Oluşturulma Tarihi: Mart 07, 2003 00:00
Yatırımcı bu hafta sonunu da diken ünde geçirecek. Bir yandan Bush’un Cuma sabahki açıklaması, bir yandan 14 Mart’taki BM toplantısı Türkiye’nin Irak savaşındaki konumunu ve pazarlık gücünü tehlikeye soktu.Irak’a operasyon yapılacak mı? Bu soruya hayır cevabı veren kimse yoktur sanırım. Üstelik uluslararası basındaki yorumculara batığınızda hem ABD’nin hem de sıkı müttefiki İngiltere’nin Irak’ta savaşında geri dönülemeyecek bir noktaya geldiklerini belirtiyor. Bir yandan bölgeye yapılan devasa yığınak bir yandan da 11 Eylül’den bu yana süren ve son üç ay içinde iyice hızlanan propaganda açısından bakıyoruz ve ister istemez görüyoruz ki geri dönülmez nokta aslında çoktan geçilmiş bile. Bunun sinyalini şimdiye kadar hiçbir yerden almadıysanız bile ABD Başkanı Bush’un Cuma günü Türkiye saati ile sabaha karşı yaptığı açıklamadan alabilirsiniz. Dedi ki Bush:“Birkaç gün içinde Irak’a silahlı müdahale için BM’ye başvuracağız. Eğer BM’den silahlı müdahale kararı alamazsak ABD bunu tek başına yapacak güce sahiptir”.Bush’un uluslararası hukuk kurallarını yerle bir ettiği, imparatorluk ekonomisinin ve “kutsal savaş” mantığının en büyük atılımını yaptığı tespitlerini bir yana bırakarak kendi sorunlarımıza dönelim.
Seçim ve yeni kabine9 Mart’ta Siirt’te yapılacak seçimlerde AKP Genel Başkanı RTE’nin milletvekili seçileceği neredeyse kesinleşti. Pazartesi sabahına milletvekili olarak uyanan RTE’nin yemin törenini ardından ilk işi kabineyi değiştirmek olacak. Öyle ya kendi otoritesini hiçe sayan bakanlar var kabinede. Hem de tezkere gibi önemli bir konuda... Yani gelecek hafta Abdullah Gül’ün başbakanlığındaki 58. hükümetin istifasını ve 59. hükümetin kuruluşun izleyeceğiz büyük olasılıkla. Kabine değişikliğin piyasaya etkisinin olmayacağını söylemek hiç de iddialı bir yorum değil. Çünkü işin sahibi nihayet koltuğa oturacağı için piyasalar memnun olacak. Üç ay içinde bölünmenin eşiğine gelen AKP’de demir yumruk dönemi başlayacak. Artık piyasalar hiçbir şekilde Meclis’e gelen kararların geçip geçmeyeceği kaygısı taşımayacak. Başta da ikinci tezkerenin...Çarşamba günü Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök’ün hükümet ve tezkereyi destekleyen açıklamasının ardından ikinci bir tezkerenin Meclis’e geleceği ve bu tezkerenin çok büyük bir olasılıkla kabul edileceği konusunda piyasanın beklentilerinin yeniden canlandığını gördük. Gerçi bir yatırımcıların bir kısmı ilk tezkerenin reddinden sonra bir daha bu kadar net pozisyon almama eğiliminde olsa da önemli sayıda yatırımcının bu beklentiyi satın aldığını izliyoruz. Bush erken saldırırsaAma Bush’un son konuşması ile Türkiye’yi beklemeden Irak’a saldırabileceği yönündeki kuşkular güçlendi. Sadece bizde değil uluslar arası piyasalarda da aynı etkiyi izledik. Dünyanın önde gelen borsaları “savaş yakındır” endişesi ile dünkü seanslarında değer yitirdi. Eğer bu olasılık gerçekleşirse ABD ile yapılan tüm anlaşmalar, Kuzey Irak’ta, Musul Kerkük petrollerinin idaresinde söz sahibi olma olanağı, Türkiye’nin maddi zararlarının karşılanması olasılıkları tehlikeye girecek. Gerçi şimdiye kadar alınan sinyaller ABD’in Türkiye’nin desteği olmadan Kuzey cephesini açmak istemediğini gösteriyor ama yine de yeni durum yatırımcı açısından dikkate alınması gereken bir risk. Nitekim Türkiye piyasalarında da bu etkinin Cuma günü itibariyle dikkate alındığını gördük.BM savaş kararı alırsa14 Mart’ta yapılacak BM Güvenlik Konseyi’nde Irak’la ilgili bir karar alınması ihtimali mevcut. Gerçi Konsey’in daimi üyeleri veto kartını masaya koydular ama son dakikada işlerin değişmesi ihtimali her zaman mevcut. Olur da BM ABD’nin isteği doğrultusunda bir karar alırsa bu kez ABD’nin Türkiye’nin ikinci tezkeresine ihtiyacı kalmayacak. Yani üsleri de Türk topraklarını da BM kararları çerçevesinde olduğu için herhangi bir tazminat ödemeden kullanabilecek. Bu gelişmeler ışığında AKP hükümetinin, eğer gerçekten istiyorsa ikinci tezkereyi bir an önce Meclis’e getirmesi şart. Çünkü bu kez gelişmeler bizim takvimimizin dışında gelişiyor. Hatta çok hızlı davransa bile yine de uluslararası takvimini gerisinde kalabilir. Üstelik yeni hükümet kurulduktan sonra RTE’nin, kolay gibi görünse de, çelik disiplinini uygulaması, tezkereye hayır veren milletvekillerini ikna için belirli bir zaman ve mesai harcaması gerekecek. Bu kez hakikaten zamana sıkışmış durumdayız...
button