Murat KAZANCI / İSTANBUL Sefa ÖZKAYA
Oluşturulma Tarihi: Kasım 29, 2010 00:00
Başbakan Erdoğan, Dolmabahçe Buluşmaları kapsamında dün bir araya geldiği rektörlere, “YÖK’ü kaldıracağımız yalandır” dedi. Erdoğan, reform dönemi başlatarak, YÖK’ü düzenleme yapan, politika üreten kurum haline dönüştüreceklerini vurgulayarak, “Üniversiteler şekil sorununu aşsınlar, yasakları yasaklasınlar, statüko bekçiliği gibi bir hatada asla ve asla bulunmasınlar” dedi.
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, YÖK yasası için çalışma başlattıklarını ve üniversitelerle istişare halinde üniversitelerde bilim ve özgür düşüncenin önünü açacak yasayı
seçim sonrasında ele alacaklarını belirterek, “YÖK’ü kaldıracağımız yalandır” dedi.
Erdoğan, ‘Dolmabahçe Buluşmaları’ kapsamında dün
Beşiktaş’taki Başbakanlık Çalışma Ofisi’nde üniversite rektörlerinin bir bölümüyle bir araya geldi. Erdoğan, üniversitelerin terör meselesinden kalkınmaya, farklı inanç gruplarından dış politikaya kadar her alanda inisiyatif üstlenmesini ve ışık tutmasını isteyerek, şunları söyledi:
YÖK politika üretecek
YÖK’ü düzenleme yapan, politika üreten kurum haline dönüştüreceğiz. Yani bir reform dönemi başlatacağız. Bazıları atıfta bulunuyor. YÖK’ü kaldıracağız diye. Bugüne kadar hiçbir açıklamam olmadı. Bu bir yalandır. Ama reform noktasında anamuhalefet partisi ile görüşmelerim oldu. Önceki Genel Başkanı ile bu görüşmeyi yapmışımdır. Kendileri bana ‘Bu rejimin bekası ile alakalı. Sakın gündeme getirmeyin” demişti. Ama bakın kendileri gündeme getiriyor. Üstelik reformu değil, kaldırmayı gündeme getiriyor.
Baskı altında bilim gelişmez
Bilimi, bilim ortamını ve bilim adamını baskı altına aldığınızda, bilim için gerekli özgür ortamı tesis etmediğinizde bilimin gelişmesinin hiç şansı yoktur. Biz komünist tehdidi gerekçesi ile Rus dili ve edebiyatı bölümlerinin kapatıldığını gördük. İrtica paranoyasıyla Arap dili ve Edebiyatı bölümünün kapatıldığına ve öğrenci alınmadığına şahit olduk. Özgürlüklerin zemini teminatı olması gereken üniversiteler on yıllar boyu boyu yasaklarla, kısıtlamalarla, ikna odaları gibi insanlık dışı uygulamalarla anıldılar.
Statüko bekçiliği hatası yapmayın
Yıllarca üniversitelerde sakal, bıyık, kılık ve kıyafet konuşuldu. Bu nedenle üniversitelerden ayrılan öğretim üyeleri oldu. Farklı düşüncelere tahammül olmadığı bilim ortamı tahayyül edilebilir mi? İnanca saygının teşvik edilmediği, desteklenmediği bilim kurumu olabilir mi? İstiyoruz ki üniversiteler Türkiye’nin kronik sorunlarına yoğunlaşsınlar. Şekil sorununu aşsınlar, yasakları yasaklasınlar, statüko bekçiliği gibi bir hatada asla ve asla bulunmasınlar. Terör meselesinden kalkınmaya, farklı inanç gruplarından dış politikaya kadar üniversiteler ışık tutsun istiyoruz. Akademisyen yetiştirmek Tayyip Erdoğan’ın görevi değil ama hizmetkar olmak Tayyip Erdoğan’ın görevi. Akademisyenleri de siz hocalarımızı yetiştirecek.
Yumurta atmak özgürlük değil
Protestocu gençler hakkında hiçbir suç duyurusu yapmadım. Mesele tamamen yargının tasarrufudur. Olaylardan gazete haberlerinden sonra haberim oldu. Ayrıca protestonun, şiddete başvurmak, kırıp dökmek olmadığı, demokratik hak olan protesto ile yakıp yıkmanın yan yana gelemeyeceği açık gerçektir. Kalkıp bir konferans için gelen Başbakan, Cumhurbaşkanı, bakan, Anayasa Mahkemesi Başkanı, akademisyen olabilir ama kim olursa olsun. O insanlara yumurta ile ayakkabı ile saldırıda bulunmak herhalde demokratik özgürlükler içinde yer almasa gerek diye düşünüyorum. Buna kimse demokratik ortam süsü veremez. Hiç kimse özgürlük ortamından istifade ederek başkalarını konuşturmamak şiddet uygulamak olarak kullanamaz.
Öğrenciler kapıdaydı
REKTÖRLERLE toplantı başlamadan, dışarıda protestolar vardı. İstanbul Teknik Üniversitesi’nde Erdoğan’ı protesto ettikleri gerekçesiyle hapis cezasına mahkûm olan öğrencilerden bazıları açıklama yaptı. Açıklamada, “Bir şiir okuduğu için Erdoğan’ı 4 ay hapis cezasına çarptıran Türk yargısı, Başbakan’ı protesto eden İTÜ’lü öğrencilere 15 ay hapis cezası verdi. Biz, Başbakan’ın protesto edilmesinin artık normal olmasını diliyoruz” denildi. Türkiye Komünist Partili ve Gençlik Muhalefeti üyesi yaklaşık 200 öğrenci de, Erdoğan aleyhine sloganlar atıp, pankartlarla Beşiktaş İskelesi’ne yürüdü. Grup, burada da sloganları sürdürerek, mektuplarının toplantıya iletilmesi konusunda ısrarcı oldu.