Güncelleme Tarihi:
YÖK tarafından yükseköğretim tarihinde ilk kez kurgulanan "Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşma Projesi" kapsamında seçilen 5 yeni üniversite, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı Naci Ağbal ve YÖK Başkanı Yekta Saraç'ın katıldığı toplantıda açıklandı.
Toplantıya, YÖK Yürütme Kurulu Üyeleri, Kalkınma Ajansları Genel Müdürü Barış Yeniçeri, projeye yeni seçilen üniversitelerin bulunduğu illerin valilerini temsilen Siirt Valisi Ali Fuat Atik, projeye yeni seçilen üniversitelerin rektörleri katıldı.
Saraç, burada yaptığı konuşmada, YÖK olarak Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşma Projesi'ni 2015'te başlattıklarını hatırlattı.
Bu süreçte ilk olarak "bölgenin mevcut durumu", "üniversitenin potansiyeli", "bölge-üniversite ilişkisi" gibi ana üç parametre ile pek çok alt parametre dikkate alınarak üniversitelerin sundukları öz değerlendirme raporlarının YÖK'te incelendiğini ve Bingöl, Kırşehir Ahi Evran, Uşak, Düzce ve Burdur Mehmet Akif Ersoy üniversitelerinin ihtisaslaşacak ilk 5 üniversite olarak seçildiğini anımsatan Saraç, bu gelişmenin ardından başvurular arasından yine aynı kriterler kullanılarak aynı amaçla 5 yeni üniversitenin daha belirlendiğini bildirdi.
Saraç, bölgesel kalkınma odaklı ihtisaslaşacak üniversiteler ve ihtisas alanlarının, Aksaray Üniversitesinin "spor ve sağlık", Kastamonu Üniversitesinin "ormancılık ve tabiat turizmi", Muş Alparslan Üniversitesinin "hayvancılık", Rize Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesinin "çay", Siirt Üniversitesinin "tarım ve hayvancılık" olduğunu söyledi.
"ÜNİVERSİTELERİN BÖLGEYE HİZMETLERİNİN ÖNEM KAZANMASI İÇİN ÇALIŞILIYOR"
Saraç, bütün dünyada, yeni nesil bölgesel kalkınma anlayışında bölgelerin, öğrenme, bilgilendirme ve yenilik konusunda temel nokta olarak görüldüğüne işaret etti.
YÖK olarak bölgesel imkanları ve gelişme alanlarını bir arada değerlendirerek, üniversitelerin bölgeye hizmetlerinin önem kazanması ve başarılı olması ile ilgili yoğun çalışmalar yaptıklarını aktaran Saraç, "Bu nedenle, bu projenin yürümesinde valilerimizin, belediye başkanlarımızın, üniversite rektörlerimizin ve öğretim üyelerimizin, bölgesel ve yerel kalkınma ajanslarının sivil toplum kuruluşlarının uyum içinde çalışmasının çok ciddi önemi ve katkısı var. Bu bir birlikte çalışma projesidir." diye konuştu.
Saraç, üniversitelerin bölgelerinin başarı faktörlerini, üretim faktörlerini inceleyerek nasıl daha üstün bir performans sağlayabileceği konusunda çalışmalar yaptığını vurgulayarak, bu çalışmaların sadece ekonomik faktörler üzerinden değil, Cumhurbaşkanlığının hükümet politikaları, bölgesel ve yerel örgütler, kamunun sağladığı danışmanlık hizmetleri, bölgenin büyüme dinamiklerinin desteklenmesi, kamu finansal desteği gibi diğer birçok faktör göz önüne alınarak yürütüldüğünü anlattı.
Son 10 yılda dünyada ve "Yeni YÖK" konseptinde başlatılan çalışmalar kapsamında Yükseköğretim Kurulunda üniversitelerin bölgesel kalkınmada değişen rolü üzerinde önemle durduklarını anlatan Saraç, Kurulun başkanı olarak bizzat kendisinin de bu konu ile ilgili tüm çalışmaları takip ettiğini bildirdi.
Saraç, üniversitelerin giderek artan bir şekilde bölgesel ve ulusal ekonomiler için önemli bir üretim faktörü haline geldiğini ve bilgi üreten kuruluşlar olarak kalkınma hamlelerinde temel rol oynadığını kaydederek, üniversitelerin, yalnızca deneyimli, yetenekli ve uzman insanların yetiştiricileri değil aynı zamanda cazibe merkezleri olduğunu, bölgede üniversitelerin varlığının bölgeye yetenekli insanların çekilmesini de kolaylaştırabildiğini söyledi.
Üniversitenin yerel düzeydeki araştırma sonuçlarının ilgili özel ve kamu sektörleriyle paylaşılarak bir nevi dönüşüme katılmasının hedeflendiğine dikkati çeken Saraç, Bölgesel Kalkınma Ajansları ile daha iyi bir iletişim ağı kurularak sinerji doğuran bir çalışma yapılmasının beklendiğini ifade etti.
Saraç, "Bu alanda seçilmiş olan 10 üniversitenin çalışmalarının, yerelin ekonomik gelişmesine ve ülkenin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine büyük katkı sağlayacağına inanıyorum. Bahsettiğimiz bütün bu çalışmalar aslında küresel yükseköğretimde yeni bir dönüşüm ve yeni bir akademik devrim olarak nitelendiriliyor. Bu süreçten kopmamalıyız." değerlendirmesinde bulundu.
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR