Oluşturulma Tarihi: Aralık 14, 2002 00:00
YO! Ssuhi adlı restoran zincirini kurup, Londra'da yılın girişimcisi seçilen Simon Woodrofe, ‘‘200 yıl sonrasını hayal edip, bugünle birleştirin, başarılı olun. Şirketinizi Formula-1'de yarışır gibi yönetin’’ dedi.LONDRA'da yılın girişimcisi ve lokantacısı seçilen YO! Sushi'nin kurucusu Simon Woodrofe, ‘‘Özel sektörde olmak, Formula-1'de yarışmak gibidir. Şirketinizi Formula-1'de yarışır gibi yönetirseniz rakiplerinizi geçersiniz’’ dedi. Başarılı şirketlerin özelliğinin sürekli yenilik yapmak olduğunu belirten Woodrofe, 2002 Marka Konferansı'nın ikinci gününde yaptığı konuşmada, Yo!Sushi markasını nasıl yarattığını anlattı. Woodrofe, devamlı kendini yenilediğini belirterek, ‘‘Dünyada girişimci olmak böyle bir şey. Bizler insanoğlu olarak teknolojinin hızını abartırız. Bugün rüyalarımızda bile önümüzdeki 10 yılı hayal edemeyiz. Ben bu amaç doğrultusunda çalıştım ve elemanlarımın hepsinin devrimsel kişiler olmasına ve önümüzdeki 10 yılı görebilecek kişiler olmasına önem verdim’’ diye konuştu.Başarının farklılıktan geçtiğini söyleyen Woodrofe, ‘‘200 yıl ileriyi hayal edip, bu hayali geriye dönerek birleştirebiliyorsanız başarılı olursunuz. Ben başarımı böyle sağladım. Şirketler bir yıl sonranın kárını düşünmek yerine, uzun soluklu bir vizyona sahip olmalı’’ dedi.‘‘Bugüne kadar hayallerinin peşinden gidip bunu gerçekleştirmeye çalışan insanların hiç birinin pişman olduğunu görmedim’’ diyen Woodrofe, amacının hayallerin peşinden koşmak olduğunu ve bu konuda kendisiyle gurur duyduğunu söyledi.ŞARKI YAZIP SÖYLÜYORŞarkı sözü bile yazmayı başardığını belirten Woodrofe, ‘‘Hayal ettikten sonra her şey yapılabilir. Ben Yo!Sushi'nin nasıl oluştuğunu anlatan bir şarkı sözü yazdım. Çok beğenildi ve bestelendi. Yakında plakçılarda görebilirsiniz’’ dedi. Woodrofe, ardından kendi yazdığı şarkının düzenlenmiş halini Marka Konferansı'nı izleyenlere söyleyerek büyük alkış aldı. Woodrofe, Yo! markasının doğuşunu ise şöyle anlattı: ‘‘16 yaşında okulu terk ederek 30 yıla yakın eğlence sektöründe çalıştım. Konser ve televizyonlarda sahne tasarımı yaptım. Ama bir gün üniversitelerden mezun olan mimar ve tasarımcımlar bu işle ilgilenince bir şey bildiğim anlaşılmasın diye ayrıldım. O an ne yapacağımı bilmiyordum. Ya kamyon şöförü olacaktım ya da erkeklerin her zaman korktuğu şey olan annemin yanına dönecektim. Sonra tüm fikirlerimi ve projelerimi bir yıl boyunca bir deftere yazdım ve bir yılın sonunda bu yazdıklarımı okuyunca perakendecilik sektörüne girmem gerektiğini anladım. Derken bir gün Japon lokantasında otururken bir Japon arkadaşım sushi bar fikrini verdi ve kafamda bir ışık yandı.’’HAMAMDAN FİKİR ÇALDIMWoodrofe, bir yaşam tarzı haline gelen YO markasıyla 2004 yılında Londra'da YOTEL'i açacaklarını belirterek, ‘‘Bu otel Japonya'daki kapsül oteller gibi olacak. Ayrıca hazır giyim sektörüne girererek önümüzdeki hafta YO markasının satılıdığı bir mağaza açıyoruz. YO markalı ürünler İtalya'da da satılacak’’ dedi. YO adıyla güzellik salonları ve SPA'lar açacaklarını da kaydeden Woodrofe, ‘‘Açıkça söylemem gerekirse bu salonları açarken İstanbul'daki hamamlardan fikir çaldım’’ diye konuştu. Küçük kız bana ‘yo’ dedi YO! Sushi böyle doğduŞİRKETİNE ‘‘YO’’ ismini koymasının sebebini bir küçük kızın her gün kendisine naber yerine ‘‘Yo’’ demesi olduğunu söyleyen Simon Woodrofe, ‘‘Ayrıca Yo kelimesi Japonya'da erkeklere argo olarak 'naber oğlum' demekmiş’’ dedi.Bankadan kredi ve arkadaşlarından borç alarak Londra'daki Soho Bölgesi'nde ilk Yo!Sushi barını açan Woodrofe, ‘‘Sattığınız gıda çok çok iyi olmalı ancak bu insanları çekmeye yetmez. Onun için farklılıklar yapmalısınız. Üç ay sushi barlar üzerine araştırmalar yaptım’’ diyerek, şöyle konuştu: ‘‘Japonya'dan sushi yapan robotlar getirdim. Masalara su ve bira musluğu koydum. Lokantanın ortasında içecek servisi yapan robotlar kullandım. Garsonlarım şarkı söyleyip masaj yapıyordu. Her gün farklı bir şey yapınca barın önünde kısa sürede kuyruklar oluşmaya başladı. Şimdi Yo!Suhshi barlarının sayısı 5'e yükseldi.’’