Güncelleme Tarihi:
Yüksek Öğretim Kurumu, 1985 yılında yayımlanan Yükseköğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliğini, 2012 yılında değiştirdi. YÖK, bu değişiklikte üniversitelerde izinsiz bildiri dağıtmayı suç kapsamından çıkarmış; afiş ve pankart asmayı ise kınama cezası gerektiren suçlar kapsamında korumuştu.
Ancak YÖK kuruluşunun 32. yılında, öğrenci disiplin yönetmeliğinde yeni bir değişiklik yaparak, dün itibariyle bildiri ‘dağıtmayı’ yeniden kınama suçu kapsamına aldı. Resmi Gazete’de yayımlanan yeni yönetmeliğin ilgili maddesi şöyle:
“MADDE 1 - 18/8/2012 tarihli ve 28388 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Yükseköğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliğinin 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“c) Yükseköğretim kurumu içinde izinsiz olarak bildiri dağıtmak, afiş ve pankart asmak,”
OKULDAN 1 YIL UZAKLAŞTIRMA
Disiplin Yönetmeliği değişikliği bununla da kalmadı. Okuldan iki yarı yıl uzaklaştırma gereken suçlar kapsamında da değişiklik yapıldı. Bu fıkraya ‘suç sayılan eylemleri işlemek’ ifadesi eklendi. Buna göre, 8. Maddenin birinci fıkrasının c bendi şöyle oldu:
“c) Suç sayılan eylemleri işlemek veya bir kimseyi veya grubu, cebir veya tehditle suç sayılan bir eylemi düzenlemeye veya böyle bir eyleme katılmaya zorlamak,”
YÖK’ün bu değişikliğiyle, 8. Maddede sayılan suçların mı kastedildiği yoksa daha önce alınan kınama, uyarma, bir hafta ya da bir yarı yıl uzaklaştırma cezası alanların da mı kastedildiği net olarak anlaşılamadı. Bir YÖK üyesi, buradan kastın 8.maddedeki suçlar olduğunu belirtirken, “Aslında bunu kademelendirme için düşünmüştük. Şüpheye mahal bırakmamak için suçu işleyeni kastetmiştik. Ama sanırım ifade bozukluğu olmuş” diye konuştu.
YÖK üyesi, iki yarıyıl uzaklaştırma cezasının en ağır cezalar içinde bulunduğunu, dolayısıyla üniversitelerin bu cezayı verirken, çok dikkatli davrandıklarını vurguladı. Bu nedenle önceki suçları işleyen öğrencilerin kastedilmediğini belirtti.
SORUŞTURMA SIRASINDA OKULA GİRİŞ YASAĞI
YÖK üçüncü değişikliği ise 14. Maddede yaptı. Disiplin soruşturmasının yapılış şeklini düzenleyen bu maddeye, yeni bir fıkra eklendi. Böylece soruşturmacıların talebi doğrultusunda, rektör veya dekanlara soruşturma süresince öğrencinin üniversite binalarına girmesini yasaklama imkanı verildi.
“(6) Soruşturmacılar; zaruri gördükleri takdirde soruşturma süresince, soruşturulan öğrencilerin yükseköğretim kurumu binalarına girmesinin yasaklanması hususunda karar verilmesini disiplin soruşturmasını açmaya yetkili merciden isteyebilirler.”
YÖK üyesi, bu maddenin akla siyasi eylemler nedeniyle soruşturulan öğrencileri getirdiğini ancak özellikle taciz soruşturmalarında yaşanan sıkıntılar nedeniyle bu fıkraya gerek duyulduğunu söyledi. Üye, “Örneğin bir taciz soruşturması yapılıyor ama çocuk akrabası, dayısı, amcası kim varsa üniversite kapısına dayıyor. Ya soruşturmacıyı, şahidi ya da şikayet sahibini tehdit ediyor. İşte bu tür durumlarda üniversite yöneticilerine o kişiyi soruşturma süresince okuldan uzaklaştırma yetkisi veren bir düzenleme. Zaten soruşturmalar öyle uzun sürmüyor. Çok hızlı yapılıyor. Dolayısıyla öğrencinin okuldan uzaklaştırılması eğitim-öğretim durumunu fazla etkilemiyor” dedi.