Türk üniversiteleri de siyasallaşma tehlikesi altındadır.
Yasa taslağının bu haliyle onaylanması, onbine yakın öğretim elemanının bir günde yönetim görevlerinden tasfiye edilmesine neden olacak ve büyük bir kısmının tekrar göreve getirilmesi de yasaklanacaktır.
Bu uygulamanın gerekçesi ise üniversitelere özgürlük ve demokrasi getirip özerklik vermek olacaktır. Yeni kurulacak olan 30'a yakın üniversitenin rektörleri başbakan tarafından seçilecek, YÖK'teki en çok üyeyi hükümet belirleyecek ve bu düzenlemeler, üniversiteleri YÖK baskısından kurtarmak olarak gerekçelendirilip, 'siyasallaştırma amacımız yok' denilecek. Böylesine bir gerekçeye 70 bin akademik personelin ve üniversite camiasının kanmasını kimse beklemesin.''
   Â
''YAĞMURDAN KAÇARKEN, DOLUYA YAKALANACAĞIZ''
   Â
Prof. Dr. Akbulut, YÖK yasasının değişmesi, merkeziyetçi yasanın sadeleştirilip çerçeve bir yasa çıkarılması gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
  Â
''Bizler de değişimi elbette istiyoruz ama yağmurdan kaçarken doluya yakalanacağımızı da bu taslağın her satırında açıkça görebiliyoruz. Zaman baskısı olmadan, her üniversitenin bölüm ve fakülte kuralları ile senatolarında ve Üniversitelerarası Kurul'da yeterince tartışılıp, tüm görüşler göz önüne alındıktan sonra, üzerinde mutabık kalınacak bir taslağın yasalaşması, uzun ömürlü ve ülkemiz için çok daha yararlı olacaktır.''
  Â
AKADEMÄ°K LÄ°YAKAT
Yükseköğretim yasa tasarısı taslağının, bilimsel araştırma yaparak uluslararası eser yayınlamaya gerek görmediğini belirten Prof. Dr. Akbulut, akademik liyakat ve bilimsel araştırmayı yok sayan bu taslağın yasalaşması halinde, üniversitelerin yüksek lise konumuna geleceğini söyledi.
  Â
Prof. Dr. Ural Akbulut, yükseköğretim yasa tasarısı taslağının bu yıl mevcut haliyle çıkması durumunda, o günü Türk üniversite ve bilim tarihi için kara gün olarak ilan edeceklerini belirtti.Â
  Â
Prof. Dr. Akbulut, ''Umuyor ve diliyorum ki, Sayın Başbakan'ın başlattığı diyalog ortamı, zaman baskısı olmadan sürdürülebilir ve tüm üniversite camiasının üzerinde mutabık kalacağı bir taslak hazırlanabilir'' dedi.
   Â
ÖĞRENCİDEN SORU VE TALEP
   Â
Rektör Prof. Dr. Akbulut'un konuşmasının sonunda, bir öğrenci salonda ayağa kalkarak, bilim adamlarının savaşa karşı tavır alıp almayacağını sordu. Savaşa değil eğitime bütçe ayrılmasını isteyen öğrenci, teknokentlerde bombalar üretildiğini, teknokent yerine gözlemevlerinin yapılması gerektiğini söyledi.
  Â
Daha sonra, ODTÜ'ye birinci olarak giren Turusan Kolcuoğlu bir konuşma yaptı. Kolcuoğlu, sıcak ortamı ve bilim yuvası olması dolayısıyla ODTÜ'yü seçtiğini, ODTÜ'nün diğer üniversiteler arasında yeri ve başarı grafiğinin tartışılamayacağını ifade etti
  Â
Törende ayrıca, ODTÜ yerleşkesinin ilk yapıları olan Mimarlık Fakültesi binalarının hizmete açılışının 40. yılında, ODTÜ Yerleşkesi'nin mimarları Altuğ ve Behruz Çinici'ye Senato Özel Ödülleri verildi.
  Â
Törenin ardından, Kültür ve Kongre Merkezi'nin çıkışında toplanan bir grup öğrenci adına Psikoloji Bölümü öğrenci temsilcisi Aylin Akçay, gazetecilere bir açıklama yaptı.Â
  Â
Akçay, yükseköğretim yasa tasarısı taslağının öğrencilerden bağımsız şekilde tartışıldığını, okulun sahiplerinin öğrenciler olduğunu ifade ederek, taslağın, AKP ve YÖK çatışması arasında kalmasını istemediklerini söyledi.