Önbilgin: Biz klon değil mutantızCNN Türk Başkan Yardımcısı Efe Önbilgin, bir klon değil bir mutant olduklarını söyleyerek, ‘‘Klonlar ölür, ama mutantlar çevreye uyumlu olduğundan başarılı olurlar’’ dedi. Efe Önbilgin, Marka Konferansı'nda yaptığı konuşmada, ilk etapta insanların CNN Türk'ün CNN'in sadece bir tercümesi olup olmayacağı konusunda tereddütte olduğunu belirterek şöyle konuştu: ‘‘CNN Türk ilk kurulduğunda CNN bir tasarımcı yollayarak dekoru sarı, yeşil ve kırmıza boyadı. Biz bunun PKK bayrağının renkleri olduğunu söyleyerek hatadan hemen geri döndük. Biz CNN'den farklıyız, çünkü biz Türkiye'nin kanalıyız. Bunu ispatladık.’’3 Kasım seçimlerindeki başarılarının CNN Türk markasının uluslar arası alanda başarısını kanıtladığını belirten Önbilgin, ‘‘
Seçim sonuçlarını tüm dünya medyasına ilk veren CNN Türk oldu. Bu yıl ilk defa CNN Türk, seçim sonuçlarını Reuter, AFP, Anadolu Ajansı ve TRT'den önce seçim sonuçlarını dünyaya duyurdu’’ diye konuÅŸtu.Goldman Sachs'in CNN Türk'e yaptığı yatırımdan 6 kat fazla deÄŸer biçtiÄŸini belirten Önbilgin şöyle konuÅŸtu:‘‘Şimdi Türkiye'de bir çok ÅŸirket uluslarası televizyon kanallarına onlar yaptı gelin bizde yapalım diyorlar. Biz ürün ve markanın beraber oluÅŸması ve beraber güçlenmesi gerektiÄŸine inandık. Taahhütlerin ve sözlerin tutulması gerektiÄŸine inandık. Ãœrün iyi de, olsa anlatmak ve duyurmak gerekiyor. Ama ürün yoksa marka da yok.’’‘Marka’ deneyimden çıkarLÄ°DERLÄ°K geliÅŸimi konusunda Avrupa'nın en tanınmış uzmanlarından, Institute Of Human Development'ın BaÅŸkanı Adrian Gilpin, yaÅŸanılan deneyimin gerçek marka olduÄŸunu söyledi. Gilpin, ‘‘Reklamlarda sunduÄŸunuz marka vaatleri gerçekte yerine getirmiyorsa gerçek deÄŸildir. Ä°nsanlar reklamlardan sonra iyi bir hizmet beklerken hayal kırıklığına uÄŸrarsa, marka bir anda uçuverir’’ dedi.Gilpin, 2002 Marka Konferansı'nın ikinci gününde ‘‘Durdurulamayan Bir Marka Olarak Kendiniz’’ konulu konuÅŸmasında, markaların geliÅŸiminde liderlerin itici gücünün öneminin büyük olduÄŸunu söyledi. Dünyada bütün dinlerin, felsefelerin ve liderlerin ortak olarak söylediÄŸi ‘‘DoÄŸru olduÄŸunu düşündüğünüz ÅŸey, sizin kiÅŸiliÄŸinizi gösterir’’ sözlerine dikkat çeken Gilpin, ‘‘Kendi fikirleriniz, kendi gerçeklerinizdir. Liderlik ve marka kafada olup biten ÅŸeylerdir. Nereye gitmeniz gerektiÄŸini görmeniz ve buna inanmanız lazım. BaÅŸarı burada yatar. BaÅŸarılı kiÅŸi nereye gideceÄŸini belirlemiÅŸ kiÅŸidir’’ diye konuÅŸtu.Gilpin, dünyada lider olarak yaÅŸayaÅŸan kiÅŸilerin sonsuz seçeneklerini olduÄŸunu düşündüklerini kaydederek, ÅŸunları söyledi:‘‘Lider olmak için kuvvetli bir inanca sahip olmalısınız. Edison ampulü bulmadan önce sadece 3 bin deneyini ampül nasıl yaratılmaz diye yapmış. Pes etmeyenler baÅŸarısızlıkları göze alabilirler. Bugün baÅŸarısız olmanız sizin baÅŸarısız olduÄŸunuz anlamına gelmez.’’Gilpin hayal gücünün gerçekleÅŸtirilmesine kendi hayatından da ÅŸu örnekleri verdi: ‘‘6 yaşındayken ailemden uzakta bir okulda okuduÄŸum için ufak yeÅŸil kutuları telefon diye kullanarak onlarla konuÅŸtuÄŸumu hayal ederdim. O zaman telefonlar çevirmeli telefonlar olduÄŸundan bu hayalim ÅŸu anki cep telefonlarının aynısıydı. Ama bu hayalimi gerçeceÄŸe dönüştürümedim. Yıllar sonra bu gerçekleÅŸince ne Nokia, ne de diÄŸer firmalar gerçekte benim icadım olan bu bulaÅŸa hiçbir telif vermedi.’’Hürriyet'in ilan tarihi2002 Marka Konferansı'nın ana sponsorlarından olan Hürriyet Gazetesi, konferansın giriÅŸinde 1948 ile 2002 yılları arasında yayınladığı ilanlardan örneklerin sunulduÄŸu bir stand açtı. Konferansı izleyenlerin büyük merakla incelediÄŸi standda, Türkiye'nin en büyük markalarının geçmiÅŸte verdiÄŸi ilanlar ve tanıtımlar sergileniyor.Â
button