Yine ‘sehven’ beraat
Güncelleme Tarihi:
Ergenekon davasından sonra bu kez Askeri Casusluk olarak bilinen davada da “sehven” beraatı. Ergenekon davasında 16.5 yıl hapis cezasına çarptırılan Teğmen Mehmet Ali Çelebi’nin telefonuna görüşmediği halde görüşüyormuş gibi Hizbut Tahrir örgütünden bazı kişilerin log kayıtları eklenmeye çalışılmıştı.
Daha sonra ‘sehven-yanlışlıkla’ yükleme yaptıklarını söyleyen polisler yargılanmış ancak beraat etmişti. Benzer bir olay bu kez “Askeri Casusluk” davasında yaşandı. 15 yıl 7 ay hapis cezasına çarptırılan emekli Albay İbrahim Sezer’in telefon dökümlerine “Fuhuş çetesinin lideri” olduğu öne sürülen bir kadının görüşmelerini ekleyen iki polis de beraat etti. Cezası Yargıtay tarafından onanan ve hakkında yakalama kararı bulunan Sezer’in telefon dökümlerine Rus ajanı ve kadın satıcısı olduğu öne sürülen Vika’nın ismini ve “Ben ondan sonra Vika’nın yanına uğrarım ...meye” ifadesini ‘sehven’ yerleştirdikleri iddia edilen polis memurları Haşim Gülal ve Sezai Akgün beraatına karar verildi. İstanbul 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi gerekçesinde, Gülal ve Akgün’ün suç işleme kastıyla hareket ettikleri hususunda delil ve belge bulunmadığını, kast unsurunun olmadığını belirtti. Resmi belgede sahtecilik iddiasıyla 3 yıldan 8 yıla kadar hapis istemiyle yargılanan polisler dünkü duruşmaya katılmadı. Cizre’de görevli Gülal talimatla verdiği ifadesinde, “Çözümlemeyi Sezai Akgün yaptı. Emniyet’te tanzim ettiğimiz tutanaklarda çift imza usulü bulunmaktadır. Bir evrakı düzenleyenin amiri de o evrakta yer alır. Grup amiri olarak iletişim tespit tutanağında yer aldım. Orada iş yükünden kaynaklı ihmal yaşanmış. Art niyetli olduğunu düşünmüyorum” dedi. Ağrı’da görevli Sezai Akgün de talimatla verdiği ifadede şunları söyledi: “Müştekiyi tanımıyorum. Emniyet aşamasında ifadesinde bu husus fark edilmiştir ve şerh düşülüp kayıt altına alınmıştır. Olayın dinleme ve teknik takip kısmında yer almadım. Sadece bize verilen tapeleri metin haline getirdim.”